ES TV ekranlarında yayınlanan 26 Soru programında CHP Eskişehir İl Kongresi hakkında sorulan soruya yanıt veren Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Tek başıma bizim adayımız bu arkadaş olsun diye çıkanlardan olmam. Uzlaşma süreci denemesi yaparız. Ben de bekliyorum uzlaşma teklifini. Ama şu güne kadar Kazım Kurt ile uzlaşalım diyeni görmedim” dedi.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ES TV ekranlarında yayınlanan 26 Soru programında Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. Programdan öne çıkan sorular ve Başkan Kurt’un cevapları şu şekilde:

Muhalefet seçimleri neden kazanamadı sizce?

Bir güven ortamı sağlanamadı. Altı siyasi partinin kurmuş olduğu ittifak halkımıza güven vermedi. Çünkü ittifak partileri kendi içinde de çelişkilere düştüler. Özellikle 2 Mart’ta oturup kalkma meselesinden sonra çok daha ciddi bir sıkıntı ortaya çıktı. Bu belki de ilk baştan cumhurbaşkanı adayının belirlenmemiş olmasından kaynaklı bir sıkıntıdır diye düşünüyorum. Eğer baştan cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu diye anlaşarak çıkılmış olsaydı farklı bir sonuç alabilirdik. Ama maalesef o sonucu alamdık. Yüzde 48 Tayyip Erdoğan muhaliflerinin oyuydu. Biz de ancak onu koruyabildik. O süreçte farklı aday arayışı olabilir miydi, bizim cenahtan bir aday dayatması olmuş muydu? Bunlar şimdi değerlendirilebilen, şimdi tartışılabilen şeyler. O zaman biz parti hiyerarşisi içinde genel başkanımızın aday olmasından memnun olduk ama maalesef kazamadık. Ben sanıyorum koordinasyon eksikliğinden kaynaklanan bir sıkıntı vardı. O nedenle kazanamadık.

“GÖREVİMİ YERİNE GETİRDİĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM”

Milletvekilliğinden belediye başkanlığına uzanan bir hikayeniz var. Gelecekte tekrar milletvekili olma gibi bir planınız ya da niyetiniz var mı?

Tabi o macera bir parti görevi nedeniyle ortaya çıktı. Ben politik hayatımda milletvekili olmak için çok uğraştım. Ama milletvekili olduktan sonra da üç yıl içinde Eskişehir’e geri dönmem gerekti. Bu hem parti görevi olarak dönmem gerekti. Çünkü Genel Başkan ve Büyükşehir Belediye Başkanı öyle istemişti. O nedenle görevimi yerine getirdiğimi düşünüyorum. Yine partililik bilinci içinde hangi görev verilirse yapmaya hazırım, yapmayı görev bilirim. Benim planlamam söz konusu değil. Şu anda Odunpazarı Belediyesi’nden gelmekten ve orada çalışmaktan oldukça memnunum. Ama parti ne görev verirse onu yaparım.

Siyaset biraz da rekabeti barındırıyor. En çok kimlerle rekabet etmek zorunda kaldınız?

Biz de iki türlü rekabet var. CHP, parti için demokrasiye önem verdiği, parti içi yarışlara önem verdiği için daha çok parti içindeki arkadaşlarımızla rekabet ettik. Ama esas rekabet ettiğimiz iktidardaki sağ partiler. Biz hiç iktidar olamadığımız için o sıkıntıyı hep yaşadık ve birinci olan partiyle CHP rekabet halinde oldu. CHP ana muhalefet partisi olarak bu işi takip etmek zorunda olan bir parti. Sadece Doğru Yol ile SHP döneminde bir koalisyon kuruldu. Aslında ülkelerin demokrasisini kurtarmak açısından belki zaman zaman böyle büyük koalisyonların gerçekleşmesinde yarar var gibi geliyor. Tatlı rekabet devam etsin isterim. Demokratik gelenekler ve özellikler üzerinde yapılacak yarışmalar oldukça heyecan verici olur.

YILMAZ BÜYÜKERŞEN İLE ÖZEL BİR İLİŞKİMİZ VAR

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile ilişkiniz nasıl?

Bir ilçe belediye başkanıyla büyükşehir belediye başkanının ilişkisi nasıl olması gerekiyorsa öyledir. Ama bizim Yılmaz Büyükerşen ile özel bir ilişkimiz var. O nedenle ben politikada özellikle CHP’den dışlandıktan sonra Yılmaz Hoca’nın sahip çıkmasıyla bir yerlere seçilmiş kişiyim. Hem belediye meclis üyesi olurken hem milletvekili olurken hem belediye başkanı olurken Sayın Yılmaz Büyükerşen’in büyük katkısı oldu. O nedenle ben ona minnet borçluyum. Şükran borçluyum. Bu bizim ilişkimizin en belirleyici unsurlarından birisidir. Ama Sayın Yılmaz Büyükerşen, akıllı politikayı bilen bilimden yana bir kişiliği nedeniyle de her şeyi ölçen, biçen büyüğümüz olarak bize yol gösterici oldu. Her dönem onun fikirlerinden yararlanma şansına sahip oldum. O nedenle ilişkimiz saygı ve demokrasi çerçevesinde iyidir diye tahmin ediyorum.

Aday adayı olduğunuzu açıkladınız. Seçimler biraz da vaatlerin yarıştığı bir süreç. En önemli vaadiniz nedir 2024 yerel seçimleri için?

2024 yerel seçimlerinde 2019’da söyleyip de yapamadığımız kentsel dönüşüm ve afet riskli alanlarla ilgili çalışmayı tamamlamaktır. Böyle bir umudum var. Hem Karapınar 2. Etap Projesi hem Sanayi Çarşısı hem de Gündoğdu Projeleriyle ilgili doğru ve hesaplı bir planlama yapmış olmamıza rağmen iktidar partisi tarafından engellendik. Bu engelin ortadan kalkacağını düşünüyorum. Çünkü artık Eskişehir’in başka çaresi kalmadı. Bu dönüşümlerin mutlaka yapılması lazım. Özellikle Kahramanmaraş’taki depremlerin ardından bu işin mutlaka çözüleceğine inanıyorum. Mevcut Çevre ve Şehircilik Bakanı ile daha önce biz Sanayi Çarşısı konusunda oldukça iyi bir yere gelmiştik. Uzlaşmayı sözlü olarak sağladığımız için Sanayi Çarşısı afet riskli alan olmuştu. Sanıyorum Bakan, yeniden bu konuya sıcak bakacaktır. Devletin yönetiminde partizanlık olmamalıdır. Biz bu hizmeti Eskişehir için yapacağız. Eskişehir’e getireceğimiz hizmetin engellenmesi de artık mümkün olmayacaktır diye düşünüyorum.

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını Kazım Kurt belirleseydi kimi, neden aday yapardı?

O geçti. Ben bu konuyla ilgili her kendi Eskişehir’de çevremde parti kurumumuzda meclis kurumumuzda hem de genel merkez nezdinde bazı görüşmeler yapmıştım. O yaptığım görüşmelerde düşüncelerimi anlatmıştım. Ankara’da merkezde genel başkana çok yakın olan arkadaşlarla da bu konuşmaları yaptım. O nedenle şimdi isim vermek doğru olmaz. Çünkü o bitti. Genel başkan olmasaydı daha iyi olurdu diyenlerdenim.

Sizce Eskişehir’de AK Partili siyasilerle en çok karşı karşıya gelen isim kim?

AK Partililerle en çok kaşı karşıya gelen isim büyük ihtimal benimdir. Çünkü ben partimin ideolojisini her koşulda savunan her ortamda savunan bir kişiyim. Asla şunu demem: Efendim bunlar şimdilik söylemeyelim. AK Parti’nin yanlışlarının her ortamda söylenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yangında sus, depremde sus, selde sus, şehir cenazesinde sus. Biz ne zaman eleştireceğiz AK Parti’yi? AK Parti’nin yanlışı yüzünden yangının sonuçları kötü oluyor. AK Parti’nin yanlışı yüzünden yangınlar büyüyor. AK Partinin yanlışı yüzünden işsizlik çoğalıyor. O zaman biz bunu her ortamda anlatmalıyız ben onu anlattığım için her ortamda da karşı partiden saldırıya uğruyorum. Bu doğaldır. Burada hiç AKP’liye de küskünlüğüm kırgınlığım yoktur. Hepsiyle konuşurum. Çünkü ben demokrat bir adamım. Demokrasiye de inanan bir adamım. Böyle düşündüğümü söylediğim için bana düşman olacak bir AK Partili yoktur. Olmamalıdır. Aynı şeyleri kendi partimiz için de söyleyebilirim. Herhalde sorunun cevabı Kazım Kurt’tur.

“MERKEZDE SEÇİMLERİ ALABİLİRİZ”

CHP, İYİ Parti ve AK Parti yerel seçimlerde aday çıkarırsa belediyeleri AK Parti kazanır mı sizce?

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sonuçlarına bakarsak buradan AK Parti kazabilir ihtimali çıkıyor. Ancak yerel seçimlerin kendine özgü koşulları vardır. Kendine özgü ittifakları vardır. Dolayısıyla ben Eskişehir’de farklı bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum. Ama ihtimal yok mudur? Vardır. O ihtimali bilerek önlemimizi almamız lazım. O ihtimali düşünerek çalışmamız lazım. Biz bu çalışmayı gerçekleştirdiğimiz zaman da yine Eskişehir’de özellikle merkezde seçimleri alabiliriz diye düşünüyorum.

CHP liderine bayrak açan siyasilerden birisi de sizsiniz. Yerel seçimlerde aday gösterilmeme endişeniz var mı?

Bayrak açmak diye düşünmüyorum onu. Ben düşündüğümü söyledim. Biraz önce de anlatmaya çalıştım. Düşündüğümü anlatmaya çalışan açık sözlü bir politikacıyım. Makam, mevki, koltuk daha sonra gelen işlerdir. Ama ben sadece Kemal Bey’e itiraz ettim diye benim aday gösterilmeyeceğim konusunda peşin hükme karşıyım. Doğru bir şey değil. O bazı arkadaşlarımızın da işine geldiği için körüklemeye çalışıyorlar. CHP’de aday tespiti konusunda böyle olmaz, böyle denmez. Oturulur kiminle kazanacağız diye değerlendirmesi yapılır ve ona göre aday belirlenir. Ben de Odunpazarı’nda, Eskişehir’de Kazım Kurt’un iddialı bir aday olduğunu düşünüyorum. Genel merkezin de bu yapmış olduğu anketlerde ortaya çıkıyor, çıkar. Ona göre de benim adaylığım konusunda bir sıkıntı olmaz.

BİR UZLAŞMA SÜRECİ DENEMESİ YAPARIZ

Eskişehir il başkanlığına Paşa Baydar, Murat Sönmez, İsmail Kumru gibi kişilerin isimleri geçiyor. Sizin CHP Eskişehir İl Kongresinde desteklediğiniz bir isim var mı?

Şu anda CHP İl Kongresi, ile ilgili çok somut bir gelişme yok. Ayın 24’ünde il kongremiz olacak. Bu hafta İnönü ve Mihalgazi’deki kongrelerden sonra ilçe kongrelerimiz tamamlanmış olacak. 24 Eylül’de de il kongremiz olacak. Ben tek başıma bizim adayımız bu arkadaş olsun diye çıkanlardan olmam, olmadım da. Bir uzlaşma süreci denemesi yaparız. Bekliyoruz. Eskişehir’de herkes bu kongreden önce uzlaşılarak bir yönetim yapılması gerektiğini iddia ediyordu, söylüyordu. Ben de bekliyorum. Bir uzlaşma teklifini. Ama şu güne kadar Kazım Kurt ile uzlaşalım diyen birini görmedim. Başka uzlaşmalar arıyorlar. Başka uzlaşmalarla ilgileniyorlar. Herhalde bize de bir gün sıra gelir. Bizi de çağırırlar. Sizle de uzlaşalım diyebilirler. Bekliyorum.

CHP, Eskişehir merkezde mevcut belediye başkanlarıyla yerel seçimlere girmeli mi?

Şu andaki gelişmeler şunu gösteriyor: Yılmaz Büyükerşen, be büyükşehir belediye başkan adayıyım dedikten sonra iş biter. Bunun alternatif olmadığı gibi başka arayışı da söz konusu olmaz. Biz de ilçe belediye başkan adayları olarak partimizin vereceği göreve hazırız dedi Sayın Ataç. Ben de aday adayıyım dedim. Demek ki biz bu üçlüyle gidildiği zaman denendi. 2014’te de kazandık. 2019’da da kazandık. Diğerleri benden daha önce de kazandı. Dolayısıyla kazanan aday varken başka aday aramanın gereği yoktur diye düşünüyorum.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Recep Taşel için “Odunpazarı İl Başkanı” ifadesini sık sık kullanıyor. Bu açıklama sizi rahatsız ediyor mu?

Ben bireysel tartışmaları çok sevmeyen kişiyim. Parti tüzüğü, parti disiplini belli şeyleri gerektiriyor. Ben bu tür konuşmaları doğru bulmadığımı söylemekle yetineyim.

Kazım Kurt’u 1 Eylül’de aday adaylığını açıklamaya iten sebepler nedir?

1 Eylül’de özel olarak bir değerlendirme yapmadım ama o gün ki meclis ortamında konuşmalardan çıkan bir sonuçtu o. Artık yavaş yavaş dillendirilmeye başladı. Genel merkez belediye başkanları devam etsin dedi. İçerde farklı değerlendirmeler yapıldı. AK Partililer özellikle aday adayları ortaya çıkmaya başlayınca ben de, bana da soruyorlardı çünkü aday olacak mısın diye. Aday adayı olduğumu açıkladım.

PARTİ KAZANAMAYACAĞI İŞİ YAPMAZ

İYİ Parti’nin önümüzdeki yerel seçimlerde ittifak karşılığında Odunpazarı’nı isteyeceği söyleniyor. CHP Odunpazarı’nı İYİ Parti’ye vermesi durumunda Kazım Kurt’un bir planı var mı?

İYİ Parti geçen seçimde de istemişti Odunpazarı’nı. Bu seçimde de isteyebilir. Başka yerleri de isteyebilir. Benim o halde bir özel planım olmaz. Çünkü partinin Türkiye’de işleyişi bellidir. Parti hukuku bellidir. Adaylara parti karar verir. Parti ben burada seçime girmiyorum derse. Kazım Kurt’un ben giriyorum deme şansı olmaz. Ben sonuçta partiliyim. Ama parti kazanamayacağı işi yapmaz diye düşünüyorum.

Ahmet Ataç ile Kazım Kurt’un arasındaki buzlar ne zaman eriyecek?

Sıcak bir ağustosta olabilir. Şu anda ben yine özel olarak kişiyi ilgilendirdiği için bir şey demiyim. Ama rahatsızlık var. O rahatsızlık belli olgunluklarla aşılır. Ben kendimin çok olgun bir insan olduğumu düşünüyorum.

Kazım Kurt’un Odunpazarı ilçesine yaptığı en büyük katkı nedir?

Odunpazarı Belediyesi’nin yönetilebilir olduğunu gösterdik. Ben şu iddiadayım: Şeffaf, demokratik ve katılımcı bir yönetim anlayışını oraya oturttuk. Her hafta başkan yardımcılarıyla, her ay müdürlerle ve her ay belediye meclisi grubuyla düzenli toplantıları yaparak gündemleri tartışan bir belediye yaptık. Mahalle meclisleri kurduk. Mahalle meclislerinde mahallenin sorunlarını konuşarak belediyeye aksettirdik. Yine muhtarlarla ve sivil toplum örgütleriyle diyaloğu geliştirerek dayanışmayı sergiledik. Sosyal belediyeciliği öne çıkardık. Kamusal yatırımları çoğalttık. Özeleştirmeden ziyade kamucu bir anlayışla bu işleri yapmaya çalıştık. Odunpazarı Belediyesi’nin kiralık aracı kalmadı. Şu anda kiralık yerimiz ya da kira parası ödeyerek kullandığımız bir hizmet birimimiz çok aza indi. Yani sosyal demokrat bir anlayışla, halkçı bir anlayışla belediyenin yönetebileceğini ortaya koyduk. Kasamızda paramız var. Yatırımlarımızın karşılığı var. Benden önce maaşlar 2-3 ayda bir ödeniyordu. Şimdi 1 saat dahi aksamadan düzenli bir biçimde maaş ödenir hale geldi. Ve merkezi hükümetin yönettiği kurumlardan daha yüksek maaşlar ödüyoruz. 16 tane halk merkezi yaptık. 16 halk merkezinde her yıl 10 bin kişi kurs görüyor. Odunpazarı Belediyesi’ni daha yönetilebilir hale getirdik. 250’den fazla araç kazandırdık Odunpazarı Belediyesi’ne. 1 tane yaşlı bakım merkezi, 16 tane kreş kazandırdık. Bunları bine yakın öğrencisi olan belediye haline geldik. 100’e yakın öğretmenimiz çalışıyor. İstihdama da katkı sunmuş olduk.

Önümüzde yerel seçimler var. CHP’nin Eskişehir’de kaybetmesinden korkuyor musunuz?

Elbette korkuyorum. CHP belediyeleri, kaybettiği taktirde politika yapma gücünü kaybeder. Politika meşruiyeti ortadan kalkabilir. Biz iddialıyız. İddialarımızı ortaya koyuyoruz ve yapmış olduğumuz etkinliklerde belediye başkanı, belediye meclis üyesi, milletvekili sıfatıyla mesaj veriyoruz. Vermiş olduğumuz mesajlar partimizin mesajlarıdır. Bütün kitleye yayılmasına sebep oluyoruz. Ayrıca kamu görevi yürüttüğümüz için zorunlu olarak bazı yerlerde ilgi görüyoruz, itibar görüyoruz. Bu partimizin görünürlüğünü sağlıyor. Bayram olduğu zaman gidiyoruz. Belediye başkanı sıfatıyla gittiğimiz için ilgi görüyoruz. Bu sadece Kazım Kurt’a özel ilgi değil. Bu aynı zamanda CHP’ye bir ilgi oluyor. Toplantılarda sözümüz dinleniyor ya da Eskişehir’in kaderiyle ilgili tartışmalarda partimizin düşüncelerini ortaya koyabilme şansı yaratıyor. O nedenle belediyeler çok önemlidir. Belediyelerin gücü çok önemlidir. Basında, diğer yayın organlarında görünebilir olmanın bir yoludur. Bu nedenle kaybetmemek lazım.

CHP ve İYİ Parti, yerel seçimlerde Eskişehir’de ittifak yapmalı mı sizce?

İttifaka karar vermek bizim değil genel merkezlerin işi. Bence genel merkezler ittifaka resmen karar verdiği taktirde bu yerel yönetimlerin ya da yereldeki uygulamacıların itiraz edebileceği bir şey olmaz. Ama genel merkezler ittifak yapmasa bile yerel seçimlerin kendi özelliğinden kaynaklanan bir yerel ittifak söz konusu olur. Yerel ittifakı ya aday kendi becerir yapar ya da yereldeki örgütler bir yaklaşım içinde bu işi gerçekleştirirler. Matematiksel olarak seçim sonuçlarına baktığımız zaman CHP’nin aldığı oy İYİ Parti’nin aldığı oy ayrı değerlendirilirse AK Parti’nin aldığı oya göre biz yine kazanırız. Ama AKP ile MHP birlikte seçime girer, BBP vs diğerleri de katılırsa matematiksel olarak bizden çok olurlar. Bu o oyların tamamı buraya gider anlamına gelmez. Biz Eskişehir’de 2019 seçimlerinde İYİ Parti ile ittifak yapmış olduğumuz halde bile Odunpazarı’nda aday çıkardılar. Tepebaşı’nda bir tanıtım toplantısı olduğu zaman İYİ Parti İl Başkanı çıkıyor biz CHP’yi destekliyoruz, sizinle beraberiz ama Odunpazarı’nda adayımız ayrı. Böyle çelişkili bir duruma düşüldü. İYİ Parti tabanını iyi okumak lazım. İYİ Parti tabanı Atatürkçü, demokrat insanlardan oluşuyor. AKP’ye muhalif bir taban. Ben İYİ Parti’nin bu konuda daha titiz olması gerektiğini düşünenlerdenim.

ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DEĞERLENDİRECEĞİM

İlerde hayalleriniz arasında Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak var mı?

Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanlığı Eskişehir’de yaşayan insanlar için, politika yapanlar için önemli bir görevdir. Hayal kurulur elbet ama hayaller ayakları yere basmadığı sürece havada kalır. Ben gerçekçi politika yapan insanlardanım. Önümüzdeki süreci önümüzdeki süreçte değerlendireceğiz. Şu anda biz 2024 Yerel Seçimleri’ne göre şekillenmeye çalışıyoruz. Politika dediğim gibi biraz önce de söyledim. Ben görev adamıyım. Partim bana hangi görevi verirse ben oraya giderim, çalışırım. Çünkü ben profesyonel politikacıyım. Benim işim politika yapmak. Dolayısıyla da o işin gereği nerede durmak gerekirse orada dururum.

MELTEM KARAKAŞ

Editör: Tuğçe Kaş