Büyük Türk düşünürü, tasavvuf ve halk şairi, Türkmen Kocası Yunus Emre…

Bu toprakların bağrından kopmuş, tüm insanlığa mal olmuş, sevgi felsefesinin mimarı, Türk dilinin usta yorumcusu dedemiz Yunus Emre…

Bir dolu YUNUS gelmiş geçmiş Tabduk dergahından, amma Yunus gibisi bir daha hiç gelmemiş…

'Taptuk'un tapusunda,
Kul olduk kapusunda,
Yunus miskin çiğ idik,
Piştik elhamdülillah' diyen bir tane Yunus'umuz var bizim…

Öz be öz Bizim Yunus…

Türkçe'nin bir kenara itildiği o dönemlerde arı duru yazmış, ardından gelenlere öncülük etmiştir /bizim Yunus…

O yüzdendir ki! Yunus'un dili Anadolu Türklüğünün dilidir… Özü sözü bizdir…

Bizim Yunus öyle bir dem ki!

Şiirlerinden bile tam manasıyla bizim anlayamadığımız, yazılan romanların bile anlatmaktan acze düştüğü, (maalesef) sinemaların, dizilerin ifade dahi edemediği bir gönül sultanı…

Biz ise acz içinde bir kul…

Hal böyleyken, bizim Yunus'u ne kadar dile dökebiliriz ki!

'ANMA'DA DÜNYA LİDERİYİZ!

İlk nefesi Yunus diyarında aldığımızdan mıdır bilinmez, çocukluğumuzdan bu yana 6 Mayıs farklı(idi) nezdimizde… Malıç diliyle 'Yunusemreler günü' diye bildik /söyledik…

Yaş aldıkça 6 Mayıs'a sığmadı /taştı sevgimiz /sığmaz da…

Hani o ilahi aşkla söylediği 'Yaradılanı Sev Yaradandan Ötürü' sözü ile dünyaya sevgi ve hoşgörü mesajı veriyor Bizim Yunus /anlayana…

Her yıl Mayıs ayının 6'sında (Bu yıl 5 Mayıs) bu gönül adamı 'Bizim Yunus' için etkinlikler düzenleniyor…

Geçmiş yıllarda Uluslararası boyutta düzenlendiği gibi TC Eskişehir Valiliği ve Anadolu Üniversitesi 'Yunusemre Kültür ve Sanat Haftası Programı' adı altında da düzenlendiği olmuştur…

Kağıt üzerinde ağzına kadar dolu anma programları…

Adı üzerinde anma…
Ve biz anma törenlerinde Dünya lideriyiz!
Peki ya andığımız bizim Yunus'u ne kadar anlıyoruz?


Bizim Yunus bakın tam burada ne diyor!

GEL YANALIM DOSTLAR İLE…

Hak yolunu gözler isen
Gel yanalım dostlar ile.
Âşık izin izler isen
Gel yanalım dostlar ile.

Ey biçare Yunus heman
Dost yoluna gerek kurban
Ver canını iste canan
Gel yanalım dostlar ile.
Yunus Emre (k.s)

Bizim Yunus'un 'Gel yanalım dostlar ile' dizelerinden neyi anladığımız önemli…

Kanaatimiz odur ki bizim Yunus'un derdi, dost ile Y/anma ile…
Derdi derdimiz ola!

Anmaktan ziyade bizim Yunus'u anlamayı ve anlatmayı şiar edinmeliyiz diye düşünüyorum…

O gün oraya giden protokol, ekabir takımı ve dahi tüm beşerler bir an Yunus Emre'nin kendilerini karşılayacağını düşünerek gitmeli…

Hak etmeli bizim Yunus'u…

Anmalı lakin önce anlamalı…

Anlayamadan, anmaya gidiyoruz içimiz bomboş vaziyette… Ve dolduramadan heybemizi geri dönüyoruz izimizin üstüne…

Bize buğday dahi veren olmuyor geçtik himmeti…

Birde protokol aymazlığı var ki hak getire…

Lider olduğumu bir diğer mecra protokol…

Değişir mi bilmiyorum lakin her yıl devasa bir platform kurulur, üzerinde konuşmalar vs…

Protokol bantlarını en az yüz metre ötesinde durur halk... Bakınca içiniz acır…

Ve tüm bunlar ''Ete Kemiğe Büründüm, Yunus Diye Göründüm' diye bizim Yunus'un dergahında olagelir…

NEDEN DÜZELMİYOR BU EĞRİLİK?

Hani demiş ya 'Cümleler doğrudur sen doğru isen, Doğruluk bulunmaz sen eğri isen' Daha ne desin o gönül eri!

Bizler yıllardır gündeme getiriyoruz bu acı durumu…

Maalesef bu tarz gönül makamlarında protokol kamburuna kurban gidiyoruz… Varsa yoksa o gün gelecek devlet erkanına odaklanıyoruz… Yüksek platformlar üzerinden halka sesleniyor sözüm ona /muktedirler…

Bu değil ki Yunus'u anmak,

O gönül insanı Yunus Emre, birilerinin hala kendisini anlamadığını, anlatılamadığını görse idi ne düşünürdü dersiniz?

2019 yılında dahi kabri başına gelenlerin büyük bir bölümünün anlamadan /anmaya geldiği hissetse nice olur halımız?

Ve dahi…

Yunus'u anlayan zaten koşarak gider o topraklara… Feyz almadan da dönmez…

VALİLERİMİZE DESTEK OLMALIYIZ…

Demiştik yineleyelim… Bizim Yunus'u tanıtma görevini sadece (yerel ve kamu) yöneticilerimizin sırtına yük etmek bizlerin eksikliği… O yükü hafifletmek ve dahi anlamak ve anlatmaya alışmak boynumuzun borcu olmalı…

Bizler Yunus'umuzu, inanın gerektiği kadar tanıtamıyoruz... Eskişehirli olarak değerlerimize sahip olma adına görev ve sorumluluklarımız olmalı…

Atamız Yunus Emre'yi, analım /anlayalım /tanıtalım ki, bizler için, 'Yunus Emre'nin Tabduk Emre'ye götürdüğü odun kadar düz ve sağlamdır' desinler…

Ve dahi ezcümle;

Doğru, dürüst ve dümdüz adam olmayı öğrenelim… Öyle bir olalım ki, bakan bizde Yunus'u görsün…

Gönül ister ki bizler /her demde bizim Yunus nefesini, bizim Yunus ruhunu, bizim Yunus gönlünü konuşalım...

Ete kemiğe bürünen, Yunus diye görülen bir güzeli konuşalım bir ömür...

Özümüz, sözümüz, közümüz YUNUS olsun…

MİSAFİR YÖNETİCİLERİMİZ VALİLERİMİZ…

Yunus gönüllü bir dostumuz, büyüğümüz vardı… Ömrümüzün bazı dilimlerinde ÇAY'ı ve muhabbeti nasip olurdu…

O Yunus gönüllü insan dönemin Eskişehir Vali yardımcısı (şu anda Aydın Vali yardımcısı) Ömer Faruk Günay'dı…

Yıllar önce kaleme aldığım Yunus yazılarından birini okuyup aramış uzun uzun muhabbet etmiştik… Öyle bir gönül ki kafesine sığmaz…

Ve bir iletisinde 'Merhaba Hüseyin, kulakların çınlıyor mu bilmem...' diye başlamış sözlerine… 'Hiç unutmadım misafir yöneticiler değil biz sahip çıkalım Yunusumuza, sözlerini…'

Şimdilerde Eskişehir yine boş değil… Yunus dilli Vali Yardımcılarımız Aslan Avşarbey Bey var mesela… Eskişehir Valimiz var…

Allah cc sayılarını artırsın…

***
…'Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi' diyen Bizim Yunus'a gitmektir niyetimiz /nasipse tabi…

Yaa Rabbi bize hak aşığı derviş Yunus gibi olmayı nasip eyle /mümkün değilse de yolundan gitmeyi nasip eyle…
Amin…