Odunpazarı Belediyesi ve Eldem Kültür ve Sanat Vakfı ortaklığıyla restore edilen Dalyancı Konağı Açılış sergisi önceki gün gerçekleştirildi. Yoğun bir ilginin gösterildiği açılış Eskişehir'in kültür ve sanat alanında yıllar içinde kat ettiği gelişimi de gözler önüne serdi.
İlk olarak şunu ifade etmek gerekir ki, Eskişehirli iş adamlarının ve Eskişehirli girişimcilerin sanat adına Eskişehir'e yatırım yapması çok anlamlı ve çok değerli. Eskişehirli iş adamlarının sanat yatırımlarının ve sanatçıya duyduğu saygı ve verdiği desteğin çok güzel örnekleri var. Ancak bunların çoğu bilinmez ve sanki ayıpmış gibi gizli tutulur. Bu yüzden öncelikle Eldem ailesini Ali Eldem nezdinde kutlamak ve teşekkür etmek gerekiyor.
100 yılı aşkın bir tarihe şahitlik etmiş, Osmanlı sivil mimari özelliklerini koruyan Dalyancı Konağı'nın Eldem Şirketler Grubu'nun kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiği Eldem Kültür ve Sanat Vakfı'nın ilk mekanı olması günümüzde AVM'lere sıkıştırılan sanatın özgürleşmesi adına da ciddi bir adım ve katkı olarak görülmeli.
Açılış törenine katılamamış olmamıza rağmen Anadolu Gazetesi'ne aldığımız habere göre de açılış töreninde konuşan iş adamı Ali Eldem, fikrin nasıl doğduğunu şu cümlelerle anlatmış;
'Sayın Kazım Kurt sohbet devam ederken bu bölgede yapılacak olan restorasyonlarda iş adamlarının bu taşın altına elini koyması gerektiğini ifade etti. Gözlerimin içine demek ki çok iyi baktı ki gel bu işe seninle beraber başlayalım dedi. Biz vermiş olduğumuz bu sözle bu işe başladık.
Dalyancı Konağı'nı Sayın Kazım Kurt bize teslim etti. Bu işi gerçekleştirirken bir başka gerçekle yüz yüze geldik. Bina yapmak çok kolaydı ama bunu uzun süre yaşatmanın çok daha zor olmuş olduğunu öğrendik. Bu nedenle bunu yaşatabilmek için 10 milyon vakfederek Eldem Kültür ve Sanat Vakfı'nı gerçekleştirdik'

Sanatçı Devrim Erbil'in sözleri ise beni Haldun Dormen ile ES TV'de yaptığım bir yayında kendisinin Eskişehir ile tanışma ve Eskişehir'i sevme sürecini hatırlattı. Önce Erbil'in sözlerine kulan verelim;
'6 ay önce Ali Eldem ile tanıştım. O zaman kendisinin sanatla nasıl ilgili olduğunu bu süre içinde daha iyi anladım. Çünkü Batı'da sanatın gelişmesi için aileler destek olurlar. İşte Eskişehir bir kültür ve sanat kenti oldu.'

ESKİŞEHİR'DE CİDDİ ÖRNEKLER DE MEVCUT
Devrim Erbil'in bu sözleri altı çizilmesi gereken ciddi bir mesaj içeriyor. Batı'da sanatın gelişmesi için ailelerin destek olması geleneği, tipik burjuvazinin sanata yüzünü dönmesi ve toplumların ileriye taşınması için atılan en somut örnektir. Nitekim, Eskişehir'de de buna benzer çok ciddi örnekler vardır.
Eskişehir Şehir Tiyatrosu ile çok yakından ilgilenen ve Türk tiyatrosunun usta ismi Haldun Dormen'in bir oyun için Eskişehir'de olduğu zaman kendisini ES TV'de canlı yayın konuğu olarak almıştım. Kendisi Eskişehir ile ilgili asla unutulmaması gereken çok ciddi bir söz söylemişti. Eskişehir'de sanatın gelişmesi ve Eskişehir'e yakın durmasının arkasındaki nedenler arasında Zeytinoğlu ailesini de saymıştı.

ZEYTİNOĞLU AİLESİ İLE HALDUN DORMEN'İN DOSTLUĞU
Mümtaz Zeytinoğlu ve Yavuz Zeytinoğlu ile kurduğu dostluk ilişkisinden ve o ilişkinin sanata olan katkısından bahsetmişti. Mümtaz Zeytinoğlu ile beraber kurduğu Cep Tiyatrosundan uzun uzun bahsetmiş daha sonra Mümtaz Zeytinoğlu'nun işleri nedeniyle tiyatroyu bırakmasına rağmen Yavuz Zeytinoğlu ile ahbaplık kurduğunu ve sanata verdikleri destekleri anlatmıştı.
1950'lerde Zeytinoğlu ailesinin tiyatroya olan yakın ilgisi ve desteği Dormen usta üzerinden sürüp giderken 1990'larda kendilerinin sponsorluğunda Eskişehir Sanat Festivali bile hayata geçmişti.
Nitekim bugün ETİ markasının arkasındaki Kanatlı ailesinin de Eskişehir'de pişmiş toprak sempozyumları başta olmak üzere kültür ve sanat adına sundukları destek ortada.

ESKİŞEHİRLİ AİLELER SAYESİNDE SANAT GELİŞİYOR
Odunpazarı Belediyesi ile Eldem Kültür ve Sanat Vakfı işbirliğiyle Dalyancı Konağı'nın açılması bende bunları hatırlattı. Zeytinoğlu ailesini, rahmetli Firuz Kanatlı nezdinde Kanatlı ailesinin sanata katkılarını ve Eskişehirlilerin bu alandaki duyarlılıklarını…
Diliyorum Eldem ailesinin bu son davranışı da tıpkı öncekileri gibi Eskişehirli ailelere örnek olur. Eskişehir'in sanat şehri olması adına, sanatçıları bir çekim merkezi gibi Eskişehir'e çekmesinde ön ayak olur. Kim bilir belki yerel yönetimler işbirliği ile uluslararası sanat festivallerinin bile gerçekleşmesinin bile önü açılır.
Çünkü Başkan Kazım Kurt'un ifade ettiği gibi; 'Eskişehirli başarılı bir iş adamının kültür ve sanata yatırım yapması, katkı sunması bütün Türkiye'ye örnek olmalı. Biz de daha ne konaklar var. Hazırız yenilerini gerçekleştirmeye. Şu anda arkadaşlarımızın çalıştığı projeler Eskişehirli iş adamlarımızı bekliyor. Bu bölgeyi ayağa kaldıracaksak bu işi biraz sivilleştirmeliyiz. Odunpazarı'nda İstanbul'un yorgun sanatçılarının tümünü ağırlamaya hazırız.'