İl Yöneticisi Berivan Özkara, MESEM’in, gençlerin eğitim haklarının ihlal edilerek sermayenin ucuz iş gücü ihtiyaçlarını karşılayan bir sisteme dönüştüğünü belirterek, “Raporumuz, eğitim hakkının nasıl yok edildiğini, eğitimin sistematik olarak ticarileştirilip sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir yapıya dönüştürüldüğünü, çocukların MESEM eliyle nasıl ucuz emek gücü olarak sömürüldüğünü gözler önüne seriyor. 2002’den bu yana sürdürülen eğitim politikalarıyla gençler, beceri geliştirmekten uzak ve bilim dışı içeriklerle kuşatılmış, kapitalistlerin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamaya hizmet eden bir eğitim anlayışına mahkum edilmiştir. MESEM programı da çocuk emeğinin sömürülmesini “yasal” bir eğitim programıyla meşrulaştırarak her yaştan öğrenciyi ağır çalışma koşullarına sürüklüyor. Adeta "eti de kemiği de sizin" denilerek, çocukların sağlıkları, çocuklukları ve gençlikleri sermayenin kâr hırsına feda ediliyor.” dedi.
ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜLÜYOR
“Çocuk emeğinin sömürülmesi, bu programla yasal hale getiriliyor” diyen Özkara, “MESEM programı, küçük ve orta ölçekli işletmelerden Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarına kadar geniş bir kesimin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamak için yürürlüğe konulmuştur. Haftanın 4 günü işyerinde, sadece 1 günü okulda teorik eğitim alan öğrenciler, düşük ücretlerle çalıştırılıyor. Hatta patronların çoğu bu mevzuata uymuyor, MESEM öğrencileri pek çok işletmede haftanın 6 günü, 7 günü çalıştırılıyor. Emekçi aileler, ekonomik zorunluluklar nedeniyle ve mesleki gelecek beklentisiyle çocuklarını bu programa yönlendirmek zorunda kaldığını ifade ediyor. MESEM’lerde yaşanan üç temel sorunu öne çıkarıyoruz: Son 11 yılda en az 754 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2023 yılında ise MESEM kapsamında çalışan 9 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Bu çocukları iş cinayetlerine sürükleyen koşullar gün gibi ortadadır. Uzun çalışma saatleri, yetersiz güvenlik önlemleri ve patron baskısı. MESEM öğrencilerin mesai saatleri çoğu zaman ihlal ediliyor, patronların keyfi kararlarına göre çalıştırılıyorlar, tatil ve dinlenme hakları dahi gasp ediliyor. Ayrıca, bugün MESEM öğrencilerinin büyük bir kısmı, meslek edinmekten ziyade, ailelerinin geçimine katkıda bulunmak zorunda kaldığı için bu programa kaydoluyor. Aldıkları ücret ise ne kendilerinin ne de ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Kendi ilgi alanlarına yönelmekten, sosyal-kültürel ihtiyaçlarını karşılama imkanlarından yoksun bırakılmış öğrenciler için insanlık dışı koşullarına rağmen MESEM, tek çare olarak görülüyor.”