Tarih, 16 Temmuz 2020
Pınar Gültekin isimli genç bir kadın; vicdan-merhamet-duygu yoksunu bir erkek tarafından hunharca öldürüldü.
Bu genç kadının ardından, aynı sözcükler, aynı bilindik cümleler döküldü dilimizden.
''Bunu yapan insan olamaz''
''İnsanlıktan nasibini almamış biri ancak bu caniliği yapabilir.''
''Böylesine insan denemez. ''
Ve daha nice benzer cümleler...
Bu caniye, haklı olarak insan dememek için imtina ediyoruz. Böylesi yaratıklarla aynı insan formunda olduğumuz için utanıyoruz.
Ama yaşanmış onca acı deneyim hafızalarımızda henüz çok yeniyken bir hususun altını çizmeyi bilinçli veya bilinçsiz unutuyoruz.
Ancak bir insan bu caniliği yapabilir.
Ancak bir insan bu kadar kötü olabilir.
Tüm kutsal kitaplar, yüzler iyiliğe dönsün diye insanoğluna gönderilmedi mi...
Dünyada ki en tehlikeli, en zararlı, en acımasız canlı, insan değil mi?
Siz hiç dişisini zalimce öldüren bir canlı gördünüz mü?
Siz hiç yavru bir hayvana tecavüz eden bir hayvan gördünüz mü?
Göremezsiniz!
Kini, nefreti, zalimliği hayvanlarda göremezsiniz.!
Çünkü onlar hayvan bizler insan...

Toplumun bir kesimi bu caniler için idam cezası istemekte. Bu samimi talep elbette ki anlaşılabilir.(keşke hiç olmasalar) Fakat idamın bu ruh hastası caniler için, caydırıcı olup olmayacağı tam bir muamma... Bu konunun tüm yönleriyle irdelenmesinin gerekliliği aşikardır.
Bir başka açıdan bakmaya çalışırsak eğer mevzuya ; bunlar için ölümün bir kurtuluş olabileceğini görebiliriz. İşte bu nedenle idamın değil; gerçek manada caydırıcı, tavizsiz, ağır hukuki yaptırımların olmasının, daha etkin bir çözüm olacağı noktasında, akla, kalbe ve vicdana yerinde bir adaletle seslenebiliriz.
Yargı sisteminin bu canilere bakışı tavizsiz ve net olmalı.