Erdoğan’ın 1993 yılında yaptığı simit çay muhabbeti var. Söylediklerine hayır diyemeyiz. Ekonomist olarak yaptığı 4 işlem var.
Konuşmasında; Bu zalim yönetim bu aziz millete, bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor!"
Refah Partisi saflarında 1993 yılında Bursa’da kürsüye çıkan Recep Tayyip Erdoğan, belleklerde tazeliğini koruyan konuşmasında meşhur çay + simit / asgari ücret hesabı yapıp, dönemin hükümetini sert biçimde eleştirerek, kendisini dinleyen kalabalığa şöyle sesleniyordu:
‘Değerli kardeşlerim bakın, Çay 1.000 + simit 1.500 TL, eşittir, toplam 2 bin 500 TL. 5 kişilik bir aile günde 3 öğün çay-simit yerse: 2.500 x 5 = 12.500 TL. Onu da 3 öğünle ile çarpın etti mi 37.500 TL. Bir ayda ne eder, 1.125.000 TL. Asgari ücret ne kadar 910 bin lira. Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor. Bunların peşinden nasıl gideceksiniz?”
Evin kirasını kim ödeyecek?
Elektrik parasını kim ödeyecek?
Su parasını kim ödeyecek?
Çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak? Soruyorum sizlere. İşte ekonomik durum bu..
Aradan yıllar geçmiş. Millî görüş gömleği çıkartılmış. Şimdi böyle bir hesap yapmaya gerek yok.
O zamanlar emeklilerin en tabandan maaş alanları 5 küçük altın alıyordu. Şimdi en yüksek emekli maaşı alanlar açlık sınırında yaşıyorlar.
Değişen ne var?
AKP’nin iktidara geldiği 2002 sonunda net asgari ücret 184 TL, 5 kişilik ailenin günde 3 öğün simit ve çayla yaşamını sürdürmesi için gerekli tutar ise, 135 TL’ydi. 2002 yılında bir ay boyu çay ve simitle beslenme için gereken tutar asgari ücretin yüzde 73,4’ünü götürürken, şu an yüzde 92,5’ine ulaşmış bulunuyor.
Gittikleri Millet bahçesinde çimenlerde yuvarlanıyorlar… Ne. Çay, nede kek yüzü gördüler... TÜİK haziran ayı TÜFE rakamlarını açıkladı. Emekliye yine hüsrana uğradı...
Yıl 2024 Temmuz ayı. Emekliler yılında açlık sınırında. Ekonomist Cumhurbaşkanımızın ustalık döneminde ki manzaralar böyle.
DEMİREL NELER SÖYLEMİŞ?
Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 1991 yılında yaptığı enflasyon hakkındaki konuşması sosyal medyada yeniden gündem oldu.
Demirel o konuşmasında,
''Türkiye'nin birinci sorunudur enflasyon. Hakikaten bugün, enflasyon dediğiniz halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır.
Esas enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz.
Hırsızlıktan, soygundan, fuhuş’a kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler. Tek kollu canavar derler.
Batı enflasyondan fevkalade çekinir'' diyor.
Nasrettin Hoca - Zalim olan biziz!
Timurlenk, bir gün Akşehir'in ileri gelenlerini huzuruna çağırtır.
Onlara:
- Ben, zalim miyim, yoksa adil bir kişi miyim? Diye sorar.
Orada bulunanların bazıları “Zalimsiniz” derler; bazıları da “Hayır, adilsiniz” derler. Timurlenk, zalimsin diyenlerin hakaret ettiklerini, adilsin diyenlerin de dalkavukluk yaptıklarını söyleyerek onları cezalandırır.
Sonunda sıra Nasreddin Hoca'ya gelir.
Ona da sorar:
- Hoca Efendi, sen bir cevap veremedin. Söyle bakalım, ben adil miyim, yoksa zalim miyim?
Nasreddin Hoca, bir an düşünür.
Sonunda Timurlenk' e şu cevabı verir:
- Asıl zalim olan biziz. Eğer biz zalim olmasaydık, Allah seni üzerimize musallat etmezdi!
Kıssadan hisse…