Kemalist Aydınlanma Derneği tarafından düzenlenen “Türkiye Nereye Gidiyor?” konulu panel, Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon’da yoğun katılımla gerçekleştirildi. Panelde Türkiye’nin içinde bulunduğu toplumsal, siyasal ve ekonomik süreçler tartışıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan dernek sözcüsü Buket Müftüoğlu, Kemalist Aydınlanma Derneği’nin 9 Eylül 2023 tarihinde İzmir’de bir platform olarak kurulduğunu ve 2004 yılı Ekim ayında tüzel kişilik kazandığını söyleyerek, derneğin Türkiye’nin dört bir yanında halkla doğrudan temas kurarak doğruları söylemeyi amaçladığını belirtti. Panelin konuşmacıları arasında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Kemalist Aydınlanma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, Devlet Eski Bakanı ve Milli Merkez Sözcüsü Ufuk Söylemez ile gazeteci-yazar Nur Batur yer aldı.
HALK KUŞATMAYI YARACAK
Kemalist Aydınlanma Derneği’nin Kurucu Başkanı Kemal Anadol, Kemalizm’in bugün ciddi bir baskı altında olduğunu söyleyerek, “Ulusumuzun yüzde 70’i Atatürk sevgisi ile dolu olmasına karşı yüzde 30’unun kuşatması altındadır. Kemalizm bugün kuşatma altındadır. 2 ayyaşla başlayan, Anıtkabir'e 11 kilometre mesafedeki Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığının hasbelkader başında oturan kişinin bir defa Anıtkabir'e gitmediği bir dönemi yaşıyoruz. Halkımız bu kuşatmayı yarmaya uğraşıyor. 23 Nisanlarda, 19 Mayıslarda, 29 Ekimlerde, 30 Ağustoslarda Anıtkabir dolup dolup taşıyor. Her yıl bir önceki nüfusa göre fark atıyor ve Anıtkabir'e gitmenin ötesinde her fırsatta Atatürk sevgisini dile getirmeye uğraşıyor” diye konuştu.
TÜRKİYE ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen panelde yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Türk toplumunu aydınlatan o halk evi, ne yazık ki 1950 yılında iktidara gelen bir belediye tarafından Türkiye’deki tek örnek olarak peynir dilimi gibi kesilip satıldı. Türkiye’deki halk evleri arasında satılan ve yok edilen tek bina odur. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve geldiğim günden beri, gençliğimin ilk yıllarından bu yana hep o halk evinin yeniden yapılması, birebir aynısının inşa edilmesi için uğraştım. Hukuki konular çözüldü. Ekonomik sorunların da yakında çözülmesini bekliyoruz. Ve o eski halk evini yeniden göreceksiniz. Köprübaşı’nda benim çocukluğumun geçtiği o halk evi yeniden inşa edilecek. Çocuklarınız ve torunlarınız, tıpkı Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi Kemalizm ruhunun hissedildiği bir ortamda yetişecekler. Oraya önem verin. Oranın yeniden hayata geçmesi için Eskişehir’in yetkililerinden ısrarla talepte bulunun. Ve talep etmeye devam edin. Şimdi İş Bankası binası yıkılıyor. ‘Ne olacak buraya?’ demeyin. Benim çocukluğumun anılarını taşıyan o halk evi binasının aynısını, inşallah en kısa sürede yeniden göreceksiniz. Kemalizmin o güzel atmosferini, etkinliklere bizzat katılarak ve izleyerek büyüyen bir nesil yetişecek. Allah’tan tek dileğim, o halk evini yeniden görmeden canımı almasın. Bugünkü Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini, partimizin ve Genel Başkanımızın onayıyla, Atatürk’e yürekten bağlı bir Cumhuriyet kadınına devretmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Mevsimlerin bile farklı hissedildiği, bahar havasında kara kışın yaşandığı bir süreçteyiz. Ama her kara gün gibi bu da geçecek. Daha güzel günleri birlikte yaşayacağız. Umudumuzu asla kaybetmemeliyiz. Ben, Atatürk’ün sivil kıyafetli heykelinin altında yazan ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ sözünü her gördüğümde, ‘Ne mutlu Kemalistim’ diyorum” ifadelerini kullandı.