İNAN ÇALIŞIR

Bu konuda; Özellikle, İnsan yetiştirmeyi hedefleyen kurumlarımız, daha dikkatli ve titiz düşünmek, davranmak zorundadırlar. İşte burada, insanları yetiştirecek, yönetecek, idarecilerin iyi seçilmesi meselesi ortaya çıkmaktadır. Bu öneri, her meslek dalı için geçerlidir. Sonuçta muhatabınız insandır. Yani, çok özen gösterilmesi gereken bir varlıktır. Daha tıbbın, bazı bilimlerin, yeteri kadar tanıyamadığı insandan bahsediyoruz. İnsan, toplumun her kesiminde, zemininde yaşayarak, etrafındaki insanlara ve çevreye tavır ve davranışları ile; kendisini kabul ettirecek, bir varlıktır.
Yanılma payı, denen bir kavram, vardır…
Siz, herhangi bir meslek dalında; elinizde yetişecek onlarca çırak var ise; onları yetiştirmek için, ne yaparsınız? Onlara en fazla yardımcı olacak ustanızı görevlendirirsiniz.
Neden?
O, yetişecek elemanlardan en iyi verimi alabilmek için. Yanlış usta, beceriksiz usta tercihi, yetişecek elemanların eksik yetişmesine sebep olacaktır. Hal, böyle olunca; eğitim öğretim kurumlarından alın, devletin tüm resmi kurumlarında idareci ve yönetici atayacağınız insanlarda; öncelikli tercihiniz, bu ilke olmalıdır. Gerçi, böyle bir uygulamanın adilane bir şeklide yapıldığı zamanlar, yakın tarihimizde azdır. Bu olumsuz örnekleri her alanda görebiliriz. Biz, işin idealinden bahsediyoruz. Atanacak bireylerin; ehil ve yetenekli ve alanında becerili, tecrübeli insanlar olsun istiyoruz. Aynı şekilde insanı yeteri kadar tanıyan, mesleğinin erbabı insanlar olsun istiyoruz. Bu bizim yürekten temennimizdir. Yakın geçmişimizde yanlış idareci ve yönetici seçmenin, atamanın yaşattığı sıkıntıları, olumsuzlukları yaşayarak, öğrenmiş durumdayız.
Liyakat, ehil olma, hak getire…
En basit müdür atamasından, rektör seçimlerine kadar; bu metot uygulanmaktadır.
Doğal olanı; ölçme, değerlendirme, kriterleri belirlenir. O, değerlendirmelere göre, puanlar verilir. O, puanlar neticesinde; işe aday olan insanlar arasından; en iyi becerikli, en fazla tecrübeli, en iyi yetenekli, en iyi işi bilen insan, görevlendirilir. Bu en iyileri belirlerken; şuna, buna yakınlığı değil; yapacağı işin; ehli olup, olmadığına bakılmalıdır.
Doğru olanı, budur…
Düşünebiliyor musunuz? Çırağınız durumundaki bir insan; sizin bir yere atanıp, atanmamanız konusunda; karar verici bir durumda olsun...
Bu kabul edilemez. Yanlış anlaşılmasın çırağınız, yahut öğrenciniz sizi, her alanda; fersah, fersah geçebilir. Bunun binlerce örneği vardır. Kabul edilebilir, normal bir sonuçtur.
Tekrar ediyorum; tüm atamaların sıkıntılı ve sancılı bir durum oluşturmaması için; uygulanabilir bir sistemin, hiyerarşik bir sistemin devreye sokulmasından yanayım.
Yönetici olarak atadıklarınızı, canınızın sıkıldığı zaman görevden almamanız için de; yasal destekler gerekir. Eğer, görevden alıyorsanız, konumunu ve mevkiini korumak adına tedbirler almanız gerekir.
Sonuçta; o kişi görevde olduğu süre içerisinde; kendisine verilen yetki çerçevesinde; Devleti temsil ederek orada görev yapmaktadır.
Bugün kimi bakanlıklar, kimi müdürlükler; zamanında bazı mevki ve makamlarda; zamanla görev yapmış, şu an atıl durumda olan personel ile; doludur.
Lütfen, idareci ve yönetici seçimlerinde daha adaletli, daha dikkatli, daha titiz davranalım...
Sonuçta, idareci arkadaşın muhatapları insandır.
Dikkat etmek gerekir…