Eskişehir Yaş Sebze ve Meyve Üreticiler Birliği Başkanı Yıldıran Kılıç, son dönemdeki iklim değişikliği ve yeraltı su seviyelerindeki düşüşün, bölgedeki sebze üreticilerini olumsuz etkilediğini açıkladı. Kılıç, yeraltı sularındaki çekilmenin, özellikle sulama ihtiyacı duyan sebze üretiminde ciddi tehditler oluşturduğunu belirtti.
Kılıç, son yıllarda artan sıcaklıklar ve yağış düzensizliklerinin, tarımda verimliliği olumsuz etkilediğini vurgulayarak, "İklim değişikliği ile birlikte özellikle yaz aylarında sulama ihtiyacı daha da artıyor. Ancak yeraltı su seviyelerindeki çekilme, bu ihtiyacın karşılanmasını zorlaştırıyor. Bu durum, sebze üretiminde ciddi kayıplara yol açabilir" dedi.
Şehrimizde 2-3 yıldır kar yağışı olmamasından dolayı yeraltı sularının beslenemediğini ifade eden Kılıç, küresel ısınmanın getirdiği olumsuzlukları ele aldı. Plansız ekim nedeniyle 2024 yılında mahsüllerin yüzde 60’ının tarlada kaldığına dikkat çeken Kılıç, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü’nün planladığı kapalı sistem sulama projesinin hayata geçmesi halinde Eskişehir’in susuzluktan kurtulabileceğine dikkat çeken Kılıç, “Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü’nün Muttalip Orta mahalleden başlayan ve yaklaşık 180 bin dönüm araziyi sulayacak bir kapalı sistem sulama projesi var. Geçen ay bizi davet ederek bu projeyi tanıttılar. Biz zaten varlığını biliyorduk ama çok maliyetli bir proje. Bugünkü maliyeti tahminen 10-11 milyar lira civarında. Kolay bir iş değil ama Dünya Bankası’ndan finansman sağlandıysa yapılabileceğini düşünüyoruz. Bu proje Eskişehir’i susuzluktan kurtaracak bir proje” dedi.
YERALTI SULARINDA ÇEKİLME VAR
Yağmurun yeraltı kaynaklarına inme sürecinde küresel ısınmanın etkisiyle buharlaştığına, kar yağışının ise beklenen seviyede olmadığına dikkat çeken Kılıç, yeraltı kaynaklarında ciddi oranda çekilme olduğunun altını çizdi. Kılıç, “Maalesef çiftçinin umduğu yağmur yağmadı. Bu durum ilerleyen günlerde bizim için büyük bir sıkıntı olacak. Normal şartlarda karın dağlara düşmesi, zamanla yavaş yavaş eriyerek yeraltı sularını beslemesi lazım. Ancak maalesef, kar yağsa bile küresel ısınmadan dolayı kışın hava sıcaklıkları çok yüksek. Kar hızla eriyor, yeraltı sularına inmeden buharlaşıyor ve bize hiçbir faydası olmuyor. Yeraltı suları, yağmur sularından çok karın erimesiyle beslenir. Özellikle Eskişehir için konuşuyorum, son 3 yıldır kar yağmadığı için yeraltı sularında ciddi bir çekilme var. Bu durumu gerekli mecralarda dile getiriyoruz ama ne yazık ki kimse pek önemsemiyor. Eskişehir’de sebzenin yaklaşık yüzde 80-90’ı yeraltı suyuyla sulanıyor. Kanallardan da su kullanıyoruz ama küresel ısınma nedeniyle barajlardaki su azaldığı için yazın 15 günde bir rotasyonla su veriliyor. Bu da sebze üretiminde büyük bir sıkıntı yaratıyor. Normalde Porsuk Nehri’nden bırakılan fazla su, Fevzi Çakmak, Alpu bölgesi ve aşağısında drenajlarla yeraltı sularını besliyordu. Ancak 15 günde bir rotasyon nedeniyle bu şans da ortadan kalktı. Yeraltı sularının mutlaka bir şekilde beslenmesi lazım, aksi halde hızlı bir şekilde çekiliyor” açıklamasında bulundu.
“GİRDİ MALİYETLERİMİZ ÇOK YÜKSEK”
Serbest piyasa ekonomisinin üreticileri olumsuz etkilediğini belirten Kılıç, denetim ve planlama eksikliğine dikkat çekti. Kılıç, “Şu anda üretimde ciddi bir sıkıntımız yok. Ancak pandemiden sonra piyasada müthiş bir fırsatçılık başladı. Denetim yapılmıyor ve serbest piyasa ekonomisi bizi de üreticileri de mahvediyor. Girdi maliyetlerimiz çok yüksek, üretim planlaması yok. Eğer bu şekilde devam edilirse çok yakın bir zamanda insanlar sebze ve meyveyi çok pahalıya yiyecek. Çünkü üretici rastgele üretim yapıyor, planlama olmadan ekim yapıyor. Bu nedenle ekilen ürünlerin yüzde 60’ı bu yıl tarlada kaldı. Akaryakıt, ilaç, tohum ve gübre dışarıdan ithal edildiği için hem ülkeye hem üreticiye hem de vatandaşa zarar oluyor. Ürün bolluğuna rağmen vatandaş hâlâ ucuza sebze yiyemiyor” diye konuştu.