Şu kesin ki, Eskişehirspor alt liglere düştükçe;

“Şehrin ne tadı kaldı ne de tuzu!”

Süper ligde oynadığımız o yıllardaki sokak manzaralarını hatırlayın.

Çarşıda, pazarda, sokakta, caddede neredeyse herkesin üzerinde bir Eskişehirspor forması vardı.

Yarışmacı takım varken, şehrin dilinde tek konu sadece Eskişehirspor olurdu.

Hafta sonu oynanacak maçın hazırlıkları daha hafta başından başlardı.

Deplasmana gidilecekse planlar ona göre yapılır, Eskişehir’de oynanacaksa, çoluk çocuk herkes işini gücünü ona göre ayarlardı.

Hele eski stadyum günlerinde…

Maça saatler kala şehir merkezi adeta şenlik yerine dönerdi.

Caddelerde şarkı söyleyerek gezen gençler, ellerinde davullarla, sırtlarında formalarla stada yürüyen gruplar görürdük.

Maç sonrası ise karşılaşmanın kritiği ile geçerdi ilk günler…

+++

Şimdi o günler çok eskide kaldı.

Eskişehirspor, gün geçtikçe eridi…

Tüm kent eski günlere dönüş hep mücadele etmeye başladı.

Kurtuluş yılı denildi, direniş yılı denildi.

Kampanya üstüne kampanyalar düzenlendi.

Ancak hiç biri işe yaramadı.

Böyle olunca da moraller bozuldu, heves bitti.

Eskişehir sokakları da adeta sıradan bir Anadolu Kentinin sokaklarına dönüverdi!

Sadece bugünkü cansız, ruhsuz şehir hayatı bile Eskişehirspor’un bu kent için ne kadar etkili, ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetti.

**********

ELENMEYECEK TAKIM DEĞİL!

Eskişehir’in futbol kenti olduğundan söz ettik yandaki yazıda…

Hatta kentin futbola ne kadar hasret kaldığı sonucunu da çıkarabiliriz.

Bunun sağlamasını önceki akşam gördük.

2. Lig’e terfi için mücadele eden Anadolu Üniversitesi’nin maçına binlerce kişinin geldiğini gördük…

Üstelik hafta başı olmasına rağmen, üstelik bir gece maçı olmasına rağmen!

+++

Gelelim maça…

Öncelikle şunu söylemek gerekli…

“Anadolu Üniversitesi, İzmir’de Karşıyaka’yı nasıl yendiyse;

Efeler de Anadolu Üniversitesi’ni o şekilde yendi.”

Yani Anadolu Üniversitesi, İzmir’de uyguladığı taktikle kendi sahasında vuruldu.

Anadolu’nun oyun kurma hazırlıklarını orta sahada sert savunmayla kesen, ceza sahasına rakibini sokmayan bir Efeler izledik.

Rakibini bastırırken de iki atakla iki golü bulup maçı kazanan bir Aydın temsilcisi seyrettik…

+++

Genel olarak sahaya baktığımızda şunu söyleyebiliriz;

“Her ne kadar iç sahada kaybedilmiş bir maç olsa da Efeler takımı elenmeyecek bir takım değil!”

Hele hele Anadolu Üniversitesi’nden çok üstün bir ekip hiç değiller.

Akıllı taktik, kontrollü oyun ile Efeler’in Eskişehir’de yaptığını, Anadolu Üniversitesi Aydın’da kolayca yapabilir.

Kısacası ilk maç kaybedilmiş olsa da Efeler geçilmeyecek bir ekip değil…

***********

STADIN İSMİ KONUSU NE OLDU SAHİ?

Sporla başladık bugün, spora dair bir konuyu hatırlatarak bitirelim yazılarımızı…

Şehrin eksikliklerini sayıyoruz yıllardır.

Halkın bizzat yaşadığı ve giderilmesi gereken sorunlar var.

Onları tek tek sayarken çoğu zaman unuttuğumuz bir konu oluyor.

Diğerleri gibi yine sözü verilen ama yapılmayan bir iş!

O da yeni stadyumun isim meselesi…

+++

Eskişehirsporlular bu konuda çok hassas.

Yıkımı yapılan Atatürk Stadından sonra yapılan yenisine de aynı ismin verilmesi konusunda pek çok kesim ısrarcı.

Bu ısrar geçmişte iktidar partisinin yetkililerini de harekete geçirdi.

Hatta yapılan bir basın toplantısında isim konusunun halledildiği, konuyla ilgili resmi açıklamanın da yakın zamanda yapılacağı duyuruldu.

Gelin görün ki aradan aylar hatta yıllar geçti.

Ancak tek bir kişi bile Eskişehir’in yeni stadının isminin “Atatürk Stadyumu” olarak değiştirildiğini açıklamadı!

Açıklamayı bırakın, geçen günler içerisinde bu mesele resmen şehre unutturuldu.

Bizler ise elbette unutmadık.

Şehrin hafızasını şöyle bir tazeleyip, Stadyuma “Atatürk” ismini beklediğimizi bir kez daha duyuralım…