Eskişehir Barosu 5 Nisan Avukatlar günü dolayısıyla Vilayet Meydanı’nda çelenk sunma töreni gerçekleştirdi. Yüzlerce avukatın katılımıyla gerçekleşen törende konuşan Baro Başkanı Barış Günaydın, hukuk devletinin bağımsız bir savunma ile mümkün olduğuna dikkat çekerek İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınmak istenmesine tepki gösterdi.
"Avukat özgür değilse, yargı bağımsız değildir"
Baroların avukatlık mesleğini güvence altına alan anayasal kurumlar olduğunu vurgulayan Günaydın, “Hukuk devleti, ancak bağımsız savunmayla ayakta kalır! Avukat özgür değilse, yargı bağımsız değildir. Baro özerk değilse, savunma susturulmuştur. Bu doğrultuda, İstanbul Barosu Genel Kurulunun iradesiyle göreve gelen Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin, mesnetsiz iddialara dayanılarak, hukuka aykırı bir kararla görevden alınmak istenmesi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı ilkelerine açıkça aykırıdır. Zira Barolar, yalnızca meslek örgütleri değil, aynı zamanda demokratik toplum düzeninin teminatı olan avukatlık mesleğinin icrasını güvence altına alan anayasal kurumlardır. Avukatların yargısal ve idari baskılara maruz bırakılması, kamu gücünü elinde bulunduran merciler tarafından baroların etkisizleştirilmeye, meslek örgütlerinin işlevsiz hâle getirilmeye çalışılması, hatta Baroların kanunla verilmiş görevlerini yerine getirdiği işlemlerin dahi hukuki ve cezai yaptırımlarla tehdit edilmesi asla kabul edilemez!” diye konuştu.
"Savunma varsa umut vardır!"
Son günlerde pek çok kişinin gözaltına alınması kararının hukuka aykırı olduğunu belirten Günaydın, avukatların susturulmasının adaletin çökmesi anlamına geldiğini vurguladı. Günaydın, “Son dönemde, hukuk devleti ilkesine taban tabana zıt, yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına doğrudan zarar veren, yürütmenin yargı süreçlerine müdahale ettiği izlenimini pekiştiren çok sayıda hukuka aykırı uygulamaya tanıklık ediyoruz. Ne yazık ki; bu süreçte yurttaşlarımız ve meslektaşlarımız, haksız ve mesnetsiz gözaltı ve tutuklamalara maruz bırakılmakta ve yalnızca görevini yapan, yalnızca hukuku savunan avukatlar, hukuksuzluğun hedefi hâline getirilmektedir. Savunmayı susturmayı hedef alanlar, adaleti de çökertmeyi göze almış demektir! Savunma varsa umut vardır! Baro varsa direnç vardır! Avukat varsa; adalet hâlâ mümkündür!” ifadelerini kullandı.
"Aylar sonra ödenen ücretlerle değersizleştiriliyor"
Avukatların yaşadığı mesleki zorlukları dile getiren Günaydın, “Avukatlar hukuki ve idari baskıların yanı sıra ağırlaşan ekonomik-sosyal koşullar ve uğradıkları saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermek zorunda bırakılmaktadır. Bugün genç avukatlar, büyük hayallerle girdikleri bu meslekte ayakta kalma mücadelesi veriyor. Meslektaşlarımız, her sabaha ekonomik kaygılarla uyanıyor. Stajyer avukatlar, kamu kaynaklarının adil dağılımıyla hazineden ücret almaları gerekirken, ekonomik bağımlılık zincirine mahkûm ediliyor. Adli yardım dosyaları için verilen emek, aylar sonra ödenen ücretlerle değersizleştiriliyor. Meslektaşlarımızın CMK görevlendirmeleri kapsamında hak ettikleri kanuni vekalet ücretleri ödenmiyor. Avukatlar kollukta, adliyede, mahkemede, sokakta, bürosunda hatta evinde şiddete uğruyor, öldürülüyor. Bu acı gerçekler karşısında susmak değil, dayanışmayı büyütmek, sorunları yüksek sesle dile getirmek ve meslektaşlarımızın yalnız olmadığını hissettirmek en temel görevimizdir” açıklamasında bulundu.
"Savunma boyun eğmez!”
Günaydın açıklamalarına şu sözlerle son verdi: “Yargının bağımsızlığının yok edilmesine, baroların seçilmiş organlarının görevlerine yargı müdahalesiyle son verilmesi çabalarına ve hukukun üstünlüğünün zedelenmesine karşı meslek onurumuzu ve toplumun adalete olan inancını koruma kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Meslektaşlarımıza ve tüm kamuoyuna duyurmak isteriz ki, bağımsız savunmanın, özgür ve kararlı temsilcileri olarak buradayız; görevimizin başında, sorumluluğumuzun farkındayız! Bizler, susmayacağız! Boyun eğmeyeceğiz! Biz, bağımsız savunmanın yılmaz neferleriyiz! Savunma susmaz! Savunma durmaz! Savunma boyun eğmez!”