Tepebaşı Belediyesi 4 dönemdir Ahmet Ataç’ta…

Bir kez daha kazanması durumunda Yılmaz Hoca ile dönemlerini eşitleyecek.

Her ikisi de şehrin 25 yıllık tarihine damga vurmuş isimler olacak.

Zaten öyleler.

Şehrin geride kalan 25 yıldaki değişimi yurt dışında bile inceleniyor.

Özellikle Tepebaşı!

Bugün sosyal hayatın merkezi oldu.

Hafta sonları binlerce kişi Tepebaşı’na akın edip, vakit geçiriyor.

Ortada büyük bir gelişim olduğu açık.

Yaşı genç olanlar elbette bilmiyor ama Ataç, bu dönüşümü şöyle hatırlatıyor;

“Göreve geldiğimiz yıllarda ne sokak ne cadde ne de kaldırım…

Çamurdan dolayı yürüyecek tek bir yer bile yoktu!”

Doğru mu?

Doğru…

Neyse bunları kenara bırakalım…

Asıl anlatmak istediğime geleyim…

Şehirde büyük bir başarı sağlamış, girdiği her seçimi kazanan dahası her seçimde oylarını daha da artıran bir Ahmet Ataç var.

Son seçimde yüzde 60 sınırına kadar dayanmış bir isim.

En önemlisi;

“Sağcı bir bölge olan Tepebaşı’nda yapıyor tüm bunları…”

Son günlerde Ataç’ın devam eden çalışmalarını gözlemliyoruz.

Sabah saatlerinde başlıyor ziyaretler.

Kadınlarla buluşuyor, sonra esnaf gezisine çıkıyor.

Gençlerle bir araya gelip, belediye hizmet alanlarını geziyor.

Ev ziyaretleri akşam başlıyor.

Onlarca kişinin katıldığı ziyaretlerde vatandaşla buluşuyor Ataç.

Bitmiyor gün…

Ev ziyaretleri sonrası mahallelere uğranılıyor.

Geç saatlere kadar kahvehaneler, kafeler, halkın yer aldığı mekânlar geziliyor.

Tüm bunları Ataç ‘tek başına’ yapıyor.

Çünkü halktan gördüğü ilgi, alaka, sevgi ve samimiyet o kadar fazla ki ekstra bir ekibe, profesyonel şirkete, teknolojik giydirmelere ve diğer unsurlara hiç ihtiyaç duymuyor…

Ahmet Ataç olarak seçime giriyor, çok çalışıyor, ediyor, yapıyor ve kazanıyor…

Şu günlerde yine o Ahmet Ataç’ı izliyoruz…

Dahası;

Öyle bir performans ki, sanki Tepebaşı’nı yıllar sonra almak isteyen kişi kendisi!

Belki de bu yüzden rakipsiz kalıyor, tek rakibi de yine kendisi oluyor…

Gerçekten bravo…

Umarız geçtiğimiz aylarda 15 çeşit hastalık uydurup kendisini ‘hasta adam’ ilan edip dedikodu çıkaranlar utanır!

Umarım utanma duyguları vardır…

***********

AK PARTİ ZİYARET ETMEYECEK, İŞE DAHİL EDECEK!

Geçtiğimiz günlerde şunu dedik;

“AK Parti’nin günleri ziyaretlerle geçiyor.

“Hatta durum öylesine bir hal aldı ki, iş iadei ziyaretlere de iadei ziyarete dönüştü”

Bugün de durum bundan farksız!

AK Parti’yi saha yerine sosyal medyada birbirlerine yaptıkları ziyaretlerden görüyoruz.

Bunların en başında çiçeği burnunda İl Başkanı Gürhan Albayrak geliyor.

Gününün büyük bölümü öyle görünüyor ki parti binasında misafir ağırlamakla geçiyor.

Vakit bulduğunda ise bu kez kendi ziyaretler gerçekleştiriyor.

Ama o ziyaretler stratejik!

Neden?

Çünkü bugüne kadar partiye büyük emekler vermiş, katkılar sunmuş, vaktini, nakdini bu parti için harcamış isimler…

Daha doğru bir tabirle partinin duayenleri hepsi.

Şehirde karşılığı olan isimler.

Aynı furyaya şimdi partinin merkez ilçe adayları da kapılmış durumda.

Hem Hamid Yüzgüllü hem de Özkan Alp, ilk iş olarak “Partinin önde gelen isimlerine” ziyaretle başladılar…

Ve bu hareketleri bazı kesimlerde “Büyük iş” olarak algılanarak kocaman alkışlar aldı.

Bu kişilere göre, ‘Partinin önde gelen isimlerine’ yapılan ziyaretler şık bir başlangıç oldu.

Çünkü bu isimlerin desteğini almak demek bu kişilere göre oy potansiyelinin de kapısı aralamaktı!

Lafı uzatmayayım…

AK Parti’de son günlerin moda işi partiye emek vermiş, kentin tanıdığı, sevdiği, saygı duyduğu isimlere yapılan ziyaretler!

Dediğim gibi ilk bakışta güzel bir iş gibi duruyor!

Fakat biraz meselenin derinine inince şu soru geliyor aklımıza;

“O isimler aday yapılarak yarıştırılacak, yarıştırılıp seçim kazanacak isimler iken, neden ziyaret edilen isimler haline geldiler?”

Dahası;

Kitlesel binlerce oyu peşlerinden sürükleyecek bu isimler partinin dışına itilmişken, neden bugün kimsenin memnun olmadığı isimlerle işler yürütülmeye çalışılıyor?

Kısacası;

Mesele, iş yapacakları ziyaret etmekte değil, iş yapacakları sahaya sürmekte…

Maalesef AK Parti bunu başaramadı, bir türlü de başaramıyor…

*************

MALIÇ LOBİSİNE NE OLDU?

Eskişehir’de dengeler mi değişiyor yoksa siyaset yapanlar mı bilemiyoruz ama;

Meşhur Malıç Lobisinin güç kaybettiğini çok iyi gözlemliyoruz…

Biliyorsunuz;

Şehrin en ünlü siyasi lobisini oluşturur Mihalıççıklılar…

Özellikle son yıllarda genel seçim olsun, mahalli seçim olsun fark etmeksizin mutlaka adayları hatta seçilmişleri olurdu.

Aklımıza ilk gelen Sazak Ailesi oluyor elbette…

Merhum Şehit Gün Sazak’tan Metin Nurullah Sazak’a siyasette çok önemli değerler ortaya koydular.

Eskilerden CHP milletvekili Mehmet Ali Arıkan’ı hatırlıyoruz.

Son dönemlerden vekillik yapan Emine Nur Günay.

Vekilliği devam eden Jale Nur Süllü…

Belediye Başkanlarından Burhan Sakallı, Malıçlıların en ünlüleri arasında.

Ki AK Parti kurulduğundan bu yana ilk defa adı adaylıkta geçmiyor.

Malıç lobisi işte o kadar değer kaybetti bu yerel seçimlere gidilirken…

Peki, Malıç Lobisi yoksa kim var?

Elbette Sivrihisarlılar.

Tepebaşı’nda tam 4 aday Sivrihisarlı.

Dediğim gibi şehir siyasetinde bazı değişiklikler var.

Bakalım Malıçlılar bu işe ne zaman dur diyecek?