Deniz Çağlar Fırat

Eskişehir'de en çok eleştirilen, en çok yıpratılmak istenen belediye başkanı hiç şüphesiz Kazım Kurt'tu. Göreve geldiği günden bu yana sürekli yıpratılmak istenen, engellenen, basın ve sosyal medya yoluyla yıpratılmak istenen, bürokratlarına varana kadar karalama, yalan haber ve iftiralar atılan bir belediye başkanıydı.
Sistemli, planlı ve organize şekilde sürekli Kazım Kurt'u eleştirilerin odağına koyarak ilk olarak onun kamuoyu önünde algısını değiştirmeye daha sonra da istedikleri mecrada tartışılır hale getirmek isteyenler kendilerini Kurt'un kaybedeceğine dahi inandırmışlardı. Ancak bekledikleri gibi olmadı. Üstelik Odunpazarı gibi bir ilçede AKP-MHP'nin konsolide olmuş oylarıyla en az 30 bin oy fark atmaları kağıt üstünde hesaplanırken Kurt 7 bin oy farkla tekrar seçildi. Yani halkından güvenoyu almayı başardı.
Peki, bu nasıl oldu? Bunu anlamak için olayın en başına inmek gerekiyor.
Bilindiği gibi Kazım Kurt, özellikle sağ siyasetçe ve onların taşeronluğunu üstlenen kesimlerce sürekli eleştirildi, projeleri ve politikaları eleştirildi. O kesim Kurt, başkanlık koltuğuna oturduktan Kurt'un vermeye çalıştığı siyasal yönetim anlayışını ve mesajını asla gündemine almadı.
Kurt'a doğrudan proje odaklı muhalefet yapıldı. Bu Kurt'u daha da güçlendirdi. Kurt, projelerini ortaya koydu ama o projeleri ortaya koyarken alan yönetimi yaptı yani projelerini bölge halkına danıştı, anlattı. Yapamadıklarını da sebepleri ile sundu.
Eleştirilere karşı her zaman soğukkanlılığını korudu, kendini kaybetmedi. Tipik sol siyasetin bir yansıması olarak sürekli hakkını aradı, bunu yaparken de kitlelere nedenlerini anlattı.
Kazım Kurt;
Hamamyolu'nu adam etti, eleştirildi.
Bale atölyesi açtı, eleştirildi.
Mahallelere alan yönetimi kurdu, eleştirildi.
Fidanlık elinden alındı, eleştirildi.
Kanlıpınar elinden alındı, eleştirildi.
Küçük Sanayi için proje geliştirdi, eleştirildi.
Gündoğdu için çabaladı, eleştirildi.
DSİ, Vakıflar, Orman, BEBKA, Diyanet bile karşısına dikildi, yine eleştirildi.
Müzeler açtı, açtığı müzelere müze denmesine bile izin verilmedi.

Kısacası Kazım Kurt, aslında hep yaptıkları ve yapmak istedikleri için eleştirildi, ürettiği için eleştirildi, bir şeyler ortaya koyduğu için eleştirildi.
Kazım Kurt, eleştirildi ama yaptıkları için eleştirildi.
Kimse kalkıp da Kurt, şunu da yapmıyor diyemedi.
Gündoğdu dediler, karşısında çarşaf çarşaf proje dosyası buldular.
Küçük Sanayi dediler, Kurt çıktı projesini anlattı.
Hamamyolu dediler, yerden yere vurdular günün 18 saati yaşayan bir semt ortaya çıktı.
Aslında Kazım Kurt'u eleştirenler sürekli Kurt'un ekmeğine yağ süren işler yaptı. Sürekli karalama siyaseti yaparak bel altı vurmaya çalıştı.
Bu halk, kimden olursa olsun kendi düşünce sisteminden olmasa bile çalışan insanı, üreten insanı daima desteklemiştir. Bakın Türkiye siyasetine, bunun en güzel örnekleri ile doludur. İşte Kazım Kurt ilçesi için çalıştı. Ama çalıştıkça eleştirildi.
Kimse kalkıp da Kazım Kurt çalışmadı diyemedi.
Kimse kalkıp da Kazım Kurt 5 yıl boyunca yattı diyemedi.
Nasıl eleştirildi? Kara propaganda ile eleştirildi.
İşte bu Kurt'u mağdur yaptı.
Dolayısıyla Odunpazarı'nda da akıl, vicdan ve proje kazandı, algı oyunları kaybetti.