Dün HaberTürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya'nın yazısı oldukça dikkat çekiciydi. Muharrem Sarıkaya ile 2016 yılında tanışmıştık. ÇGD Uğur Mumcu Ödül Töreninde kendisine Pınar Türenç, Sedat Bozok, Şaban Sevinç ve Tuluhan Tekelioğlu ile birlikte Basın kategorisinde ödül takdim etmiş ve daha yakından tanıma fırsatı bulmuştuk.
Gazetecilikte üstat olarak gösterebileceğimiz deneyime sahip Sarıkaya salgın ile ilgili alınan önlemleri köşesine konu ederek çarpıcı bir ifade ile bunu okurlarına aktardı:
'Bilim Kurulu'nda katılan üyelerin neredeyse tamamı daha sert tedbirler önermiş' diye yazdı.
Sarıkaya yazısında,
'Koronavirüs salgınına karşı ilk önlemler alınırken, devamının gelmesinin an meselesi olduğunu karar alıcılar da söylüyor. Altını çizdikleri süre de gelecek 10 güne ilişkin: 'Eğer 10 gün içinde vaka sayısında bir düşüşle karşılaşmaz isek daha fazlası gelir. Adliyeler ve bazı kamu kurumları dahil edilmedi, onlarda da kapanma devreye sokulur…' Bu sözün sahibi de salgın ortaya çıktığı günden bu yana nerelerde kapanma, nerelerde açılmanın olacağı konusunda tavsiyelerde bulunan Bilim Kurulu üyesi, Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Levent Akın… Bilim Kurulu'nda katılan üyelerin neredeyse tamamı daha sert tedbirler önermiş, içeriğine girmedi ama ağırlıklı bölümünün çıktığını bildirdi.' İfadelerini kullandı.
Bu açıklama salgına yönelik alınan son önlemlere ilişkin en ciddi açıklama olarak değerlendirilebilir. Çünkü bilim kurulu üyesi kaynak gösterilerek ciddi bir saptama yapılıyor. Bilim Kurulu üyesi, Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Levent Akın diyor ki 'Bilim Kurulu'nda katılan üyelerin neredeyse tamamı daha sert tedbirler önermiş'
Muharrem Sarıkaya'nın gündeme getirdiği bu açıklama ile sorulacak tek bir soru kalıyor bizlere:
Bilim Kurulu üyeleri daha sert önlemler önerdiği halde neden bu tedbirler alınmadı?
Her ilden gelen rakamlar korkunç seviyede. Üstelik de açıklanan rakamlara ilişkin şu vaka-hasta ayrımı sürece olan tüm güveni de sarsmışken neden bu tedbirler alınmıyor?
ESKİŞEHİR'DE POZİTİF VAKA SAYISI GİDEREK ARTIYOR
Yine ÇGD üyesi Gazeteci Meltem Karakaş Kaya'nın haberine göre; Eskişehir genelinde pozitif vaka sayısının 8 bin 602, entübe hasta sayısının ise 182 olduğu öğrenildi.


Durumun vahameti çok büyük. Böyle bir dönemde alınan önlemler ise toplumun tüm kesimlerince tartışılıyor. Ve daha sert önlemler bekleniyor. Muharrem Sarıkaya'nın aktardığı bilgilerden sonra Bilim Kurulunun bu konuda daha sert önlemler önerdiğini de öğrenmiş olduk. Demek ki kurulun önerisi çok dikkate alınmamış. Böyle bir ortamda bizim üzerimize düşen de sanırım Yılmaz Büyükerşen'in önerisine uymak olacak.

BÜYÜKERŞEN GÖNÜLLÜ KARANTİNA ÇAĞRISI YAPTI

Ne demişti Hoca;

'İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer'in ortaya attığı gönüllü karantina fikrini sonuna kadar destekliyor, artan vaka sayılarının bilincinde olan Eskişehirlilerden de zorunda kalmadıkça evden çıkmamalarını, kendi karantinalarını kendilerinin sağlamalarını rica ediyorum.
Ayrıca okulları tatil dönemine giren çocuklarımızın da gelecek yaz tatillerini daha mutlu geçirebilmeleri için kış dönemi tatillerini evde kitap okuyarak, ders çalışarak, dinlenerek geçirmeleri konusunda ebeveynlerin ısrarcı olması gerektiğini hatırlatmak istiyorum'
Gelinen noktada herkesin gönüllü karantinaya girmesi şart görünüyor. Herkes kendi tedbirini kendisi almalı...