Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, ES TV’de yayınlanan “Soruyoruz” programında Gazeteciler Tarkan Demir ve Murat Taşkın’ın konuğu oldu. Başkan Ataç, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüzük kurultayındaki değişiklikleri doğru bulduğunu dile getirerek, “Bana bazı maddeler antidemokratik geliyordu. Tüzükte olabildiğince genel iktidardakiler kendilerine göre bazı şeyleri değiştirebiliyorlar. Bu tüzükte de 4-5 tane önemli şey değişti” dedi. Ataç, devletin yapması gerektiği çoğu hizmeti CHP’li belediyelerin yaptığını ve iktidarın belediyeler sayesinde geleceğini ifade etti. Ataç, meclislerdeki yapılan eleştirilerin yukarıdan gelen baskılarla gerçekleştiğini savunarak, “Bütçelerimiz kısıtlı, daha rahat bütçelere sahip olsak yapacağımız çok şey var” dedi.

Öğrenciler ESTRAM ile toplu taşıma dünyasını keşfetti! Öğrenciler ESTRAM ile toplu taşıma dünyasını keşfetti!

 

İKTİDAR GELİRSE BELEDİYELER SAYESİNDE GELİYOR

Ataç, CHP’li belediyelerin devletin yapmadığı birçok hizmeti üstlendiğini ve bu durumun sosyal belediyecilik anlayışının halk tarafından kabul görmesinde önemli rol oynadığını dile getirerek, “CHP’nin sosyal belediyeciliğini vatandaş kabul etti. 2019’da Ekrem Başkan’ın, Mansur Başkan’ın seçilmeleriyle beraber bu halkın bir teveccühü oldu. Her zaman şunu savunurum; yerelde güçlü değilsen hiçbir yerde güçlü değilsin. Belediye başkanları halkın içinde olduğu için halk bir takım şeyleri belediye başkanlarıyla kolay iletişim kurup çözüme ulaştırabiliyor. Şimdi devletin yapmadığı çoğu şeyi belediyeler yapıyor. Bu tasarruf politikaların içinde kreş ve sosyal tesis yapamazsınız demelerinin nedeni de budur. Bunların yapılması işlerine gelmiyor. Şu anda Tepebaşı’nda benim yaptığım projelerin çoğu tek ve Türkiye de çoğu hiç yapılmadı. Bunu vatandaşta görüyor. Eğer bu model olarak alınacaksa bazı belediyelerin yaptıkları model alınarak bütün CHP’li belediyelerin onun üzerinden gitmesi lazım. Bundan dolayı iktidar gelirse belediyeler sayesinde geliyor, parlamentolar sayesinde değil. 1989’da belediyeler nasıl kazanmıştı? Bir sürü şeyler oldu ilerleyemediler ama bu sefer Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamasan da tabii ki büyük bir moralsizlikle çıktık ona rağmen vatandaşın belediyelere orda vermediği oyu verdi. Demek ki CHP belediyeleri iyi iş yapıyor” diye konuştu.

 

BÜTÇEMİZ RAHAT OLSA YAPACAĞIM ÇOK ŞEY VAR

Meclislerde yapılan eleştirilerin yukarıdan gelen baskılar nedeniyle gerçekleştiğini söyleyen Ataç, “Meclislerde de bütçeyi eleştiriyorlar veya yatırımları eleştiriyorlar orada oy çokluğuyla falan geçiyor bence yukardan eleştirin oy vermeyin gibi şeyler söylüyorlar. Bizim 25 meclis üyemiz var AKP’nin 11 meclis üyesi var ve içinde MHP’liler var. 3 tane MHP’linin ayrılacağı söyleniyor. Bunlar bizim başarısızlığımız değil, onların başarısızlığıdır. Bütün Türkiye, Eskişehir’e hayran ve bunlar sevmiyor. Her şeyin tam olması mümkün değil, nasıl bütçelerle çalışıyoruz bir bilseniz. Bizim bütçelerimiz öyle büyük bütçeler değil ki gerçekten mesela şu anda bütçemiz büyük olsa yapacağım o kadar çok şey var ki. Tasarruf genelgesi etkiliyor, dikkat ediyoruz hatta bazı belediyelere soruşturmalar başlamış” dedi.

Son zamanlarda başkanların belediyeyi yönetmediği hakkında çıkan asılsız sözlere karşılık sert tepki gösteren Ataç, “Ben başkanlıktan ayrılacakmışım. Ben kanser hastasıymışım ömrüm uzun değilmiş başkanlığı bitiremezmişim. İçerde çatlak seslerde var. İnsanlarda buna inanmış beni arıyorlar. Bu münafıklara inanmayın. Ben bu insanları Allah’a havale ediyorum” dedi.

Kentsel dönüşümün Bakanlığın yetkisinde olduğunu söyleyen Ataç, “Odunpazarı, Tepebaşı, Büyükşehir olmak üzere Eskişehir’deki bütün yapılar İnşaat Mühendisleri Odasının kontrolünden geçiyor. Belediye belli bir ücret karşılığında bu hizmeti alıyor. Kentsel dönüşüm sadece Bakanlığın etkisi altında bizde yetki yok. Sayıştay geldi siz bunun parasını ödeyemezsiniz dedi. Bizde ne yapacağımızı şaşırdık” dedi.

TEPEBAŞI’NI MODERN BİR HALE DÖNÜŞTÜRDÜK

Tepebaşı’ndaki dönüşüm sürecini anlatarak, bölgenin mütevazı bir beldeden modern bir kente dönüştüğünü ve bu başarıda altyapıdan kentsel tasarıma kadar büyük adımlar attıklarını söyleyen Ataç, “Beşinci kez seçiliyorum yine insanlar ziyaretime geliyor. Belediyemiz deneyimli belediyeler ve tüm çalışanlarımız işini bilen insanlar. 2007 yılı genel seçiminde DSP’deyiz. CHP’nin Tepebaşı’nda oyu 34 bin şu an 120 bin. Resmen dörde katlamışız. Benim Tepebaşı’nı aldığımda Tepebaşı mütevazi bir beldeydi. Hiçbir şey yoktu basit bir spor sahası bile yoktu. Değil market, büyük bir bakkal yoktu. Benim şansım oldu. Bu şansı iyi değerlendirdim. 12 mahallede alt yapı yoktu onları bitirdik her sokakta ayak izim vardır başında bekledik. Vatandaşla çay çorba içtik. Eleştiriler oldu üzüldük, iş bitti sevindik. Bu 20 yıl böyle geçti. Birbirimize dokunuyorduk. İkinci seçimden sonra daha farklı başkanlık yapmaya başladım. Kentli olma ve o kentliye bir kültür verebilme çalışmaları yaptık. İlk önce “Camide bizim, okul da bizim” dedik. Bundan sonra engellilere hobi değil istihdam çalışmaları yapacağımızı söyledik. Bunların hepsi gerçekleşti ama hepsinin başındaydım. Hayrettin Karaca Parkı’nın olduğu yer çöplüktü. Japonya’ya gitmiştik oradaki beğendiğim parkların fotoğraflarını çekmiştim. Bizde ona benzer park yaptık. Betonlamadan, ahşapla ve yeşillikle yaptık. Bir anda bambaşka yer oldu. Batıkent’te iyi yönlendi. Anemon Otel’in olduğu bölge, Fabrikalar bölgesi, Aşağı Söğütönü planları müthiş tuttu. Fabrikalar bölgesi çok eleştirildi mesela yüzde 52’si kamunun eline geçti. Bin dönüm kentsel tasarım yaptık” diye konuştu.

Espark Alışveriş Merkezi’nin karşısındaki boş arazi hakkında konuşan Ataç, “O bölge planlandı ama anormal paralardan bahsedildi. Oraya tonozlu bina yapılacak. Tescilli bina olarak ilk onu yapacaklar. Eti’nin yeri var bir türlü harekete geçiremedik. 2009 yılında seçildiğimde rahmetli Firuz abi, “Bizim burayı ne yapalım?” dedi. Bende “Eti Üniversitesi çok yakışır” dedim. Gastronomi ve Sivil Havacılık koyulabilir. Kendi dallarını ilgilendiren bir üniversite olabilirdi” dedi.

KENTİMİZE KUŞAK YOLLAR GELİYOR

Aksayan imar konularını çözmek için başkanlarla bir araya geleceklerini belirten Ataç, “Ayşe Başkan ve Kazım Başkanla aksayan imar konularını görüşeceğiz. Yeşiltepe’de yapılacak planlamada hazır durumda. En ufak bir zaiyat yaşanmayacak. Kimsenin milimi kaymayacak. Sonrasında Fevzi Çakmak Mahallesi’ne sıra gelecek. Söz verdik bu dönemde bırakmam takipteyim. İnanın daha iyi çalışıyoruz. Eskişehir’e kuşak yollar yapılacak. Çevreyoluna alternatif yol gibi bir şey düşünebilirsiniz” dedi.

BAŞKA ŞEHİRLERDE OKUMAK ZORLAŞTI

Ekonomik kriz nedeniyle üniversite öğrencilerinin farklı şehirlerde eğitim almasının zorlaştığını vurgulayan Ataç, “Eskiden üniversite sınavlarına giren öğrenciler Eskişehir’de yaşıyorsa Ankara’da ya da İstanbul’da öğrenci olmak isterdi. Bir insan, ailesinden farklı bir noktada kendini geçindirmeyi, bütçesini organize etmeyi öğreniyor. Ben 7 sene yatılı okudum o bana o kadar şey verdi ki bugün düşünüyorum o günlerin müthiş kalıntıları var ardından İstanbul’da üniversiteyi okudum ama bu şimdi ekonomik krizden dolayı farklı şehirde eğitim görmek engellendi gibi. Çünkü farklı bir noktada gidip kirada kalması, beslenmesi, giyimi, ulaşımı artık herkesin kaldırabileceği bir yük değil. Herkes kendi şehrinde okusun gibi söylemler çıktı. Belki de doğru bir süre böyle olacak” diye ifade etti.

Ataç, Eskişehir’de öğrencilerin eğitim hayatını kolaylaştırmak için yürütülen projelerden bahsederek, “Yoksulluk çok derinleşti 2022’de öğrenci kardeşlerimize akşam yemeği düşüncesi kurguladık. Bu dönemde İstanbul’da kent lokantalarını açtılar. Bunlar benzer şeylerdi, biz üstelik parada almıyoruz. İki tane gençlik merkezimiz var. 19 Mayıs Gençlik Merkezimizin önünde yıllardır çorba kaynar,  öğrenci giderken çorbasını alır amacımız boş mideyle derse gitmesin. O derdini önlemiş olalım istedik. Mesela Mansur Başkan kazanıp onun böyle bir ikramı olunca manşetler oldu. Örnek olmuşuz ne kadar güzel. Sonra ilkokul 1. sınıflar aklımıza geldi. Ekonomik açıdan özellikli mahallelerimizin okullarında yapmayı ve kahvaltı paketi vermek istedik. Biraz sıkıntılar yaşadık hala devam ediyor. 111 bin kişi yararlanmış. Etüt merkezleri açtık. Çok başarılı oldu. Kurs rakamlarının çok yükselmesi gene yoksul ve dar gelirli aileleri sıkıntıya soktu. Çocukların ek bilgileri alması gerekiyor. İngilizce, Matematik, Fen, Sosyal Bilimler ve Türkçe dal veriliyor. Geçen 1 yıl müthiş bir deneyim oldu. Yaklaşık bin 400 öğrencimiz olmuş” dedi.

DIŞARDAN GELEN REKTÖRLER SİYASET YAPMAYA GELİYOR

Dışarıdan atanan rektörlerin, üniversitelerdeki akademik yapıyı bozduğunu belirten Ataç, “Anadolu Üniversitesi’yle çok yakından ilişkilerimiz oldu. Abim rektörlük yaptı. Ben 5 sene hekimlik yaptım. Kız kardeşim araştırma görevlisiydi. Bir dönemden sonra üniversiteye ayak basasım gelmiyor. Dışardan atanan rektörler burada rektörlük yapmaya değil de siyaset yapmaya geliyor. Hemen kendi kadrolarını kuruyorlar. Dışardan akademisyen getiriyorlar. Buradaki üniversitenin bütünlüğünü bozuyorlar. İnsan alınır bu duruma. Düşünsenize ben profesörüm dışardan gelen profesör rektör yardımcısı oluyor. Artık bu dışardan atamadan vazgeçin. Bu üniversitenin içinde çok değerli her türlü görevi yapacak akademisyenler var gözünüzü açın. Bunu irdeleyin bizim üniversiteyi kendi heyetine iade edin. Gelenlerin hepsi başarısız oldu. Anadolu Üniversitesi belirli derecelere giriyordu. İnatla bunu sürdürmenin anlamı yok” diye konuştu.

PROJELERDEN OLUMLU GERİ DÖNÜŞLER ALIYORUZ

2018 yılında açılan ve 14 bin civarında katılım sağlanan Matematik Köyü için her yaştan öğrenci aldığını söyleyen Ataç, “4. sınıftan sonra gelirse daha yararlı oluyor. Matematiğin sevimsiz yüzü vardır ya daha sevimli yaparak kolay öğretmenin yolları bulundu. Birlikte çalıştığımız hocamız matematik evinin bir tek İtalya’da olduğunu ifade etti. Matematik köyleri vardı Ali Nesin’in biliyorsunuz ama matematik evi yokmuş gerçekten başarılı oldu. İki kitap kullanıyoruz. Kitaplardan biri görme engelli çocuklarımız için onlara özel hazırladık” diye belirtti.

Yaşam Köyü’ndeki evlerin bir tanesini kız misafirhanesi olarak hayata geçirdiklerini söyleyen Ataç, “Yaklaşık 22 kişilik yer ayırdık. Konuk evi gibi düşünebilirsiniz şehit, gazi ve engelli aileler için öncelik tanıyoruz. Tadilatlarını yaptırırken alt katları yaşam alanı gibi tadilata sokuyoruz üst katta yatak odaları kalıyor orası da öğrencilerin odaları oluyor. Hepsinde asansör var son derece güzel döşendi. 6 Şubat depreminde 120 kişi geldiler uzun süre kaldılar bizde. Sonra orayı elden geçirdik kız misafirhanesi yaptık. Rakamları da çok uygun” diye konuştu.

Alzheimer hastaları için ikinci bina yapımını bitirdiklerini söyleyen Ataç, “120 kişi yatılı sürekli kalan var, Alzheimer hastalarında günübirlik almıyoruz çünkü günübirlik onlar için doğru değil. Alışkanlıkları bozulunca rahatsız oluyorlar. 150 kişi de beklemedeydi buraya da yine 100 kişi kadar alabileceğiz. Bina bitti ama içinin teftişi kaldı. Birkaç aya kadar açılır diye düşünüyorum” dedi

SAKİNTEPE VE FEVZİ ÇAKMAK ÜRETİMDE GÜÇLÜ

Sakintepe ve Fevzi Çakmak Mahallesi’nin en büyük giderinin elektrik olduğunu dile getiren Ataç, “Sakintepe’de yeşillik üretiliyor. Fevzi Çakmak Mahallesi daha çok sebze, domates, biber, salatalık oluyor. İki yeri de ziyaret ettim. Üretim gayet iyi biraz satışlarda sıkıntılar var. Bizim soğuk hava deposu sıkıntılı dönemlerde imdatlarına yetişiyor. Sıcak havalarda ürünler, soğuk hava deposuna koyulduğu zaman 10 gün kadar bekleyebiliyor. Cankurtaran gibi oldu. Yenilebilir enerji konusunda deneyim olunca panellerle elektrik sarfiyatında baya düşürdük” dedi.

MADEN OCAĞI PROJESİNİN YARARLI BİR YANI YOK

Yapılacak olan çalışmaların, bölgede ağır sonuçlara yol açacağını dile getiren Ataç, “Alpagut’a gidemedim gitmeyi çok istiyorum. Desteklerimiz son derece yüksek. Amacımız bunu engellemek. Yapılan çalışmalarda patlayıcılar kullanıyor, yer altı su kaynaklarına kadar zararı dokunuyor oradaki doğayı bozuyor. Ağaç kestiler oranın ekosisteminin bozuyorlar. Mikrobiyolojileri yok ediyorlar. Siyanür havuzlarına geçiyorlar direk yer altı sularına karışıyor yararlı bir yanı yok. Türkiye’ye oradan altında kalmayacak. Kaymaz’da ikinci siyanür havuzunu yine davalarla durdurduk. Takip edilmiyorsa çaktırmadan devamda ederler. Bunları hükümet destekliyor. Anayasayı takmayan adamdan ne beklersin?” ifadelerini kullandı.

ALMANYA İLE İŞBİRLİĞİMİZ SÜRÜYOR

Ataç, engellilerle ilgili bir projenin son toplantısının Ekim ayında Berlin’de gerçekleşeceğini belirterek, “Daha önce de Şişli Belediyesiyle birlikte Berlin’de Engelliler Derneğiyle birlikte yapmıştık. Bu tip toplantılar oluyor bunların hepsi oraya gittiğimizde vizyonumuzu etkiliyor farklı şeyler öğreniyoruz. Para pul fazla olmuyor ama bakış açılarımızı çok etkiliyor. Almanya’daki kardeş şehrimizle çok iyi işler yaptık daha da yapacağız. Onlarda bizimle çalışıyor. Öyle takip ediyorlar ki burada olumsuz bir olay yaşansa hemen iletişime geçiyorlar” ifadelerini kullandı

BU YIL BAŞARI BEKLİYORUZ

Ligde başarı elde etmeyi umduğunu dile getiren Ataç, “Yeni ekiple birlikte Eskişehirspor’daki transferleri de takip ediyorum olumlu transferler olduğunu düşünüyorum. Zaten maçlarında da başarılılar gol sayıları arttı. Lig başlayınca takip edeceğim. Diliyorum bu yıl çıkarız. Biraz zor ama buralara gelmesi büyük şanssızlıktı. Bence siyaseti yapmasalardı hiçbir sıkıntı yoktu. İstedikleri şeylere destek gönderiyorduk” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ