16 Nisan 2017 de yapılan, Türk tipi CUMHUR hükümet sistemi anayasa değişikliği referandumunda, burun farkı evet çıkınca, sonuçlara itiraz edenlere, Recep Tayyip Erdoğan, 'ATI ALAN ÜSKÜDARI' geçti demişti.
Anayasaya'uyum yasaları' 6 ay içinde çıkartılması gerekiyordu. AK Partinin sözcüleri uyum yasaları ile ilgili çalışmaların bittiğini, her şeyin hazır olduğunu söylüyorlardı. Hatta Seçim barajlarının düşürülebileceğinden, makul bir seviyeye çekilebileceğinden bahsediyorlardı...
Dar bölge, daraltılmış seçim modellerinin üzerinde çalışma yaptıklarını söylüyorlardı...
Ekranlardan eksik olmayan Anayasa hocası Mustafa ŞENTOP bu görüşleri savunuyordu...
Aradan tam bir yıl geçti...
Siyaset mühendisliği yapılarak milletten bazı şeyler gözden kaçırıldı... Boş gündemle yurttaş uyutuldu... Millet avutuldu.
Zaman çok çabuk geçti.
Cumhur ve Millet çatısı kuruldu...
Cumhur çatısının işbirlikçisi, MHP+BBP...
Adayları Recep Tayyip Erdoğan...
Millet ittifakında sadece Milletvekili seçiminde geçerli. CHP'nin İyi parti ve Sadet partisi dışarıda kalmasın diye geliştirdiği bir formül...
Büyük uzlaşma. Baraj sıfırlandı...
Dışarıda kalan HDP...
Cumhurbaşkanlığı tercihinde herkes kendi adayına 'oy' verecek...
Şimdi, bazı iktidara yandaş televizyonlarda sipariş programlarda seçimin bittiğini Erdoğan'ın, % 60 oranında oy alarak seçileceğini söyleyebiliyorlar...
CHP'nin durumu seçimden sonra daha da kötüye gidecek. Daha da 'marjinalleşecek 'diye konuşuyorlar.
Ne diyelim! Ekranlar, AK Partinin trol borazancı başlarının işgalinde. Bir de, bir anlatıyorlar ki vay, vay!
Seçim bu. Hani bir söz vardır 'aç tavuk kendinin buğday ambarında sanırmış'!

Millet ittifakını küçümsemeye gayret edenler var. Her türlü çamuru atıyorlar. Kendi FETÖŞçülerle işbirliği yaptıklarını unutarak, CHP' yi, Saadet'i, İYİ parti' yi Fetöcülükle suçlamak hiç ahlakı değil.. Çamur at izi kalsın anlayışı siyaseti zaten yeterince kirletmiş. AK parti ye göre muhalefet eden herkes 'fetöcü'... AKP'ye karşı kurulan tezgaha, üst aklın emrine, dış güçlerin yeni saldırısına bağlıyorlar...
AK Parti bu anlayıştan vazgeçmeli, milletle tekrara bütünleşmeli, iddialarını belgelerle ispatlamak zorundalar…
BBP İTTİFAKTA...
Bu ittifaka Devlet Bahçeli karşı idi. Lastik patlamasın diye ses çıkarmamıştı...
BBP' sinin genel başkanı olan Mustafa Destici, en sonunda TAYYİP ERDOĞAN'IN cömertliğine güvenerek düşündü taşındı ve Cumhur ittifakında yer alıverdi...
BBP'nin milletvekili adayları, AKP'nin listesinden seçime girecek. İttifakta yer almasıyla birlikte, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin açıklamaları da gündem olmaya başladı.
Destici'nin arşivinde ise, bugün görmek istemeyeceği çok şey var...
Destecinin arşivi yine açıldı içinden yine FETÖ çıktı. Bakın neler söylemiş!
Destici'nin, FETÖ'ye yönelik 14 Aralık 2014'te yapılan ve kapatılan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, kapatılan STV Genel Yayın Yönetmeni Hidayet Karaca gibi isimlerin gözaltına alındığı operasyon sonrası yaptığı acıkama da, Zaman gazetesine yapılan operasyonu muhalefeti sindirme operasyonu olarak değerlendiren Destici, AKP'nin kendisini sorgulaması gerektiğini söylemiş.


UTANÇ VERİCİ
KRT'deki yayımlanan programa telefonla bağlanan Destici, Zaman ve STV yöneticilerine yapılan operasyonu 'algı operasyonu, psikolojik operasyon' olarak nitelendirmiş!
Destici operasyonlarla ilgili, 'Türkiye açısından çok vahim bir süreç olarak değerlendiriyorum. Bu operasyonlar muhataplarından ziyade, Türkiye'nin hem dışarıdaki itibarına büyük bir darbe vurdu hem de iç barışına büyük darbe vurdu' demiş.
Destici, Ekrem Dumanlı gibi isimlerin gözaltına alınmasına tepkisini ise, 'Uyuşturucu kaçakçılarına, ya da teröristlere layık görülmeyen muamelenin, Türkiye'de gazetecilere, basın mensuplarına, dizi oyuncularına, ya da senaristlerine görülmüş olması, utanç verici' demiş
'GAZETECİ ARAŞTIRDIĞINI YAZAMAYACAK MI'?
Operasyonun gerekçesi olarak söylenenler için, 'Basına yapılan darbeyi, basın özgürlüğüne yapılan darbeyi örtemez' yorumunda bulunan Destici 'Gazeteci araştırdığını yazamayacak mı' diye sormuş.
Destici, 'BBP olarak bizim isteğimiz şu; demokratik cumhuriyetlerde demokratik rejimlerde, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu hiçbir ülkelerde, basına karşı, sanatçılara karşı bu tür operasyonlar yapılmaz, derdest edilmez' demiş...
Daha neler söylenmiş neler! Geçmiş zamanın arşivleri orada duruyor?
Namık Akdoğan, bir yazımdan dolayı beni telefonla arayarak eleştirmişti... BBP' sinin 'ufak çıkarlar peşinde' olmadığını ısrarla belirtmişti...
Ben de, zaman gösterecek demiştim.
Zaman beni haklı çıkarttı. Gerisini yazmayayım..
Hiç boşuna uğraşmayın!...
Eğer ülke iyi yönetilebilseydi mesele yoktu...
Dile kolay !16 tam yıl kesintisiz iktidar olan ve milyarlarca dolar para kullanan iktidarın ne başarısı var?...
Borçlandıklarını bir kenara koyalım...
Elimizi vicdanımıza koyarak şu soruyu soralım… Eğer iyi yönetildiyse, hem de ustalık döneminde;
1- Enflasyon neden bu kadar yüksek?
2-Paramız neden bu kadar değer kaybetti?
3-Dolar ve diğer paralar neden bu kadar yükseldi?
4-Tarım ve hayvancılıkta neden bu kadar geriledik?
5-Ekonomide neden bozulmalar var?
Ekonomimizin yapısal bozukluğu düzeltilememiştir. 'cari açık' bağımlısı devam etmektedir. Dolayısıyla şimdiye kadar yapılması gereken 'yapısal reform'un hedefi de bunu ortadan kaldırmak olmalıdır.
Ama ne yazık ki yapılamamıştır. Devlet kimsenin çiftliği değildir. Koltuklar da birilerini zengin etme aracı değil...
Çağdaş demokrasilerine bakalım... İktidarı indirmek için çaba sarf etmeyen muhalefet partisi var mı? Seçime girip iktidarı hedef almayan yok. Aksi düşünülemez bile...
Alternatif olmazsa demokrasi olmaz...
Demokrasinin 'bekası' alternatif bir siyasal partinin olmasıdır..
Başka türlü değişim nasıl olacak?
Demokrasinin temel kuralı iktidara gelmek...
İktidarda olanı indireceksin ki, yerine geçeceksin...
Seçim niye yapılıyor ki!
Çelik çomak oynamak için mi?