Seminere katılan Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlem Moraloğlu ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner, sağlık profesyonellerine önemli bilgiler sundu. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ile çocuk sağlığı uzmanlarının yanı sıra aile hekimleri, ebeler ve hemşireler de seminerde yer aldı. Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı; sonunda ise İl Sağlık Müdürü Bildirici, konuşmacılara çiçek ve teşekkür belgeleri takdim etti. Bildirici, Tekin ve Sayıner ESTV mikrofonlarına verdikleri demeçlerde, normal doğumu destekleme kararlılıklarını vurguladı.
NÜFUS YENİLENEMİYOR
Türkiye genelinde ve Eskişehir’de doğurganlık oranlarının düştüğüne dikkat çeken İl Sağlık Müdürü Bildirici, sezaryen doğumların nüfus artışını olumsuz etkilediğini belirtti. Bildirici, “Bugün burada, ‘Normal Doğum Süreçlerinde Ebelerin Fonksiyonları, Yetkinlikleri ve Yeterlilikleri’ ile hastanelerin normal doğum süreçlerini geliştirmek için gerekli fiziksel mekanlar üzerine bir sempozyum düzenledik. Tıbbi bir zorunluluk olmadığı sürece, tüm gebeleri normal doğuma yönlendirmeyi hedefliyoruz. Sloganımız 'Doğal olan normal doğumdur.' Türkiye’de doğurganlık hızı dramatik bir düşüş yaşamakta; toplam doğurganlık oranı şu anda 1.51 seviyesinde. Eskişehir’de bu oran ise daha da düşük ve 1.2 seviyesine gerilemiş durumda. Bu durum, hem ülke genelinde hem de Eskişehir özelinde nüfus yenilenemediğini gösteriyor. Sezaryen doğumların, özellikle takip eden doğumlar üzerinde kısıtlayıcı etkileri var. Eskişehir’deki kamu hastanelerimiz, normal doğum sürecine uygun mekanlarla donatılmış durumda. Amacımız, üniversite hastanemizi ve özel hastanelerimizi de bu süreçte devreye alarak, sezaryen oranlarını düşürmek ve normal doğum sayılarını artırmaktır” dedi.
NORMAL DOĞUM KADINLARIN DOĞASINDA VAR
Türkiye’nin sezaryen doğum oranlarıyla birinci sırada olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tekin, doğum sürecinde ebelerin önemine dikkat çekti. Tekin, “Son on yılda ülkemizde üreme oranları giderek düşmekte. Bununla birlikte, sezaryen doğum oranları da durdurulamayan bir artış göstermekte. Türkiye olarak OECD ülkeleri arasında sezaryen oranında birinci sıradayız. Amacımız, halk sağlığı sorunu olan ve cerrahi bir yöntem olan sezaryen doğumun gereksiz yere tercih edilmesini önleyerek bu oranı azaltmaktır. Kadınlarımızı normal doğum konusunda teşvik etmek istiyoruz; çünkü bu doğum şekli onların içgüdüsel bir parçasıdır. Kadınların bu doğal içgüdülerini güçlendirmek amacıyla, anne dostu hastane kriterleri gibi uygulamalarla pek çok şehirde çalışmalar yürütülmekte. Ebeler, doğum sürecinde sürekli destek sağlayarak büyük bir değer katmaktadır. Amacımız, doğum sürecini ebe desteği ile güçlendirerek, annenin non-farmakolojik yöntemlerle doğum sancısıyla başa çıkmasını sağlamak ve böylece sezaryen talebinin azalmasını temin etmektir” şeklinde konuştu.
NORMAL DOĞUMU ARTTIRMALIYIZ
Her gebeye bir ebenin eşlik etmesi gerektiğini savunan Sayıner, ebenin kadının en önemli destekçisi olduğunu belirtti. Sayıner, “Ebelik, tarihin en eski mesleklerinden biri olup her zaman doğum yapan bir kadının yanında bir ebenin bulunması gerekmektedir. Ebe, doğum sürecinde kadının en büyük destekçisidir ve ona bu süreçte yoldaşlık ederek yardım eder. Ancak, doğumların hastanelere taşınmasıyla birlikte sistemde bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. Ebeler, doğumhanelerde kadınlarla yeterince buluşamamaktadır. Ancak, Sağlık Bakanlığımızın geçen hafta düzenlediği toplantıda duyurduğu gibi, bundan sonra her gebeye bir ebenin eşlik etmesi için yeni stratejiler geliştirilecek. Çünkü doğum sürecinde kadının yaşadığı stres ve kaygıyla baş etmesine yardımcı olabilecek en önemli sağlık profesyoneli ebeleridir. 35 yıllık bir ebe olarak, Sağlık Bakanlığımızın ebelik mesleğine verdiği desteği takdir ediyorum” ifadelerini kullandı.
Son günlerde tartışmalara neden olan Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı kamu spotuna ilişkin de açıklama yapan Sayıner, “Sezaryen ve normal doğum ile ilgili kamuoyunda birçok tartışma yaşanmakta. Ancak, tıbbi bir gereklilik olmadığı sürece planlı ve isteğe bağlı sezaryen doğum, anne ve bebek sağlığı açısından riskli olabilir. Bu nedenle, kadınların sağlık okuryazarlığını artırmaları ve süreçlerin hekim tarafından yönetilmesi gerektiğini bilmeleri önemlidir. Normal doğum sürecinde yaşanan zorlukların azaltılması, bu deneyimin daha fazla tercih edilmesini sağlamak açısından kritik bir öneme sahiptir” dedi.
