Covit-19 Virüsüne karşı sağlıkçıların verdiği mücadele herkesin büyük takdirini kazanmış durumda. Bu takdir yerini büyük bir minnete dönüştürdüğü de gözleniyor. Başta devletin ilgili kurumları olmak üzere yerel yönetimler, özel sektör ve bireyler sağlıkçılara duyduğu minneti göstermeye de başladı. Nasıl gösterilmesin ki? Canımızı emanet ettiğimiz sağlıkçılar gecesini gündüzüne katarak virüse karşı amansız bir mücadele içine girmiş durumdalar. Üstelik hastalık kapma riskine karşı bu mücadelelerinden de vazgeçmiyorlar. Herkes evde kal çağrılarına uyup evinde steril ve hijyenik ortamlarda virüse çare bulunmasını beklerken sağlıkçılar virüs kapmış insanların sağlıklarına kavuşması için ev yüzü bile görmüyorlar. Açıkçası canımızı emanet ettiğimiz sağlıkçılar bu minneti analarının ak sütü gibi hak ediyorlar.
Peki ama canımızı emanet ettiğimiz sağlıkçıların canı kime emanet? Özellikle aile hekimlerinin çalışma ortamları ne kadar hijyenik? Onlara maske, eldiven, dezenfektan gibi tıbbi malzeme destekleri sağlanıyor mu? Dün Aile Hekimleri Derneği, bir açıklama yaptı ve İstanbul'da 20 tane aile hekimine Cobit-19 virüsü bulaştığını ve kimisinin hastanelerde kimisinin de evlerinde hem tedavi hem de karantina altına alındığını kamuoyuna duyurdu. Bu haberin ardından Eskişehir'de aile hekimlerinin durumu ile ilgili bir araştırma yaptım ve ortaya çıkan manzara çok can sıkıcıydı.
Çünkü canımızı emanet ettiğimiz aile hekimlerinin virüs salgınına karşı oldukça korunaksız oldukları, tıbbi malzeme desteğinin oldukça yetersiz olduğu sonucu ortaya çıktı. Örneğin, 10 sağlıkçının çalıştığı bir aile hekimliğine sadece 1'er tane maske, 2 tane gözlük, 5 eldiven ve 10 galoş gönderilmiş.
10 kişiden hangisi gözlüğü kullanacak, kaçı eldivensiz çalışacak Allah'a kalmış herhalde?
Hatta aile hekimlerinin çoğu kişisel güvenliğini sağlamak amacıyla karaborsadan maske, eldiven ve dezenfektan tedarik etmiş. Kişisel bağlantılarını kullanarak sağladıkları ekipmanlarla yine şifa dağıtmaya gayret eden aile hekimlerimiz mevcut.
Örneğin, şu ana kadar kaç tane aile hekimliği ve sağlık ocağı dezenfekte edilmiş durumda? Haberlerde görüyoruz; kapatılan okul ve camiler sürekli dezenfekte ediliyor ama daha bir tane aile hekimliğinin dezenfekte edildiğini ne duyduk ne gördük ne okuduk? Buradan soralım: Kapalı okul ve camilere yapılan dezenfekte çalışmaları şu ana kadar kaç tane aile hekimliğine ve sağlık ocağına yapıldı? Buralar hizmet vermeye devam ediyor ve belki de en riskli yerler. Dezenfekte edildi mi? Edilecek mi?
Sokaklar, kaldırımlar bir güzel dezenfekte ediliyor, toplu taşıma araçlarına gereken ilgi gösteriliyor ama aile hekimliklerine kim el atacak?
Bu gibi lojistik ihtiyaçların planlanması gerekmiyor muydu?
Görünen o ki aile hekimleri ve sağlık ocaklarında çalışan sağlıkçılarımız alkış kadar maske, eldiven ve dezenfektan da bekliyor.
Canımızı, sağlığımızı emanet ettiğimiz aile hekimlerimize gereken ilgi ve desteğin gösterilmesi gerekmiyor mu?
Mesela belediyelerimiz kendi bölgelerinde faaliyet gösteren aile hekimliklerini dezenfekte edebilir. Medikal firmalar aile hekimliklerine gereken tıbbi malzeme desteğini bir çırpıda sağlayabilir. Çok zor olmasa gerek…
Sağlıkçıları yaşatalım ki toplum yaşasın!