Zafer Çatel yazdı.

Kamuoyunda bilinen adıyla Adnan Oktar. Polis, operasyon düzenledi ve tutuklandılar. Haberlere bakılırsa, uzun zamandan beri takipteydiler. Şimdi, 'kedicikleri' konuşmaya başladılar. Arka planında neler çıkacak? Kimler var? Nasıl? bir organizasyon. Adnan Oktar kimdir? Hangi ülkenin taşeron ajanıdır? Popülaritesini nasıl sağladılar? Kendisini 'mehdi' olarak nasıl tanıttı? Mürit avcılar, eğitimli genç erkeklere ve kadınlara nasıl? Kumpaslar kuruldu. Onlar nasıl ikna edildiler. Dragostaki, 100 odalı malikane de nasıl bir yaşam sürdürüldü. Medyadaki kollarında kimler var? Fetö'den sonra bir anda Adnan'cılar nasıl büyütüldüler, geliştiler? Siyasal ve ekonomik bağlantılarında kimler? var. İrtibatları kimler nasıl sağlıyorlardı?
Mali kaynakları nereden geliyordu?
İşte, İslam maskelerini takarak inançların nasıl kullanıldığını gösteren en somut cemaatler. Kullandığı argümanlar İslamcılık. Geldiğimiz son nokta kediciklerin miyavlamaları.
Kendisi ve 235 müridi hakkında gözaltı kararı verilmesini belli ki şaşkınlıkla karşılamış!
Adnan Oktar'ın sözleri şöyle: Seçimlerde Tayyip Erdoğan ve AK Parti'yi destekledik. Biz, vatanına milletine bağlı insanlarız. PKK'ya, vatan millet düşmanlarına operasyon yapılaması gerekirken bize yapılıyor. Bu operasyondan Tayyip beyin de içişleri bakanının da haberi olduğunu düşünmüyorum. Kırgın değilim ama şaşkınım.' Diyor.
Vay anasına be.
KEDİCİKLERDEN CEYLAN BAKIN NELER SÖYLEMİŞ?
Adnan Oktar'ın yanından geçen yıl ayrılan eski 'kedicik' maşallah Ceylan Özgül, 2006'nın sonunda gruba alındığını ve 10 yıl kaldıktan sonra 2017'de gruptan kaçtığını defalarca tecavüze uğrayan kızlar var. Orada kaldığım süre boyunca, kendisine mahrem bilgilerin açılmaya başlandığını belirten Özgül, 'Ben özellikle devlete saldıran, Türk devletinin bilgisi olmadan yurt dışında yapılan faaliyetleri fark ettim. Bu vicdanımı çok rahatsız ettiği için kaçtım!

SEÇİMLERDE ERDOĞAN'I DESTEKLEDİK DİYORLAR.
Neymiş Tayyip Erdoğan'a oy vermişlermiş. Tam 'mehdiliğini' ilan edecekti. Fırsatı olmadı.
Dragostaki 100 odalı malikane. Devlet bu güne kadar ne yapmış? Seyirci mi kalmış. Yoksa operasyon yapmak için yeterli kanıt mı toplamış? Bu ders olsun.
Ah! Kediciklerine şimdi hasret kalacaklar. Diğer kedicikleri de kaşıkları alıp karşılıklı Ankara oyunlarını oynarlar. Anlaşılan gündemimizi daha çok işgal edecek. Arka planında şimdilik İsrail var. Kedicikler biraz daha miyavlasın bakalım. Neler çıkacak neler. Bir bakmışsın kasetlerin don sürümü...
Belli mi olur. Mehdinin son numaraları.32 tekmil birden. Ah! Devletim ah! Şu bütün cemaatleri ne olur bir gözden geçirin. Hiç birinin gözyaşlarına bakmayın. Çünkü İslam dinine bunlar kadar zarar veren hiç kimse yok.
BUNLAR AJAN PROVAKATÖRDÜR.
Türkiye'nin dini yaşam alanı düşmanlarımız tarafından taşıyıcı sütunlarımıza yerleştirilmiş 'İsrailliyet' temelli hadisler ve teolojik kuramlarla, patlamaya hazır zaman ayarlı hoca efendiler ve şeyhlerle düzenlenirken, onlardan beklenen ilk misyon buydu. Türklerin İslam anlayışını çökertmek. Milyarca dolar para harcadılar. Amaçları, Türkiye'yi bu coğrafyada elini kolunu bağlayarak bağımsızlığını yok ederek 'Siyonizm'in koruyucusu' haline getirmek.
Şunu iyi bilelim ki; Bunlar suç örgütleridir ve hepsi bir şekilde istihbarat örgütlerinin oyuncaklarıdır. Hedef bellidir.
Dini yaşam zeminimizi işgal etmiş bu 'hoca efendi' ve 'şeyhler' de bizim insanlarımızın dindarlaşmasını ve berrak bir şekilde 'İslam' ile temas kurmasını engellemek için tasarlanmış korkuluklardır.
Bunda da başarılı olmuşlardır. 15 Temmuz bunların operasyon faaliyetlerinin en önemli delilidir. Müslüman olanlar, müminlerin gözü açık olmalıdır ve bu iblislerden uzak durmalıdırlar. Sakın ha! Zaaflarınızın kurbanı olmayın. Hem imandan, hem de dünyadan olursunuz!

DÜĞÜNDE ALTINLAR KİMİN OLACAK?
Tartışmaya Yargıtay son noktayı koymuş. Düğünde Kime takılırsa takılsın takılar geline.
Düğünde takılan, 'ziynet eşyaları' ve 'takı paralarının' boşandıktan sonra 'kadına mı', 'erkeğe mi' ait olacağı konusundaki tartışma ortak içtihat oluşturularak çözümlendi. Sonuç kadınların zaferi. Günümüzde düğünlerde kameraya alınan çekimlerin ispat için hiç bir anlamı kalmadı. Damada takılanlarda kadının hakkı. Onlarda kadına bağışlanmış sayılıyor. Eskiden öyle değildi. Kadına takılanlar, kadına, erkeğe takılanlar erkeğe ait oluyordu.
Feminist yazar Duygu Asena 'kadının adı yok' diye bir kitap yazmıştı. Şimdi, erkeğin adı yok. Baksanıza, Yargıtay bile kadına hak vermiş. Ama bir şartı var. Aksine, bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına ait sayılır.
Bundan böyle ne profesyonel dolandırıcılar çıkar. Düğünü yaptır altınlarla, yakılarla tüy.
Bu ayrıntıya dikkat!