İNAN ÇALIŞIR YAZDI...

Tam 90 yıl önce Arap alfabelerinin kaldırılıp bugün kullandığımız alfabeye geçişin yıldönümüdür.
Yeni harflerin kabulü ile halkın okur-yazar olmasını sağlamak amacıyla yoğun bir çalışma başlatan genç cumhuriyet, yurdun dört bir yanında okullar açtı.
Bunlara 'Millet Mektepleri' adını verdi.
Yeni Türk alfabesinin ortaya çıkmasında büyük katkısı olan Devletimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e o günün Bakanlar Kurulu 11 Kasım1928'de ün Ulus Okullar Başöğretmenliği unvanının verilmesini kararlaştırdı.
…Ve Ulu Önder Atatürk, 90 yıl önce bugün 'Millet Mektepleri Başöğretmenliği'ni kabul etti. İşte bu yüzden 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kabul gördü.
Gençliğe Hitabesi'nde Cumhuriyeti gençlere emanet eden Atatürk, gençleri de 'Muallimler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır' diyerek öğretmenlere emanet etti.
Bu yıl Cumhuriyet'imizin 95'ncı yılını hep birlikte kutladık!
Yıllar geçtikçe Cumhuriyet'in değerini daha iyi anlamaya başladık!
Atamızdan bizlere emanet Ay-Yıldızlı bayrağımızı ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatma yemini ettik haykırarak!
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında büyük değer gören öğretmenlerimiz, bugün ne hallere düşürülmüş?
Üzülmemek mümkün değil!
Lafa gelince 'Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum' inancından geldiğinizi söyleyeceksiniz, anne ve babalarımızdan sonra hayatımızın kutsalları arasında yer alan öğretmenleri 'hiç' yerine koyacaksınız!
Bu nasıl bir çelişkidir?
Bir yanda öğretmensiz okullarınız olacak!
Bir yanda atanmayı bekleyen genç öğretmenlerimiz!
Bir yanda 'Geçinemiyorum' diyerek limon satmayı göze alan öğretmenler,
Bir yanda yıllarca öğretmen olma aşkı ile eğitimini tamamlayan gençleri yeniden 'yeterlilik' sınavına tabi tutacaksın!
Bu nasıl iştir?
Köy Enstitülerinin yok edilmesi ile başlayan 'Milli Eğitim Politikaları ile Oynama' konusu siyasilerimizin hobisi haline geldi sanki!
Bu ülkede iktidara gelen her siyasi parti farklı farklı milli eğitim politikası uygulamadı mı? Bırakın farklı siyasi partileri, aynı partinin farklı bakanları bile böyle davranmadı mı?
İşte geldiğimiz nokta!
Ezberci, not geçmeye dayalı bir sistemin içine düştük!
Bu da yetmezmiş gibi son yıllarda tarih kitaplarımızda oynamalar yapıldı!
Kimse kusura bakmasın ama ben bu kavgayı kurban derilerinde yaşanan kavgaya benzetiyorum.
Bizim çocukluğumuzda Kurban Bayramlarında kurban derileri, Atatürk'ün kurduğu Türk Hava Kurumu'na verilirdi. Türk Hava Kurumu aracılığı ile diğer hayır kurumlarına da pay dağıtılırdı.
Cemaatlerin kurban derilerini toplamalarına zemin hazırlandı.
THK örneğinde olduğu gibi Cumhuriyet'in kurumları oy uğruna feda edilirken düşünüyorum,
Ülkeyi yönetenler bugün öğretmenlerimize neler söyleyecek merak ediyorum.
Atatürk'ün gösterdiği çizgide gençlik yetiştiren eli öpülesi öğretmenlerin ellerini öpüyorum!