Eskişehir'de yapılan açıklamada, Zafer Partisi İl Başkan Yardımcısı Ummuhan Aka, kadına yönelik şiddetin bireysel bir sorun olmaktan çok toplumsal bir mesele olduğunu ifade etti. Aka, şiddetle mücadelede toplumsal sorumluluğun önemine değinerek, “Kadına yönelik şiddet, sadece mağdurun değil, tüm toplumun sorunudur. Bu konuda toplumsal farkındalığın arttırılması ve şiddetin önlenmesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.
Zafer Partisi İl Başkanı Hasan Demir ise, kadın basın mensuplarına temsili biber gazı dağıtarak, “Zafer Partisi iktidara gelinceye dek kendinizi koruyun, ama iktidara geldiğimizde biz sizi koruyacağız” şeklinde bir açıklamada bulundu. Demir, kadınların güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirlerin alınacağına dair güvence verdi.
Günümüz toplumunda kadının hak ettiği değeri görmediğini dile getiren İl Başkan Yardımcısı Aka, şiddetin adalet ve huzuru tehdit ettiğini ifade etti. Aka, “Kadına yönelik şiddet, sadece bireylerin değil, milletlerin onurunu zedeleyen bir insanlık suçudur. Türk milletinin tarihine baktığımızda, kadınlarımızın toplumun mihenk taşı olduğunu, aileden devlete her alanda saygın bir konuma sahip olduklarını görürüz. Ne yazık ki günümüzde, kadınlarımızın hak ettikleri itibarı gölgede bırakmaya çalışan karanlık zihniyetlerle mücadele etmek zorundayız. Kadına yönelik şiddet, asla bireysel bir sorun olarak değerlendirilemez; bu sorun, toplumsal yapının adalet ve huzur duygusunu tehdit eden bir mesele haline gelmiştir. Türk milliyetçileri olarak bizler, aile kurumunun ve toplumsal huzurun temelinde kadınlarımızın olduğuna inanıyoruz. Kadınlarımız güçlü olduğu sürece, milletimiz de güçlüdür” diye konuştu.
"SOSYAL HAYATTAKİ ROLÜ GÜÇLENDİRİLMELİDİR"
Şiddetin önlenmesi noktasında hukuki yaptırımların artırılması gerektiğini belirten Aka, şiddete yönelik milletçe mücadele verilmesi gerektiğini ifade etti. Aka, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans gösterilmeli. Şiddet eylemlerine karışanlar, hukuk önünde en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Yasaların uygulanmasında caydırıcılık esas alınmalı, kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini koruyacak adalet mekanizmaları güçlendirilmelidir. Toplumsal farkındalık oluşturulmalıdır. Eğitim kurumlarından medyaya, her alanda kadına yönelik şiddeti önlemek adına bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Kadınların ekonomik ve sosyal hayattaki rolü güçlendirilmelidir. Türk milletinin kültürel kodlarında, kadına saygı ve değer vermek esastır. Bu anlayışı yeniden inşa ederek kadına yönelik şiddeti yalnızca bir birey meselesi değil, milletçe verilen bir mücadele olarak görmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
MÜCADELEMİZ KARARLILIKLA SÜRECEKTİR
Aka, konuşmasını şöyle noktaladı: “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle, bu insanlık suçuna maruz kalan tüm kadınlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha beyan ediyoruz. Türk milletinin her bir ferdi için adaletin ve vicdanın sesi olmaya devam edeceğiz. Kadınlarımız yalnız değildir. Şiddetle, adaletsizlikle ve haksızlıkla mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.”