İçinde bulunduğumuz bugünlerde yüzünü bilime dönen ve bilimsel çalışmalarla toplumun önünü aydınlatan herkes ve her kurum dönemin kazananı ve fark yaratanı olacaktır. Nitekim, Covid-19 virüsüne karşı çaresiz kalınan böyle bir dönemde ibadethanelerin bile kapatılarak bilim insanlarının tedavi yollarını bulması için seferber olunması bilimin insanlık evriminin ve gelişiminin en önemli ayağı olduğunu göstermektedir.Virüsün kişi ayırt etmeksizin herkesi etkilemesi doğal olarak fiziksel temasın en aza indirilmesine ve günlük tüm ilişkilerin belirsiz bir süre değişmesine ya da ötelenmesine neden olmuştur. Virüsün etkilerinin azaltılması amacıyla insanların 'evde kal' çağrısına cevap vermesi de doğal olarak yeni bir etkileşim alanının doğmasına ve bireylerin yeni bir toplumsallaşma biçimi içine girmesine neden olmuştur. Bu durumdansiyasetten ekonomiye hukuktan medyaya finans sektöründen eğitime bilimden üretime kadar bütün alanlar payını almıştır. Bunun ciddi bir problem olduğunu ve yeni 'yaşam' biçimine uyum sağlamak konusunda zorlanıldığı bir gerçeklik olsa da asıl gerçeklik bu sürecin bir fırsat olduğunu farkedebilmektir. Ve bu fırsatın temelinde dijitalleşme yani bilişim teknolojisinin yattığını görmek gerekir.
Şöyle ki okulların kapatılmasıyla ilkokuldan üniversiteye kadar tüm zorunlu eğitim uzaktan eğitim ya da online eğitime dönüşmüştür. Yazılı medya etkisini hala sürdürse de mekan kavramı ortadan kalkmış çalışanlar evlerinden içerik üretmeye başlamıştır. Finans sektörünün kalesi sayılan bankacılık bile yıllar önce müşteriler temelinden başlattığı internet bankacılığını bugün çalışanlar düzeyine kadar getirmiş ve çalışma saatlerini minimize etmiştir. Birçok mağaza kapanmış ya da kapılarını müşterilerine açmamış ancak internet üzerinden sipariş almaya ağırlık vermiştir. Örneğin Eskişehir Sanayi Odası (ESO) bu süreci bilim ve bilişim temelli en güzeldeğerlendirmenin örneklerini vermiştir. Üyeler arasında gerçekleştirdiği anketlerle yüzünü bilime dönmüş elde ettiği sonuçları dijital ortamda kamuoyuyla paylaşmış ve devletin yetkili birimlerine iletmiştir. Yine dijital medya alanını optimum bir şekilde kullanarak hem sanayicilere hem de kamuoyuna süreç ile ilgili daimî ve kalıcı bilgiler sunmuştur. Dolayısıyla Covid-19 virüsünün bizlere öğrettiği en temel gerçeklik yeni bir etkileşim ve iletişim ağının doğduğu ve bu kanalın en etkin ve verimli kullananların bu süreçten daha karlı çıkacağıdır. Yüzünü bilime dönmek sadece tıbbi alanda hastalıkla mücadele için değil toplumsal ve ekonomik anlamda da yeni bir üretim ve etkileşim ağının doğması açısından zorunludur.
YENİ ETKİLEŞİM ALANININ TEMELİ BİLİŞİM OLMUŞTUR
Görülüyor ki bu süreçte bu yeni etkileşim alanının temeli bilişim olacaktır. Bu yüzden geleceği kurmak ve bu süreçten en avantajlı ve hazır şekilde çıkmak şimdiden bilişimin etki alanını anlamaktan ve tanımaktan geçer.
Eskişehir Türkiye'nin yazılım ve bilişim sektörünün üssü olmaya en müsait kentlerin başında gelmektedir. Özellikle animasyon sektörünün Eskişehir'deki yüksek potansiyeli beraberinde yazılım ve bilişim sektörlerinin gelişmesini, ilerlemesini ve potansiyelinin artmasını sağlamıştır. Ortaya konulan raporlar ve bilimsel çalışmalar Eskişehir'in bu potansiyelini göstermiştir. Bununla ilgili köşemin sabit okurları gayet iyi bilirler ki Eskişehir'in animasyon potansiyelini sürekli yazmış ve dikkat çekmeye çalışmışımdır. Şimdiki asıl üzerinde durulması gereken nokta Eskişehir'in in bu potansiyelini mevcut yeni durumla ilişkilendirip geleceğe Eskişehir'i daha hazır ve güçlü çıkarmak için planlama yapmaktır. Kısacası yaşanan bu krizi fırsata çevirmeye çalışmak hepimizin görevidir.