24 Haziran erken seçimine yönelik siyasi partilerin çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. AK Parti, temayül yoklaması yaptıktan sonra geçtiğimiz hafta sonu da CHP içinde il, ilçe başkanlıkları ile bunlara bağlı kolların milletvekili listesine yönelik tercihleri belirlendi.
Dün sevgili dostum Ayhan Aydıner'in Görünüm'ünde de örgütlerin ve kolların milletvekili listesine yönelik beklentilerini okuduk. 20 örgüt ve koldan sadece 7 örgüt isim verirken 13 örgüt ise isim vermeden 'örgüt tabanlı ve partiye emek veren isimler' derken 'tepeden adaylara karşı' eğilim sergilemiş.
Bu görüşe kısmen katılıyorum. 'Ama' diyerek bu görüşü savunuyorum. Tüm partiler için böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Siyaset, temsiliyet noktasına yapılıyorsa bu temsiliyetin kovalanması gerekliliğine inanıyorum. Ancak, 'ama'larım var.
CHP milletvekilleri nasıl olmalı? Ya da daha başka bir ifadeyle CHP Milletvekilleri listesine kimler girmeli? Sorusu hiç şüphesiz partili-partisiz herkesin cevabını aradığı en büyük soru. Bu soru örgütlerin duruşunun yanı sıra kamuoyunun da tartıştığı bir soru haline gelmiş durumda.

ÖRGÜT ADAYI TARTIŞMASINA BİR BAKIŞ
Şimdi yazacaklarım CHP'lilerin belki hoşuna gitmeyecek, belki de beni kıyasıya eleştirecekler, biliyorum. Ama iktidarı hedefleyen bir partinin toplumun tüm kesimlerinden oy alması şartı da var. Dolayısıyla milletvekili adayının sadece parti içinde değil parti dışı seçmenin de dikkatini seçecek bir isim olması ve bakışları üzerine seçmesi gerekiyor. Milletvekili listesine bakan bir seçmenin listedeki bir isme güvenip, 'Bu isim çalışmaları ile duruşu ile fikirleri ile çözümleri ile sorunlarımızı çözer, bizi hak ettiği şekilde tensil eder' diyebilmesi gerekiyor.
Yani adayların bir başarı hikayesinin, bir hinterlandının olması gerekiyor. Kanaat önderi dediğimiz şekilde toplumu ikna etmesi, inandırıcı olması önemli bir özellik haline dönüşüyor. Evet, parti emekçiliği, örgütçü olmak ve parti içinde sevilen biri olmak çok önem taşıyor ama en az bunun kadar da parti dışında da saygı görmesi gerekiyor.

BAŞKA PARAMETRELER DE OLMALI
Yani şunu demek gerekiyor; Parti içinde çok fazla delegeye sahip olmak, örgüt yönetimine yakın olmak ya da örgüt içinde çok seviliyor olmak tek başına milletvekili adayı olmak için yeterli olmamalı. Diğer parametreler de devreye girmeli.
Örgütün oyu Eskişehir'de zaten yüzde 38. Demek ki burada dışarıda kalan yüzde 62'i de ikna edecek isimler gerekiyor.
Sorunları bilen, sorunları çözüm noktasında hareket eden, sivil toplumla ilişkileri sürekli sağlam olan, Ankara'nın değil Eskişehir'in sorun ve beklentilerini bilen ve partinin değil kentin köyleriyle, mahalleleriyle taleplerini gözeten isimlerin; kamuoyu nezdinde büyük saygı gördüğünü de gözlemleyebiliyoruz.

ÇALIŞKANLIKLARINA VE TEMSİLİYET KABİLİYETLERİNDE SORUN MU VAR?
Bu işin bir tarafı… Başka bir taraftan daha bakalım. Örgütlerin ortaya koyduğu isimlere bakalım. Şu an CHP'nin Eskişehir'de 3 milletvekili bulunuyor. Örgütler o isimleri çok fazla zikretmediği için yazmak zorundayım. Malıç'tan Han'a, Seyitgazi'den Çifteler'e ilçeleri yol eden Utku Çakırözer ve Gaye Usluer gibi isimlerin çalışmadıklarını ifade etmek mümkün mü? Bu iki ismin de en az Cemal Okan Yüksel kadar örgütlerin tercih listesinde zikredilmeleri gerekmiyor muydu?
Bu bana çok ilginç geldi. Çünkü parti dışından hangi STÖ temsilcisi ile görüşseniz, 'Utku Çakırözer ve Gaye Usluer' isimlerini dile getirirler.
Termik santralden çiftçinin sorunlarına, üniversitelerin akademik sorunlarından demokrasi mücadelelerine kadar bu iki ismin Eskişehir'de en önde yürüdüğünü dile getiren STÖ temsilcileri demek ki örgütlerden farklı düşünüyorlar.
Ya CHP'li parti yöneticilerinin parametreleri çok farklı ya da Eskişehir sivil toplum temsilcilerinin…
Daha önceki gün bir STÖ temsilcisinin bana aktardığı bir cümleyi buradan paylaşmam gerekiyor; 'Utku Bey ve Gaye Hanım kadar sorunlarımızı dinleyen bir milletvekili ile bugüne kadar tanışmamıştık.'
Bu isimlere örgüt içinden 'Çalışkan değiller' diyecek biri var mıydı?
O zaman isimleri neden zikredilmedi?
Evet, adayların CHP politikalarına hakim, sosyal demokrat, Atatürkçü, cumhuriyetçi, halkçı, yurtsever olması gerekiyor. Tüm bunlara katılıyorum. Ama böyle olduğu halde örgütçü değil diye tanımlanmasına da anlam veremiyorum.