Partiler daha doğrusu partilerin adaylarının yerel seçimlerde en önemli etkisi psikolojik üstünlükleri oluyor.

Şunu hep söyleriz;

“Seçmene ne kadar samimi olursanız, o kadar çok teveccüh görürsünüz”

Aslına bakarsanız, CHP’nin Eskişehir’de bunca yıldır seçimleri kazanmasının kilidi buradadır.

Yılmaz Hoca’nın şehrin koruyucusu gibi görülmesi;

Ahmet Ataç’ın başkandan çok “Şehrin abisi” olması;

Kazım Kurt’un “Halkçı Başkan” unvanını alması boşuna değil…

+++

31 Mart’ın ardından sözünü ettiğimiz kadroda bir değişiklik olacak.

Yılmaz Hoca’nın yerine artık Av. Ayşe Ünlüce dönemi başlıyor…

İsmi ilk açıklandığında şehirde “Yılmaz Hoca’nın yerine doldurabilir mi acaba?” türünden sorular oluşsa da;

Geçen her gün bu sorunun yanıtı seçmen nezdinde çok çabuk biçimde yanıtlandı.

En başta şehrin kazanımlarının Ünlüce ile korunacağı algısı pek çok kesimde hemen oluştu.

Eskişehirli, Ünlüce’yi tanıdıkça, mülayim ve içten tarzını gördükçe Ünlüce etrafında daha çok toplanır oldu…

Hele ki son dönemlerde karşı taraf tarafından sertleştirilen siyasete karşı tavrını hiç bozmamasıyla, seçmene daha çok “samimi” gelmeye başladı.

Şehrin hoşgörülü yapısına nezaketi ile daha çok katkı vereceğini topluma hissettirdi!

+++

Gelelim anlatmak istediğim meseleye…

Şunu söylemek gerekir ki;

“Geçmişte yapılan tüm seçimler dahil, hiçbir seçimde bugünkü kadar CHP’li adayların birbirine sahip çıktığı bir dönem yaşanmadı.”

Evet, her seçim öncesi CHP’li adaylar bir bütün şeklinde fotoğraf verse de, herkes kendi sorumluluk alanında çalışmayı yeğledi.

Ancak durum bugün çok farklı bir hal aldı.

+++

Şöyle anlatalım…

Yapılan mahalle ziyaretlerinde vatandaşın bir talebi geldiğinde;

Ataç ya da Kurt hemen şunu söylüyor;

“Ayşe Başkanımızla hemen görüşüp, ortak bir çalışmayla sözünü ettiğiniz sorunun çözümünü sağlayalım”

Veyahut;

Hem Ataç hem Kurt, yine pek çok seçim ziyaretinde;

“Ayşe Başkanımızla pek çok konuda birlikte görüşüp, meselelerin halli için yine birlikte çalışıyoruz” diye konuşuyor.

Kısacası;

“Her üç başkan da sadece seçim çalışmalarını birlikte yürümekle kalmıyor, proje üretiminden, sorunların çözümüne kadar birlikte karar alıyor”

Ve bu tablo daha seçim olmamışken yaşanıyor.

Bu görüntüyle her üç başkan da seçimden sonra çok daha uyumlu çalışacaklarını sinyallerini çok net biçimde veriyor.

Kuşkusuz bu görüntü, seçmen nezdinde de hoş karşılandığını gibi siyasette samimiyetin nasıl olacağını bir kez daha ispat etmeye yetiyor.

Bize göre ortaya çıkan bu manzara, seçimlere doğru giderken CHP’li her üç adayı çok avantajlı bir konuma getiriyor.

*************

SEÇİMİN UNUTULMAYANI OLACAK!

Ne zaman yerel seçim gelse, kapıyı çalsa defalarca söylediğimiz bir söz vardır;

“Şehri kötüleyerek hiç kimse oy toplayamaz”

Bakın bu sadece AK Parti için geçerli değildir.

Eskişehir’i kazanmak isteyen tüm partileri kapsar!

Zira ülkenin en huzurlu kentinde yaşamaktan keyif duyan büyük bir kesim vardır bu kentte.

Dahası, bugüne kadarki gelişimi, modern yapısı ve Cumhuriyetçi kimliği ile de gurur duyar Eskişehirli yaşadığı kentten…

Ortada böylesine bir gerçek varken ve özellikle Yılmaz Hoca şehrin bu yapısını bilerek ortaya çıkardığı sloganlarla seçim kazanmayı başarırken, bunun tam tersini yapıp seçim kazanmaya kalkmak çok da mantıklı olmaz!

Olmadığı zaten geride kalan 5 mahalli seçimde de yaşandı.

AK Parti, şehirde var olduğu söylenen sorunları kaşıdıkça, dahası olmayan sorunları varmış gibi gösterip halka bunları sunmaya kalktıkça hep kaybeden taraf olmuştur.

+++

Bugüne gelelim…

Şehirdeki seçimin en büyük gündemi su!

Su gündemi içinde de herkesin ağzında dolaşan bir “bornoz” meselesi var.

Ulusal yayınlarda “Eskişehirliler gece yarısı bornozuyla sumatiklere gidip kartına su yükletmek zorunda kalıyor” denilirse, bu söz Eskişehirlinin çok hoşuna gitmez!

Bakın üstüne basa basa söylüyorum;

“Böyle bir gerçek olsa bile bunun yaygın medyada dillendirilip oy devşirilmeye çalışılmasından hoşlanmaz”

İşte hoşlanmadığı için bu “bornoz” meselesi kentte bu kadar konuşuldu ve hala konuşulmaya devam ediliyor.

Dahası seçim bitse bile konuşulmaya devam edilecek gibi görünüyor.

Zira;

Bugüne kadar bornozla su yükletmeye hiç gitmeyen yüzbinlerce Eskişehirli bu bornoz meselesini hiç unutmayacak gibi!