Deniz Çağlar Fırat

CHP, Kazım Kurt ile AK Parti'nin elinden Odunpazarı Belediyesi'ni aldığından bu yana belediyeye kamu kurumlarından yapılan baskılara her geçen gün yenisi eklendi.
Bu baskı ve engellemeler o kadar arttı ki günlük hayatın normal bir parçası gibi algılanmaya başlandı. CHP'liler bile bu durumu kanıksadı, günlük olayların bir parçası gibi gördü.
CHP Genel Merkezi, Odunpazarı Belediyesi'ne yapılan baskı ve engellemeleri bir dosya hazırlayarak CHP'li belediyelerin yaşadığı sıkıntılara örnek olarak bile kamuoyuna sunabilirdi.

Fidanlık ellerinden alındı.
Şehr-i Derya ellerinden alındı.
Kanlıpınar Göleti'nden çıkardılar.
Külliye'den atılmaya çalışıldılar.
Kurşunlu Külliyesi'nden atmaya çalıştılar.
TOKİ, Karapınar'da elini suya sabuna dokundurmadı.
Erenköy, Emek, Gündoğdu, Huzur gibi mahalleler kentsel dönüşüm beklediği halde çivi bile çakılamadı.
Baktılar, AK Parti döneminde Vakıflar, DSİ ya da Orman Bölge Müdürlüğünün olup da belediyeye devredilen ne kadar kurum ya da yer varsa bir bir geri aldılar.
Geri alıp da kendileri de işletmedi. Nereyi aldılarsa kapısına kilit vurdular. Vatandaşa cezayı kestiler.
Kamuoyuna da hiçbir gerekçe sunma zahmetinde bile bulunmadılar.
Belediyeyi yıpratma adına sorumlulukları altındaki hiçbir sorumluluğu yerine getirmediler.
Belediye topluma dönük, güzel işler yapıp, imajını, hizmet kalitesini arttırdığını düşündüğü anda da hemen devreye girip o işi kılıfına uydurup belediyenin elinden aldılar.
Şöyle bir yaşananlara bakıp da ne çektin be Kazım Kurt desek haksız da sayılmayız…
Ama bu aslında Kazım Kurt'u daha da güçlendirdi. Kurt, projelerini ortaya koyarken bölge halkına danıştı, anlattı. Yapamadıklarını sebepleri ile sundu.
Eleştirilere karşı her zaman soğukkanlılığını korudu, kendini kaybetmedi. Sürekli hakkını aradı, bunu yaparken de kitlelere nedenlerini anlattı.
Hamamyolu'nu adam etti, eleştirildi.
Bale atölyesi açtı, eleştirildi.
Mahallelere alan yönetimi kurdu, eleştirildi.
Fidanlık elinden alındı, eleştirildi.
Kanlıpınar elinden alındı, eleştirildi.
Küçük Sanayi için proje geliştirdi, eleştirildi.
Gündoğdu için çabaladı, eleştirildi.
DSİ, Vakıflar, Orman, BEBKA, Diyanet bile karşısına dikildi, yine eleştirildi.

Kısacası Kazım Kurt, aslında hep yaptıkları ve yapmak istedikleri için eleştirildi, ürettiği için eleştirildi, bir şeyler ortaya koyduğu için eleştirildi.
İşte sağ siyasetin unuttuğu buydu.
Kazım Kurt, eleştirildi ama yaptıkları için eleştirildi.
Kimse kalkıp da Kurt, şunu da yapmıyor diyemedi.
Gündoğdu dediler, karşısında çarşaf çarşaf proje dosyası buldular.
Küçük Sanayi dediler, Kurt çıktı projesini anlattı.
Hamamyolu dediler, yerden yere vurdular günün 18 saati yaşayan bir semt ortaya çıktı.
Kazım Kurt, belki çok çekti ama siyasi rakiplerini de baya korkuttu…