Eskişehir’in Mihalgazi ilçesine bağlı Alpagut Mahallesi’nde Cengiz Holding iştiraki ETİ Maden AŞ tarafından yapılması planlanan altın madenine ilişkin ÇED raporu halkı bilgilendirme toplantısı gergin bir ortamda gerçekleşti. Jandarma ekiplerinin geniş güvenlik önlemi altında Alpagut Mahalle Meydanı’nda düzenlenen halkı bilgilendirme toplantısına, CHP Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Güneş, CHP İl Başkanı Talat Yalaz, Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu, Odunpazarı Kent Konsey Başkanı İsmail Kumru’nun yanı sıra Alpagut-Atalan'da Madene Hayır Platformu bileşeni sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yöre halkı katıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, ıslıklı protestolar ve tepkilere karşın raporu okumaya başladı. Çelik, halkın sakinleşmesi için çaba sarf ederken, “Devletimiz milletimiz aleyhine hiçbir şey yapmaz. Bu konuda rahat olun” ifadesini kullandı.

Eskişehirliler seferber oldu: Botları ve bisikleti bulundu Eskişehirliler seferber oldu: Botları ve bisikleti bulundu

Meydandaki yurttaşların ıslık ve sloganlı tepkisini dindirmek amacıyla konuşmak isteyen CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü ile mikrofonu vermek istemeyen İl Müdürü Hikmet Çelik arasında kısa süre tartışma yaşandı.

Bu sırada konuşan CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan ise altın madeni konusunda söz söylemek isteyen herkesin konuşacağını belirterek, tutanaklara geçmesi açısından konuşmalara fırsat verilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Başıbüyük Aksaray, konuşma yaptığı sırada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, sözlü müdahalede bulundu. Çelik, Aksaray'ı halkı provoke etmeye çalışmakla itham edince gerginlik yaşandı.

Ölüm tehdidi aldım

Bunun üzerine yöre halkından Mustafa isimli vatandaş söz aldı ve madene karşı çıktığı için ölüm tehdidi aldığını öne sürdü. Yöre insanı Fatma Erengi de burada altın madeni kurulmasını istemediklerini belirterek, çocuklarının zehirlenmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Alpagutlu Halil İbrahim Çeker ise karşı tarafın da dinlenmesi gerektiğini dile getirerek, sükunetin sağlanmasının önemli olduğunu bildirdi. Çeker, alanda tepki gösteren kalabalığın dinlemeyi bilmediğini, böylesi davranışın devlet yatırımlarını hep engellediğini savunurken, konuşmasını Rabia işareti yaparak bitirdi.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez de siyanürlü altın madenlerinin büyük felaketlere yol açabilecek potansiyel taşıdığını belirterek, en son 9 kişinin yaşamına mal olan İliç’teki felaketin buna en iyi örnek oluğunu söyledi.

Maden şirketinin bu tür işlerde yöre insanlarını işe alarak olası tepkilerin önüne geçmeye çalıştıklarını dile getiren Suiçmez, “Eğer burada altın madeni kurulursa İliç’teki gibi felaketlere hazır olmak lazım” dedi.

"Bu şirketler paradan başka bir şey düşünmez"

Çanakkale İDA Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül de bu mücadelenin 30 seneden beri içinde olduğunu belirterek, şunları söyledi: “En son Kaz dağlarından bunları defettik. Cengiz Holding’i 8 yıllık mücadeleden sonra Cerattepe’den defettik. En son Koza’yı sahadan çıkardık ama bu mücadele bitmiyor. Ne kadar kısıtlama yaparlarsa yapsınlar mızrak çuvala sığmaz. Bu toplantı yapılmış gösterilse bile bu toplantının hangi şartlarda cereyan ettiğini hepimiz gördük. Bunlar bizi yıldırmayacak şeylerdir. Hukuka sığınarak meşru zeminde mücadelemiz sürecektir. Şu anda destek verecek arkadaşlar 10 yıl sonra başına ne geleceğini bilmiyor. Bu şirketler paradan başka bir şey tanımaz. Çocuk, insan, doğa, canlı tanımazlar. Yıkılmış, yok olmuş, tanımazlar. Akılları fikirleri ceplerine koyacakları paradır. Ondan sonra faturayı siz, biz öderiz. Artık bu faturayı ödemeyeceğiz. Bu mücadele yıllarca sürse de iyi sonuçlar alıyoruz. Sakın moralinizi bozmayın.”

Usule aykırı ÇED sürecinin sonlandırılmasını talep ediyoruz

TEMA Vakfı çevre mühendisi Onur Küçük de çıkarılan altını damla damla siyanürle bulacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Bu 10 yıl boyuna sürecek. Orada 60 milyon ton siyanür içerikli zehirli kimyasal olacak. İşler bittikten sonra sözde o bölgeyi kapatacaklar. Bu işte rehabilitasyon diye bir uygulama yok. Rehabilitasyon, Allah korusun bir kaza geçirdiniz, kolunuzu kaybettiniz, oraya protez bacak taktılar. İşte bu. Eğer bu projeye şu anda dur diyemezsek, alana girdikten sonra biz doğal varlıklarımızı kaybedeceğiz. Bu projede çok yoğun su kullanılacak. Ne kadar kullanılacağı şu anda bile söylenmiyor. Bu, ÇED raporu dosyasında yok. Biz bunu bilmeden, bize görüşümüz soruluyor. Bu usule aykırıdır. Biz ÇED sürecinin sonlandırılmasını talep ediyoruz. Anayasanın 56. Maddesi herkesin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamasını hükmeder. Usule aykırılık ortadadır. ÇED süreci ivedilikle sonlandırılmalıdır.

Memursan memurluğunu bil

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uygar Kurtcu da maden konusunda elde ettikleri bilgileri tarafsız olarak sunmak için geldiklerini dile getirerek, “Ormanımızı, havamızı, suyumuzu bu şirkete teslim etmeyeceğiz. Ama daha toplantının başında müdürün taraflı tutumu sayesinde… ‘Bunları tanıyoruz, bunlar provokasyona gelmişler. Bunların hiçbir şey istemez’ deme yetkisi yoktur. O bir memurdur, memurluğunu bilmelidir” dedi.

Kaymaz’da insanlar kanser oldu

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü de geçen şubat ayında İliç’te bir felaket yaşandığın anımsattı. “Biliyorum sizin bir bölümünüzü alıp götürüyorlar. Biga’ya götürmüşler duyduk. Biga’ya gitmeye gerek yok, şuradan çıkın Kaymaz’a gelin” ifadesini kullanan Süllü, şöyle konuştu: “Diyorlar ki ‘Maden gittiği yeri kalkındırıyor’. Sivrihisar Kaymaz’da hiçbir kalkınma olmadı, tam tersine ağaçlar öldü. İnsanlar kanser oldu. Şimdi buradaki maden aynen İliçte’ki sistemle yapılacak. Şimdi burada Alpagut bu bölge Sakarı Vadisi sadece Alpagut değil, Türkiye’de iki bölge var biri Iğdır ikincisi bu bölge. Mikroklima iklimine sahip. Buraya ne diyoruz? ‘İç Anadolu’nun Çukurovası’ diyoruz. O kadar verimli toprakları var. Burası size istihdam yaratmayacak. Çünkü biliyorum siz seralarında çalışacak eleman bulamıyorsunuz zaten. Ama ne olacak? Bakın dağlar dümdüz olacak. Ben bunu yine Cengiz Holding’in işlettiği Mardin Derik’te gözümle gördüm. Tek şey dümdüz olmuş bir ova ve tozlar içinde kamyonlar. İnsanlar ağlıyordu. Bir zamanlar gelmişler tarlaları yüksek bedellere almışlar. Ama orayı terk etmeyenler ağlıyordu. ‘Mahvolduk nasıl kurutuluruz’ diyorlardı. Şimdi siz. Orman köylüsü olanlar var içinizde. Gidip bir tane ağıcı kesseniz orada nelerle karşılaşacağınızı benden daha iyi biliyorsunuz. Ama ne oldu? Ben Alpagutlu hemşehrilerimle çıktım yukarı daha madene başlamadan sondajlarla yüzlerce 100 yıllık ağaçlar kesilmiş. Bir avuç toprağın oluşması için 300 yıl gerekiyor. 300 yıl bir avuç toprak için… Burada tonlarca toprak gidecek. Bir ton toprak ve taşın içinde 1,5 gram altın bulanacak diye.

Seralarınızda su bulamayacaksınız

Biz altınsız yaşayabiliriz. Evet devletimiz zor durumda, bütçede para bitti, paraya ihtiyacımız var diye madenlere yol açıyorlar. 17 kez maden yasası değişti ama işte o sadece yeşil olarak gördüğümüz ağaçların altında su kaynakları var. Çıksak şimdi hep birlikte Karatepe’ye, ne var orada? Her yerden su kaynıyor. Ne olacak? TMA yetkilimiz de söyledi maden için inanılmaz suya ihtiyaç var. Siz seralarınızda su bulamayacaksınız. 2 tane temin göleti oluşturacaklar. Onların her biri sizin sularınızın hakkına girecek. Bizim toprağımızın üstü altından kıymetli. Ama ne yazık ki yarın su kaynaklarını bitirenler yer altı kaynaklara göz diktiler.

Bir İliç olamasın burası. Niye buradayız? Bu bölge çok kıymetli. Eskişehir’in her yanı kıymetli, Alpagut, Sakarı Vadisi kıymetli. Siyanür çok zehirli. Diyorlar ki ‘çok az kullanılacak seyreltilme yöntemiyle… Evet doğru ama biriken posalar var ya zaten burada öyle bir alan yok hani o İliçte toprak kayması dediler ya… Yıllarca bilim insanları uyardı dediler ki ‘kayacak.’ ‘Burada bir felaket olacak’ dediler. Dinlemediler, şimdi denetim yok. Aslında madencileri de çok suçlamıyorum, parayla gelip deşiyorlar ne yazık ki. Bugün Kanada’da bir dalı kopardığınız zaman 500 dolar ceza yiyorsunuz. Burada kopacak dallar, gidecek ağaçlar. Her bir ağıcın altındaki su kaynakları, susuzluk… Biz suya ‘mavi altın’ diyoruz.

Altınsız yaşayabiliriz ama susuz yaşayamayız

Altınsız yaşayabiliriz ama susuz yaşayamayız. Bakın geçen hafta geldiğimde dediler ki domuzlar köye inecek. Evet yaban hayatı da mahvolacak, domuzlar da aşağı inecek, belki seralarınıza dadanacak. Herkesi konuşturmadınız, hukukçular konuşmak istedi, konuşturmadınız, Çevre mühendisi konuşmadı. Buradaki bütün halkın adına konuşuyorum. Ben halk adına konuşuyoruz. Mihalgazi Belediye Başkanı gördüm biraz önce alkış tutuyordu. Ben hayatımda bölgesinin mahvolmasına izin verecek bir belediye başkanı görmedim.

Bize güveninMihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Akgün ise maden kurulup kurulmaması konusuyla ilgilenmediğini belirterek, şöyle konuştu:“Bu maden açılırsa benim halkım ne olacak ben onun peşindeyim. Şunu da çok iyi bilin Alpagut ismini sıradan bir isim değil. Alpagut savaşçı, mücadeleci demektir. Merak etmeyin Sayın Vekilim biz Alpagut’u biz sizden daha iyi koruruz. Ben ne madenin ne de madeninin yapılmaması tarafındayım. Ben Alpagut’un tarafındayım. Atabileceğiniz bütün iftiraları zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da göğüslüyor. Bizde sıkıntı yok. Abdestimizden,namazımızdan şüphemiz yok. Gölet yapılıyor… Göleti madene bağladınız, yazıklar olsun. Alpagut’un 30 yıllık mücadelesine, emeklerimize yazık. O gölet Alpagut’un sulamasında kullanılacak. Maden şirketi bu göletten bir damla su kullanamaz. Kanımı dökerim. Alpagutlular müsterih olun, devletimize güvenin, bize güvenin, biz doğrunun ve hakikatin yanındayız. Biz asla öyle asla dedikoduyla uğraşmayız. İlmin, bilimin ve fennin olmadığı yerde yokuz. O kadar.”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik de planlanan projenin bakanlıkça olumlu sonuçlanması durumunda, İngiltere’de Almanya’da hangi izinlere tabiyse Türkiye’de de o izinlere tabi olacağını söyledi.

ÇED raporu halkı bilgilendirme toplantısı sona ererken, alanda toplananlar “Madene geçit yok” sloganları attı.

Alpagut-Atalan'da Madene Hayır Platformu açıklama yaptı

Bilgilendirme toplantısının ardında Alpagut-Atalan'da Madene Hayır Platformu adına CHP PM Üyesi avukat Baran Bozoğlu açıklama yaptı.

Bozoğlu, şunları ifade etti: “Bugün ilk andan itibaren yaşadığımız olay nasıl AKP bürokrasisinin oluştuğunun göstergesidir. Ülke bir parti devletine dönüşmüş durumdadır. Bugün görevini yapması gereken İl Çevre ve Şehircilik Müdürü, bir parti üyesi gibi konuştuğunu hatta bir şirket üyesi gibi konuştuğunu üzülerek gördük. Tabiri caizse bizleri köylü kardeşlerimizle, vatandaşlarımızla karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Bizi provoke etmeye çalıştılar ama biz buna aldanmadık. Bu işin arkasındaki büyük oyunun hepimiz farkındayız. En başından beri çok değerli milletvekillerimiz, il başkanımız, belediye başkanlarımız; herkes bu süreci takip ediyor. Çok deneyimliyiz, çok bilgiliyiz. Ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz, mevzuatı da çok iyi biliyoruz.

Değerli Baro’da avukatlarımız var, TMMOB’a bağlı odalarımız var. Bugün yaşananı tarihe not ediyoruz. Bizden emin olun hiçbir şey kaçıramazlar, kaçıramayacaklar. Evrakların da arkasında olacağız, bugünkü görüntülerin hepsini aldık, tutanakların da peşinde olacağız. Hukuki süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Biz bu ülkenin kalkınmasından yanayız, işçiden emekçiden yanayız. Biz köylünün yanındayız. Toprağına emeğine sahip çıkan herkesin yanında olacağız. Hiç kuşkusuz ülkemizde madenler de olacak, kalkınma politikası da olacak, vatandaşlarımızın istihdamı da çözülecek. Ancak nerede ve nasıl yaptığınız çok önemli. Dolayısıyla biz sürecin sonuna kadar takipçisiyiz. Bugün gördük ki bir kez daha vurguluyorum Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürümüz bir parti temsilcisi gibi görüşmüştür ve avukat arkadaşlarımız da bu konuda suç duyurusunda bulunacaklar.”

Kaynak: ANADOLU GAZETESİ MUHABİRİ - M. ANIL AKSOY