Eskişehir Eczacılar Odası Başkanı Mustafa Çelik, 25 Temmuz’da Odunpazarı ilçesinde bir eczacının yaşadığı şiddet olayına değinerek, caydırıcı cezaların artması gerektiğini söyledi: “25 Temmuz’da Odunpazarı ilçemizde eczane hizmeti veren yardımcı eczacı olarak görev yapan genç bir meslektaşımız, bir şahıs tarafından hem fiziksel hem sözlü bir şiddete maruz kaldı. Bununla alakalı bir darp raporu da aldı. Bizde gerekli şikayetlerde bulunduk. Bu konununda takipçisiyiz. Bununla ilgili yapılması gerekenler var çünkü şiddet olayları eczanelerimizde artmaya başladı. Daha öncesinde İstanbul ve Ankara’da oldu sonrasında Osmaniye’de oldu.Sistematik olarak şiddet olaylarının arttığını görüyoruz. Sadece eczanelerde değil, toplumun her noktasında ciddi şiddet olayları artış göstermeye başladı. Bu şiddet olayları ile ilgili yetkilileri göreve davet ediyorum. Artık bir şeylerin yapılması lazım. Şiddetle daha etkin mücadele edilmesi lazım. Caydırıcı cezaların bir an önce devreye alınması gerekiyor diye düşünüyorum. Biz bununla ilgili de Eskişehir Emniyet Müdürümüzle bir görüşme yapıyoruz. En azından Eskişehir’de yaşanabilecek bu şiddet olaylarını tamamen önlemek adına bir projemiz üzerinde çalışıyoruz. Projemiz tamamlandığı zaman da bir lansman toplantısı yapıyor olacağız.”
“Birçok köklü şirketin matrahsız vergi levhaları her yerde dolaşıyor”
“Eczacılara uygulanan vergi denetimleri, eczacılara yapılan şiddetin farklı bir türüdür” diyen Başkan Çelik: “Maliye Bakanımız vergide etkin ve adaletli tutumla alakalıbir açıklama yapmıştı. Bizde bu açıklama sonrasında ciddi bir şekilde umutlanmıştık. Sizde hatırlarsınız, sosyal medyada birçok köklü şirketin matrahsız vergi levhaları her yerde dolaşıyor durumdaydı. Ancak bu denetimleri direkt eczanelerden başladılar. Biz eczaneler denetlenmesin demiyoruz. Eczacılar da denetlensin ama her zaman eczacılar bir günah keçisi seçiliyor. Eczacılar kamuoyunun önüne atılıyor. Sanki eczaneler de vergisel açıdan bir usülsüzlük varmış gibi bir hava yaratılıyor. Biz bu olaya karşıyız. Çünkü eczacılar, birinci basamak sağlık hizmet sunucuları. Biz Türkiye’nin her yerinde, 7/24, illerde, ilçelerde, köylerde en uzak noktalara kadar sürekli bir kamu hizmeti veriyoruz. Eczacılarımızda, eczanelerinde sundukları bu hizmetleri gerek ilaç olsun, gerek ilaç dışı ürünlerin hepsinde yine Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlı depolardan faturalı olarak bütün ürünlerini fatura olarak temin ediyorlar. En basit bir yara bandını dahi bize depolar fatura etmeden zaten gönderemezler. Bizde eczanelerimizde yaptığımız ilaç ve ilaç dışı satışlarımızın yaklaşık yüzde 95’ini kamuya yapıyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda faturalı olarak satıyoruz. Hal böyleyken eczanelere böyle bir mobing uygulanmasını anlamsız buluyorum. Vergide şöyle bir şey vardır; bir işletmenin herhangi vergisel açıdan yanlış olduğunu düşündükleri bir durum olursa, mükellefi çağırırlar ve derler ki bu konuyu bize izah et. Mükellef izah eder ve doğruysa herhangi bir cezai bir yaptırım uygulanmaz. Eğer izah edemezse de bununla ilgili bir ceza uygulanır. Bizim eczanelerimizde yaptığımız her türlü satışın bir izahı vardır. Ancak bize uygulanan bu mobbingin hiçbir şekilde bir izahı yok maalesef. Bunu da eczanelere yönelik, bir şiddet olarak yorumluyorum” ifadelerini kullandı.
“Bazı vatandaşlarımız bu ilaçları uygun olmayan reçetelerle temin etmeye çalışıyorlar”
Son dönemlerde eczanelere yapılan şiddetin nedenleri hakkında düşüncelerini söyleyen Eskişehir Eczacılar Odası Başkanı Mustafa Çelik, cümlelerini şöyle noktaladı: “Birçok sebep var bununla ilgili. Genellikle yeşil ve kırmızı diye tarif ettiğimiz uyuşturucu ilaçlar noktasında eczaneler sorunlar yaşıyorlar. Bazı vatandaşlarımız bu ilaçları uygun olmayan reçetelerle temin etmeye çalışıyorlar. Genelde şiddet olayları burada baş gösteriyor. Eskişehir’de 25 Temmuz’da yaşanan olayda aslında gün içerisinde cereyan etmesi bir yönden şans. Çünkü esnaflarımız ve vatandaşlarımız duruma müdahale etmişler. Ancak bu tarz bir olayın gece nöbette intikal etmesi, telafisi zor sonuçları doğuracağını düşünüyorum.”