Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, yeni açıklanan Yargı Reformu Stratejisi’nde yer alan bazı maddelerin avukatlar ve hukuki süreçlerin etkinliği açısından olumlu gelişmeler sunduğunu belirtti. Türkiye Barolar Birliği olarak adaletin etkin sağlanabilmesi ve savunmanın güçlendirilmesi için sürekli olarak Bakanlığa talepler sunduklarını ifade eden Günaydın, özellikle Yargı Reformu Stratejisi’nin 1.7’nci maddesinin kendilerini umutlandıran bir gelişme olduğunu söyledi.
Günaydın, “Güçlü bir savunma olmadığı sürece gerçek adaletin sağlanması mümkün olmayacaktır. Bu anlamda savunma hizmetlerinin etkinliğinin arttırılması için avukatlık kanunumuzda yapılması öngörülen değişiklikler, Barolar Birliği olarak üzerinde çalıştığımız bir konu. Bu stratejide yer alması bizi sevindiren önemli gelişmelerden bir tanesidir” dedi.
Barış Günaydın, Yargı Reformu Stratejisi’nin savunmanın etkinliğini artırmaya yönelik adımlar atılmasını sağlayacağına olan inancını dile getirerek, avukatların adli süreçlerde daha etkin katılımının, hukukun daha güçlü ve adil bir şekilde uygulanmasına katkı sunacağını belirtti.
"AVUKATLARIN ÜCRET POLİTİKASININ BELİRLENMESİNDE..."
Avukatların mesleki alanlarının genişletilmesi gerektiğini belirten Günaydın, “Bununla birlikte özellikle koruyucu hukuk uygulamaları kapsamında sadece avukatlara verilen işlemlerin arttırılmasına yönelik kooperatiflerin, şirketlerin zorunlu olarak bir avukat bulundurma yükümlülüğü ve iş alanlarının geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü avukat sayısının Türkiye'de çok geometrik bir artışı karşısında bu anlamdaki iş alanlarının avukatla temsili bizim için olumlu yönde. Hem de hukuki güvenlik açısından vatandaşın bu anlamda çok fazla sayıda tapuda olsun, dolandırıcılık vesaire konularında çok sıklıkla karşılaştığı için avukatların temsille bulunma yükümlülüğüyle alanının genişletilmesi gerekiyor” diye konuştu. Ayrıca, genç avukatlara yönelik maddi destekler konusunda da çalışmalar yürütüldüğünü belirten Günaydın, “Avukatlara başlangıcında gerek kredi gibi ya da bazı maddi desteklerin sağlanması ve zorunlu müdafi dediğimiz CMK kapsamında görevlendirmelerde vergisel yükümlülüklerin azaltılması yönünde bir çalışmanın olacağı bu açıdan önemli ve özellikle bağlı çalışan avukatların yani eskiden bir işveren işçi durumu bizi de çok rahatsız eden bir durum. Avukatların ücret politikalarının belirlenmesinde de olumlu olarak bulduğum başlıklardan olduğunu söyleyebilirim” dedi.
SIRALAMANIN YÜKSELTİLMESİ OLUMLU
Yargı reformu kapsamında, hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasının 125 bine çekildiğini hatırlatan Günaydın, bu düzenlemenin daha nitelikli hukukçular yetiştirilmesi açısından önemli bir adım olduğunu dile getirerek “İlk defa bir sınav yapıldı yine daha önceki strateji belgelerinin bir uygulamasıyla ilk sınavı gördük hukuk mesleklerine giriş sınavı. Bunun kademeli olarak daha da ilk sınavda ilk 75 bin 80 bin gibi taleplerimizin kademeli olarak geçişi konusunda Adalet Bakanımızın da açıklaması bu yöndeydi. Ben bunu olumlu olarak görüyorum çünkü gerçekten hukuk fakültesinde başarılı öğrencilere ki buna ilaveten strateji belgesinde bir hukuk fakültesi öğrencisine burs imkanı da tanınması ve daha nitelikli bir hukuk öğrencisinin yetişmesi, bunun ikinci boyutu da hukuk fakülteleri kalitesinin arttırılması ve çok fazla sayıda hukuk fakültesi açıldı burada bir akreditasyon dediğimiz yani bunu Barolar Birliği içinde olacağı ve öğrenci alınması ile ilgili bir çalışmanın da devam ettiğini belirtebilirim” ifadelerini kullandı.
"GECİKEN ADALET ADALET OLMUYOR"
Yargı süreçlerinde yaşanan gecikmelere de değinen Günaydın, davaların gereksiz yere uzamasının vatandaşların adalet sistemine olan güvenini sarstığını ifade ederek şöyle konuştu: “Klasikleşmiş ama gerçekten geciken adalet, adalet olmuyor maalesef. Dolayısıyla bu tür bir düzenlemenin yani davayı gereksiz uzatmaya yönelik çünkü bakın bir dava açıyorsunuz davanız ile ilgili hedef süreler vardır bunların kısaltılması ve duruşmalar arasındaki süreç kısmının konulmasını olumlu buluyorum. Çünkü gerçekten hak arama özgürlüğü ile bu sefer zaman uzadıkça gerçekten adalete olan inancınızı da yitirmeye başlıyorsunuz. Dolayısıyla şu 3 temel unsur, gerçekten öngörülebilir olması gerekiyor, hukukun üstünlüğünün sağlandığı ve gecikmeyen bir adalet tüm yargı için geliştiriliyor olması çok önemli. Tabii ki bütün bunların bir belgede yer alması ve bunların yasal düzenlemelere kavuşması da en büyük temennimiz”