Sıcaklıkta rekor üzerine rekor kırılan yaz mevsimi geride kalsa da ‘iklim krizi’ en büyük sorunlardan biri olarakgündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Küresel ısınma ve kuraklık sorunu, yanlış su kullanımı ve hatalı tarım politikalarıyla birleşince uzmanlar çok da uzak olmayan bir gelecekte devasa bir ‘su krizi’ yaşanacağına kesin gözüyle bakıyor. Öte yandan jeopolitik konum itibariyle ‘su fakiri’ olarak nitelendirilen bir bölgede yer alan Eskişehir’de de ciddi önlemler alınmayıp, projeler ivedilikle hayata geçirilmezse ‘su krizi’ şüphesiz şehir içi trafiği, çevre yolu gibi birçok kronik sorunun kısa sürede önüne geçecek gibi gözüküyor.

SU VARLIKLARI DOĞRU YÖNETİLMELİ

Türkiye’nin bugünkü durumu ve gelecek nesiller açısından ele alınması gereken en önemli konularının‘su varlıkları ve su varlıklarının doğru yönetilmesi’ olduğunu vurgulayan ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, “Şu anda verilere baktığımız zaman Türkiye o kadar da sulak bir ülke değil. Özellikle Türkiye’nin haricinde, içinde bulunduğumuz, yaşadığımız bölgeyi işaret etmek istiyorum. Eskişehir İç Anadolu’nun kuzeybatısında yer alan bir şehrimiz. Bu bölge dünya standartlarına göre ‘su fakiri’ sayılan bir bölgedeyiz. Bu yüzden su varlıklarını çok daha doğru bir şekilde ortaya koymak ve bu su varlığını çok hassas bir şekilde yönetmek bizim için elzem bir konu” dedi.

"PORSUK BARAJI İSTENİLEN DÜZEYDE DEĞİL"

Porsuk Barajı’nın istenilen düzeyde olmadığını ancak hayat geçirilen projelerle geçmiş 3 yıla göre daha iyi bir seviyede olduğunu belirten Özen, “Son 3 yıldır Eskişehir Valiliğimiz bünyesinde Devlet Su İşleri, Tarım İl Müdürlüğümüz, ESKİ Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyemizin de olduğu bir komisyon kuruldu. Bu komisyonda aldığımız kararlarla, barajımızın seviyesi her yıl düşüş gösterirken son 3 yılda uyguladığımız politikalarla baraj seviyemizin grafiğini yükseltme aşamasına geldik. Barajımızın su seviyesinin azalmasının en büyük nedenlerinden birisi tarımsal sulama. Tarımsal sulamaya yapılan tahsislerde‘kotalama’ dediğimiz, belirli yıllarda, belirli miktarda su verilmesi programı çerçevesinde barajımız geçen sene doluluk oranı bakımında yüzde 35-36 seviyesinde kapatmışken, bu sene 42 seviyesinde kapattık. Bu da bize gösteriyor ki, aldığımız kararlar ve uyguladığımız yöntemler bizi doğru yönde ilerletiyor” açıklamasını yaptı.

DOLULUK 10 YILDA YÜZDE 50 AZALDI

Bu uygulamanın tek başına yeterli olmadığını ve geçmişe bakmak gerektiğini söyleyen Özen, “Bundan 10 yıl önce baraj seviyesi yüzde 80’lerdeyken bugün yüzde 40’ları konuşmak bile aslında hicap duyulacak bir durum. Yine de kurumlar olarak üzerimize düşen tehlikeyi daha önceden seçip, tehlikeye karşı doğru çözümleri ortaya koyabilmemiz önemliydi. Bunu da başardık. Tabii bunun burada kalmaması gerekiyor. Sonuçta havzamız ‘su fakiri’ olan bir havza. Yani gelen su miktarı ile giden su miktarı arasında çok büyük farklılıklar var. Doğal olarak, önemli olan giden su miktarından tasarruf etmektir. Çünkü havzanın üreteceği su kapasitesi belli… Bu yöndeki çalışmaların bence bundan sonra çok daha ciddi, çok daha sonuca dayalı yapılması Eskişehir’deki yaşayanlar için çok daha elzem ve önemli olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’NİN EN UCUZU KALABAK

Kalabak Su’ya yakın zamanda gelen zamla ilgili konuşan Özen, “Kalabak Su bize bir tür emanet. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle şehrimizin yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Türkmen dağlarından çıkan kaynak suyun Eskişehirlilerle buluşturulması ile başlıyor hikaye. Kalabak Su’nun 12 litresi 17 buçuk lira. Şu anda Türkiye’de bildiğimiz damacana sular arasında en ucuz su diyebiliriz. Tabii kimse zam yapmak istemez. Dünyadaki en zor kararlardır bu tür şeyler. Fakat biz kamu kurum ve kuruluşuyuz ve belirli bir mevzuatlara tabiyiz. Bağlı bulunduğumuz mevzuatlar bize ürettiğimiz maliyetin doğrudan karşılığını görmesi gerektiriyor. Doğal olarak Kalabak Su üretim ve dağıtım maliyetlerini de hesap ettiğimiz zaman da, yapabilecek hiçbir şeyimizi yok. Mevzuatımız gereği maliyetimizi çıkarmak zorundayız” dedi. Hammadde, akaryakıt, personel, elektrik maliyetleri gibi birçok kaleme zam geldiğini hatırlatan Özen, Kalabak’ın Türkiye’nin en ucuz sularından olduğunun altını çizdi.

ŞEBEKE SUYU ENFLASYONA ENDEKSLİ

ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, içme ve şebeke suyu konusunda ise kasım ayında alınan kararı hatırlattı. Meclise sunulan önergeyle birlikte tarifleri TÜFE’ye bağladıklarını söyleyen Özen, “Çünkü artık yılda 1 maliyet hesabı yapamıyorsunuz. Özellikle bizlerin sektörü, bütün su ve kanalizasyon idarelerinin durumu, arıtmalarınız, hammaddeler, hepsi döviz bazlı ve maliyet hesaplarınız günlük değişiyor aslında. Yıllık maliyet diye bir unsur yaratamıyorsunuz. Biz de ‘enflasyona endeksleyelim. Devletimizin açıklamış olduğu enflasyon oranı neyse onu yansıtalım. Açıklanan enflasyon oranında bir artış sergiliyoruz. Maliyetimizi hiçbir zaman çıkarmaz ama zarar etmemizin önüne geçiyor” dedi.

YETERSİZ ALTYAPI DEĞİL, DENGESİZ YAĞIŞ REJİMİ

Özellikle AK Parti tarafından sık gündeme getirilen ‘Eskişehir’in altyapısının yetersiz olduğu’ iddiasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Özen, “Eleştirileri saygıyla karşılamak lazım ama 4-5 saatte yağması gereken yağış miktarını 15 dakikada bir yere verirseniz, oradaki altyapı hiçbir şekilde karşılayamayacaktır. Bugün Londra’da bile su baskını haberleriyle karşılaşıyoruz ki Londra’nın altında arabaların geçebileceği büyüklükteki altyapı sistemleri olmasına rağmen. Siz o altyapı hacminden çok daha fazla bir su miktarını getirirseniz o altyapı taşımaz, su baskınlarına neden olur. Eskişehir’deki altyapı yetersizliği yok. Temel problemlerden bir tanesi yağış rejimlerinin ani değişikliği” diyerek yapılan eleştirileri popülizm olarak gördüğünü söyledi.

VATANDAŞLAR DUYARLI OLMALI

ESKİ’nin sık sık gündeme getirdiği tıkalı yağmur mazgalları ile ilgili olarak vatandaşları duyarlı davranmaya davet eden Özen, “Bu tür ani yağışlarda dikkat edilmesi gereken bir şey daha var. Yağmur suyunun gidebileceği noktalar belli. Bu ızgaralar tıkalı olursa ne kadar miktarda olduğu önemli değildir. Hiçbir miktarı gidemez. Sonuçta ızgaralar vatandaşlarımızı tarafından da kontrol edilmeli, herhangi bir tıkanıklık halinde muhakkak 185’e ihbarda bulunmalarını rica ediyoruz” açıklamasını yaptı.

SAKARYABAŞI PROJESİ UYGULAMAYA GEÇMELİ

2020 yılının Eylül ayında ESKİ ile Devlet Su İşler arasında imzalanan ve Eskişehir’in içme ve suyunun Sakaryabaşı’ndan getirilerek şehir şebekesine verilmesi ile ilgili imzalanan protokolün proje aşamasından bir an önce uygulamaya geçmesi gerektiğini söyleyen Özen, “Bunun üzerinde çok hassasiyetle duruyoruz çünkü elimizde tek bir su kaynağı var: Porsuk. Porsuk da 60 yıllık bir barajdan geliyor ve kirliliği, yükleri yıllardır sinyaller veriyor. ESKİ olarak en kirlenmiş suyu arıtarak şehrimize veriyoruz. Bu da arıtma maliyetlerini artırıyor. Doğal olarak daha temiz, arıtma maliyetinin daha düşük olacağı bir su kaynağını getirmek elzem bir proje haline geldi Eskişehir için. Bundan sonraki 10, 20 ve 30 yılı düşünmek gerekiyor. Geleceğe yönelik düşünmek gerekiyor. Çünkü günlük hesaplar altüst olmuş durumda. İklim krizi, doğanın doğrudan etkilenecek teknolojik gelişmeler, betonlaşma, pandemi gibi hiç akla gelmeyecek bir yaşam biçimlerinin değişmesi… O yüzden üzerinde çok titizlikle durduğumuz bir proje. Umarım Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili kurumları, DSİ, İller Bankası, bizim gibi bu konuya çok daha önem vererek, üzerinde hassasiyetle durur ve bir an evvel projelendirme çalışmaları biter ve uygulama çalışmalarına geçilir” dedi.

ARITMA TESİSLERİNİN KAPASİTELERİNİ ARTIRIYORUZ

Sakarbaşı projesinin yanı sıra arıtma tesislerinde de kapasitenin artırılmasıyla ilgili projeler geliştirdiklerini vurgulayan Özen,  “Şehir geliştikçe, büyüdükçe, nüfus arttıkça, arıtma tesisimizin kapasitesinde de ona göre artış sergilememiz gerekiyor. Dünya Bankası ve İller Bankası’yla ortak yürüttüğümüz projede arıtma tesisimizin kapasitesini geliştiriyoruz. Bunun haricinde, farklı noktalarda lokal arıtma tesisleri projelendirmeleri de yapıyoruz. Çünkü şehrimizin coğrafi kodları, belirli bölgelerde pis su oluşumlarını getirmeye yetmiyor. O noktalarda da lokal çözümler üretiyoruz. En son ÇukurhisarSatılmışoğlu bölgesinde, Alpu’da yaptık. Bu konudaki çalışmalarımız hızla devam ediyor” diye konuştu.

HAVZALAR ARASI SU TRANSFERİ MASADA

Periferik arter hastalığına dikkat: Erken teşhisle hayat kurtarın! Periferik arter hastalığına dikkat: Erken teşhisle hayat kurtarın!

Tüm bu projelerin yanı sıra alternatif su kaynakları arayışlarının da sürdüğünü belirten Özen, havzalar arasında su transferi konusunda da istişarelerin devam ettiğinin altını çizerek, ”Umarım ve dilerim, bununla karşılaşmayız ama herhangi bir problemde havzalar arası su transferinin masaya yatırılması ve en doğru noktalardan nasıl transfer edileceği fikir projesi üzerinde yoğunlukla çalıştığımız konulardan bir tanesi” açıklamasını yaptı.

M.ANIL AKSOY

Editör: Tuğçe Kaş