Oda seçimleri yaklaştıkça tek konuşulan konu siyasilerin hangi adayı desteklediğidir. Bugünün konusu da Oda seçimlerinde ağır bir siyasetçi elinin göründüğü…
Nitekim ETO Başkanı Metin Güler'e dahi sorulan 'Seçimlere belediye başkanlarının, milletvekillerinin ya da siyasetçilerin müdahalesi var mı? Seçim kendi mecrasında ilerliyor mu?' sorusu bile bu kokunun ne denli arttığının işaretiydi.
Nitekim önümüzde çok ciddi iki Oda seçimi yapılacak. ETO ve ESO seçimleri. Bu seçimler öncesi de Eskişehir kamuoyu başkan adaylarını destekleyen siyasetçileri konuşuyor. İş artık o noktadaki desteklediği aday için telefon açan siyasetçilerin olduğu, oy istediği dillendiriliyor. Durum böyleyken gözler de iktidar partisi olan AK Parti'ye çevrilmiş durumda.
PARTİ GÜCÜYLE DEĞİL KENDİ GÜCÜYLE
Durum bu noktaya kadar ulaşınca Cihan Yıldırım'ın sorusuna benzer soruyu Gökhan Koçal da eski Bakan Prof. Dr. Nabi Avcı'ya sordu. Aldığı cevap çok önemli…
Önemli çünkü Prof. Dr. Nabi Avcı, tam bir hoca gözlüğü ile konuya yaklaşarak şunları söyledi;
'Oda seçimleri ayrıdır. Siyaset ayrıdır. Dolayısıyla AK Parti olarak, hükümet olarak herhangi bir şekilde herhangi bir oda seçiminde herhangi bir aday için devreye girmemiz, parti ya da milletvekili kimliğiyle bu kimlikleri kullanarak seçimlere müdahil olmamız düşünülemez. Ama her adayın etrafında bizim partide görev yapan arkadaşlarımız var mı? var. Bazı arkadaşlarımız filanca adayı destekler bazı arkadaşlarımız falanca adayı destekler. Bu onların kişisel tercihleridir. Parti onlara şu adayı destekleyeceksin bu adayı desteklemeyeceksin demez. AK Parti üyesi olan arkadaşlarımızın kişisel olarak bir adayı destekleme hakkı vardır. Bunu yaparken parti gücüyle değil kendi kişisel saygınlığıyla kendi gücüyle, birikimiyle yapmasında fayda var'


HAKTAN DA HALKTAN DA ZIDDIYLA MUKABELE GÖRÜR
Tam bu açıklamanın olduğu gün AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay da konuyla ilgili konuştu. Dedi ki; ,
'Nisan ayında yapılacak Oda seçimlerinde üyelerin iradesine saygımız tamdır ve taraf olmamız mümkün değildir. Üye iradesinin tecellisi demokrasinin gereğidir ve tersi davranışlar Haktan da, halktan da zıddıyla mukabele görür...'
Harun Karacan da 2017'nin son aylarında adaylardan birini desteklediğine yönelik dedikodulara çok net ve sert bir açıklama ile cevap vermişti. Hiç kimseyi desteklemediğini deklare etmişti. Ancak Karacan son günlerde ismi bazı adaylarla sıklıkla anıldığı halde bunları yalanlamadı. İtiraz etmedi. Belki de buna itiraz etmemesi tartışmayı alevlendirdi ve bu noktaya gelindi. Ama bugünün konusu bu değil, bugünün konusu Oda seçimlerindeki siyasetçi eli…
ÜYELER GEREKEN CEVABI VERİR
Yazının girişinde sorulan soruya ETO Başkanı Metin Güler'in verdiği cevap;
'ETO siyaset üstü bir kurumdur. Her dönem de böyle olmuştur. Seçimlere müdahil edenler hata yaptığının farkında olacaktır. Ancak ben böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Şu anda ETO seçimleri kendi mecrasında ilerliyor. Üyemiz eğer siyaseten de müdahaleler olacağını hissederse sandıkta gerekli cevabı vereceğini düşünüyorum.'
Olmuştu.
Nitekim kağıt üzerinde bir siyasinin hatta iktidarın desteğini alan adayların en güçlü isimler olduğu görünse de aslında hiçbir zaman gerçekler beklendiği gibi çıkmaz. Hele Eskişehir'de bu durumun aksi yaşanmış onlarca örnek ve seçim hikayesi mevcuttur. Siyasetçilerin ilgili seçimlere doğrudan müdahil olması, böyle bir hava yaratması Eskişehir'de daima ters teper, oy kullanacak Oda, dernek üyelerinin tepkisini çeker.
ÜYELER SİYASETE DEĞİL VİZYONA BAKIYOR
Adaylar siyasi duruşları ile değil, ortaya koydukları proje, vizyon ve bakış açısı nezdinde desteklenir. Bir AK Parti seçmeni olan Oda üyesi pekala da sosyal demokrat bir adaya oy verebilir ki vermiştir de. Çünkü burada aslolan ilgili meslek dalının, o meslek erbaplarının sorunlarının minimize edilmesi ya da o sorunlara yönelik proje geliştirilmesidir.
Siyasilerin desteğini almış bir adayın etki alanı yaratması, baskı grubu oluşturması mümkün müdür? Rekabet ve çatışma ortamı içinde olması, üyelerin hakkını korumak adına talepçi olması ne derece beklenir?
BAKANLIK ATAMALARI OLSUN TARTIŞMA BİTSİN
Aksi durumda ne gerek var Oda ya da dernek seçimlerine? Bağlayalım tüm Odaları ilgili Bakanlıklara, Bakanlar gerekli atamaları yapsın. Olsun bitsin. Ne diye seçim telaşı yaratılıyor. Tüm dert siyasilerin desteğini almaya doğru gittiği yerde bu iş orada biter. Sivil toplum, katılımcı demokrasi, çatışma, uzlaşı kültürü gibi sözcükleri ansiklopedi kavramları gibi algılayıp yaşamamak gerekir. Bunlar yaşamımızı düzenleyen, yaşamımızı güzel kılan dengedir.
Bu tartışma Eskişehir'de çok alevlendi. Ve daha çok su götürecek gibi görünüyor. Siyasilerin desteğini alan adaylar mı kazanacak yoksa bu tartışma alevlenip oyuna yeni vezirler, kaleler mi sürülecek gözlemlemeye devam edeceğiz.