Ekonomik tablo ve enflasyon ile uğraştığımız şu günlerde tüm enerjimizi çok güçlü şekilde kuru soğan, market fiyatlarının kontrolü ve dış güçlere bağlamış durumdayız. Oysa her fırsat ve ortamda söylediğimiz gibi piyasaların dini, milliyeti yoktur ve cansızdır. Doğrudan siyasi, hukuki, kültürel ve hukuki ortamdan etkilenir. Ekonominin yapısını belirleyen koşullar üretim miktarı ve şartları olduğu kadar o üretimi belirleyen unsurlar da oldukça belirgindir.

Dolayısıyla ülkede iktisadi faktörleri ortaya koyarken sadece tek bir etmene bağlı kalarak hareket etmek doğru bir anlayış olamaz. Eğer tüm bunları göz ardı ederek sadece üretim stoklarına ya fiyat kontrolüne gidilirse sistem tıkanır ve piyasa hareket edemez. İşte bunun en güzel örneklerinden biri daha yaşandı ve Eskişehir Ticaret Odası, kafeterya ve Unlu Mamül İşletmeleri ve Pastanelerde ürünlerin fiyat tarifesine zam yapmak zorunda kaldı.

ÜRÜNLER ZAMLANDI

Hem de öyle böyle bir zam değil, uygun görülen fiyatlar…. Örneğin kafeteryalarda içilen bir bardak çayın azami fiyatı 2,5 TL'den 4 TL'ye, 100 gr'lık tostun fiyatı 4 TL'den 6 TL'ye, 150 gr'lık baklavanın fiyatı 6,25 TL'den 12 TL'ye, 80 gr'lık acı bademin fiyatı 3,75 TL'den 7,50 TL'ye, bir fincan neskafenin fiyatı 6,25 TL'den 10 TL'ye çıkarıldı. Bir fincan Türk Kahvesinin fiyatı ise 3,50 TL'den 6 TL'ye çıkarıldı. Sadece bu ürünlere mi hayır, fiyatı zamlanan onlarca ürün kalemi var.

İşin garibi bu zamların kaçınılmaz oluşu. Hayatını halkçı bir anlayışa adayan bir kişi olarak zamları savunacağım aklıma bile gelmezdi ama ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların sonucunda bu ürünlerin zamlanacağı kaçınılmaz değil miydi?

Eğer bu soruya 'evet' diyebiliyorsak sorunun kökenine daha da yaklaşmış sayılacağız. Ancak her zaman olduğu gibi sorunun kaynağından uzaklaşıp, zammı ortaya çıkaran koşulları görmezden gelerek sığ, dar ve iktisadi koşulların dışında tartışacaksak daha buna benzer zamların da kaçınılmaz olacağını söylememiz, öngörmemiz ve bilmemiz gerekiyor.

HALKIN CEBİNİ KİM KORUYACAK?

Çaya %60, tosta %50, acı bademe %100, baklavaya %90 zam geliyor ve daha nicelerine yüzde 50'lerin üzerinde zamlar geliyorsa piyasanın içinde bulunduğu durumu da net şekilde tanımlamalıyız. Evet, ETO ticaret erbaplarını ve üyelerini korumak adına onlarca ürüne %50 ile %100'ün üzerinde zam yaptı. Peki halkın alım gücünü korumak adına yetkililer ne yapıyor?

Enflasyon %20'inin üzerine çıkmış, çaya %60 zam gelmiş ama çalışana gelen zam oranı %10. Asgari ücretin durumu ortada. Ülkede açlık sınırı 2000 TL'nin üzerinde açıklandı. Bundan daha vahim bir şey varsa o da bu ekonomik tablonun nasıl kaynaklandığını görüp de susmaktır.

Evet, zam kaçınılmaz. Esnaf ve ticaret erbapları zammı talep ediyor ama halkın cebini korumakla, onların alım gücünü arttırmakla yükümlü olanlar bunun için ne yapıyor? Ya da ne yapacak? Bence asıl soru bu…