2009 yılında Eskişehir’de doğan Aybel Yeler, annesi Asiye Aksoy ile birlikte Şirintepe mahallesinde yaşıyor. Eskişehir Önder Spor Kulübü taekwondocusu olan Aybel, 5 yaşında başladığı bu branşta Türkiye 2’ncisi, ANALİG Türkiye Şampiyonu, Milli Takım Seçme Şampiyonu ve son olarak Sırbistan-Belgrad’da yapılan Yıldızlar Avrupa Şampiyonası’nda 3’üncü olmayı başardı. Eskişehir’in Sporda Parlayan Yıldızları serisinin 3’üncü konuğu olarak Aybel Yeler, annesi Asiye Aksoy, antrenörü Deniz Kaya ve Kulüp Başkanı Halit Yavuz ile, Şirintepe’den Belgrad’a uzanan serüveni konuştuk.  

Spora nasıl başladın?

Aybel Yeler: Spora ablam sayesinde başladım. 5 yaşımdayken ablam taekwondoya başladı. Onu kıskanarak başladım. Ablam bıraktıktan sonra ben de ara verdim. Daha sonra Deniz hocam aracılığı ile taekwondoya tekrar devam ettim.

Başka bir branşa yönelmeyi düşündün mü?

Aybel Yeler: Çok kez başka branşa geçmeyi düşündüm. Taekwondo yaparken de bıraktığım zaman da başka branşlarla uğraşıyordum aslında ama o sporlarda yeteneğim olmadığını fark ettim. Taekwondoya devam ettim ve yeteneğimin bu branşta olduğunu anladım.

Elde ettiğin dereceler nelerdir?

Aybel Yeler: 2018’de miniklerde iller arası derecelerim var. Ardından geçtiğimiz yıl temmuz ayında Türkiye 2’nciliği elde ettim. Ağustosta ANALİG Türkiye Şampiyonluğu, eylülün sonunda Milli Takım seçmesinde şampiyon oldum. 21 Ekim’de de Avrupa 3’üncüsü oldum.

Avrupa Şampiyonası öncesi nasıl bir hazırlık sürecinden geçtin?

Aybel Yeler: Normalde antrenmanlarımız haftada 4 gün oluyor. Bu şampiyona öncesi antrenman sürelerimizi ve günlerimizi arttırdık. Özel antrenmanlar yaptık. Partnerlerim değişti. Benden boyca ve yaşça büyük kişilerle eşleşerek antrenmanlar yapmaya başladım. Zor bir süreçti.

Avrupa Şampiyonası deneyiminden bahseder misin?

Aybel Yeler: İlk kez yurt dışına çıktım. İlk kez uçağa binişimdi oldukça heyecanlandım. Maç günü stadyuma gittiğimde Türk yoktu. İngilizce konuşmak durumunda kaldım. Oraya gitmek benim için çok güzel bir deneyimdi. Orada ilk maça çıktığım zaman tatamiye (Japon dövüş sanatları gibi spor dallarında kullanılan bir tür minder) bastığımda çok gerilmiştim. Maçı almak hiç düşünmediğim bir şeydi ama başardım. Avrupa 3’üncüsü olduğumda bayrağımızı dalgalandırmak beni çok mutlu etti. Keşke İstiklal Marşımızı da okutabilseydim.

Heyecanını nasıl yatıştırdın, kendini nasıl motive ettin?

Aybel Yeler: Arkamda Milli Takım Antrenörü Sertaç hocam vardı. O ve diğer antrenörlerimiz sürekli direktifler veriyordu. Tabi zaman zaman Deniz hocam, takım arkadaşlarım ve annemle konuşmak beni rahatlatıyordu. Onlar benim heyecanımı bastırdı.

İlk kez milli takımdaydın. Ülkemizi temsil ederken neler hissettin?

Aybel Yeler: Çok heyecanlı ve çok gururlu bir durum. Tabi kürsüye çıktığımda içim biraz buruktu. İstiklal Marşımızı okutamadım. Bunun üzüntüsünü yaşıyorum ama yine de dereceye girdiğim için çok mutluydum. Ülkemiz adına yarışmak çok gurur verici…

Geleceğe dair hedeflerin nelerdir?

Aybel Yeler: Bu yıl gençler kategorisine yeni geçtim. Gençlerde daha 4 yılım var. Bu sene ilk senem olduğu için kendimi deneyeceğim. Ama sonrasında Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında zirveye çıkmayı hedefliyorum. En sonunda ise tabii ki Olimpiyat Şampiyonu olmak hedefim.

Deniz hocam Aybel sizce nasıl bir sporcu?

Deniz Kaya: Aybel ile 5 yaşındayken küçük bir okulda çalışmaya başladık. Aybel bence çok hırslı. Kırılganlığı da var ama genel olarak tuttuğunu kopartan bir sporcu. Gençlerde Avrupa ve Dünya başarılarını yakalayacağımızı düşünüyorum. Üst düzey başarılar için uğraşacağız.

2023 yılı nasıl geçti?

Deniz Kaya: 2023 iyi geçti. 4 aylık periyotta Türkiye Şampiyonlukları ve 2’ncilikleri aldık. Milli takım seçmesinde şampiyon olup Sırbistan’a gittik ve Avrupa 3’üncüsü olduk. Ben bu başarışı Şirintepe mahallesinden Belgrad’a bir yolculuk olarak kafamda canlandırdım. Bu başarılar kolay olmuyor. İnanmak lazım. Aybel de sonuna kadar inanıyor. Aybel’e güveniyor, annesi Asiye hanıma desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Eğer veli sporcunun yanında değilse sporcu bırakmaya kadar gidiyor. Kulüp başkanlarıma, Halit ve Yavuz hocalarıma çok teşekkür ediyorum.

Eskişehir’de spor ne durumda, ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?

Deniz Kaya: Eskişehir’de taekwondoya ilgi çok fazla. Taekwondo diğer branşlara nazaran çocuklara biraz daha disiplin katıyor. Spor hayatın her yanında olmalı. Ama sporda tabii ki maddi sorunlar yaşanıyor. Sponsor bulamıyoruz. Özel salonuz, evet sporculardan belli bir ücret alıyoruz ama sadece bununla olmuyor. Büyük sponsorlara ihtiyaç duyuyoruz. Taekwondonun daha çok duyulması lazım. Federasyonumuz büyük reklamlar yapıyor ama tanıtım açısından biraz yetersiz kalıyoruz. Destek göremiyoruz.

Aybel Avrupa’da kürsüye çıktığında neler hissettiniz?

Asiye Aksoy: Çok ağladım. O maçı kaybettiği zaman beni arayıp söyledikleri kulaklarımdan gitmiyor. ‘Özür dilerim anne başaramadım’ dedi. Ben ona ille şampiyon olacaksın demiyordum ama onun büyük hedefleri, hayalleri vardı. Bizi daha büyük yerlere taşımak istediğini söyler hep. Sırbistan’da ‘Ben bayrağımızı göndere çektiremedim’ diye ağladı ben de onunla ağladım. İnşallah bir dahaki sefere bayrağımızı göndere çektirip marşımızı okutacak. Kürsüde fotoğraf çektirirlerken dikkatimi çekti. Sporcuların hepsi bayrakları omuzlarına atmış ama benim kızım çekmiş, gururla önünde tutuyordu. O kadar gurur duydum ki anlatamam.

Asiye hanım, sporcu ailesi olmanın zorlukları neler?

Asiye Aksoy: Ben tek başıma kızımı yetiştirmeye çalışıyorum. Çalışıyorum, çoğunlukla yanında olamıyorum. Sabah 7’de işe gidip akşam 7 buçuk 8’de anca eve dönüyorum. Sabah yalnız kalkıyor okuluna gidiyor, okuldan çıkıp aç karna antrenmana geliyor. Tek başına hayatını sürdürüyor. Ben onu telefonla yönlendirmek zorunda kalıyorum. Tek başına savaş veriyor. Maddi manevi elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum. Aybel’in istemesi benim için yeter. Allah sağlık sıhhat versin gerisini biz bir şekilde hallederiz.

Hocam Aybel’in hem başkanısınız hem de antrenörü. Aybel nasıl bir sporcu?

Halit Yavuz: Uzun süre taekwondoya ara vermişti. Apar topar Türkiye Şampiyonası’na gittik. Orada salona girmeden önce ‘hocam ben final atacağım’ dedi. Gerçekten de final attı, Türkiye Şampiyonu oldu. İşte bunu diyebilmek mesele. Aybel çok pozitif, çok olumlu düşünen bir sporcu. Bu kafayla istediği her şeyi başarır. Az önce röportajınız esnasında olimpiyatlar dedi. Evet bu kafayla olimpiyatlara kadar gider. Ben yaparım diyebilmek çok önemli ve Aybel de bunu diyor.

Muhabir: SEMİH AKDEMİR