YÜZDE 1, YÜZDE 99’DAN BÜYÜKTÜR!

Abone Ol

Şehirlerdeki hareketlilik seçimlere yönelik bazı mesajlar verir.

Genel Merkezden adaylığa ilişkin güçlü sözler alan kişileri sahada hep izleriz.

Günü geldiğinde ise beklentiler zaman zaman hayata geçer;

Beklenen isimler, resmi olarak aday olarak açıklanır.

Çoğu zaman da süreç sürprizlere gebedir.

Bunu en çok AK Parti’de görürüz.

Kentlerde adeta aday gibi gezen isimlerin bir bakmışsınız esameleri okunmuyor!

Bugün ülkenin pek çok şehrinde durum tam da anlattığımız gibi…

Aday olarak gezen çok ama adaylığı kesin olan tek bir kişi yok!

Dün çok sevdiğimiz ve fikirlerine değer verdiğimiz bir dostumuz aradı.

Elbette konumuz siyaset.

Kimlerin aday olduğu, kimlerin olabileceği veyahut kimlerin şansı olmadığına dair uzunca bir sohbet yaptık.

Aynı sohbette AK Parti’nin adaylarını konuşurken, partide henüz kimsenin adaylığının kesin olmadığına dair bir yorum duyduk.

Neden diye sorduk;

Aldığımız cevap şu oldu;

“Şimdilerde bazı isimler için adaylıklarının yüzde 99 olduğu konuşuluyor.

Geriye kalan yüzde 1’lik çok zayıf bir ihtimal var.

Ama bazen yüzde 1 yüzde 99’dan büyük olabiliyor!”

Nasıl yani diye diye sorarak devam edince aldığımız yanıt epeyce düşündüren tarzda oldu;

“Yüzde 1’lik Recep Tayyip Erdoğan kısmını kimse unutmasın!

O yüzden AK Parti’de isimleri netleşmeyen kimse aday değildir.

Hatta öyle oluyor ki, AK Parti’de aday olarak açıklananlar bile son gün değişebiliyor!”

Tüm bunları dinlediğimizde, bir de geçmişte aday belirleme süreçleri aklımıza gelince, dostumuzun söylediklerini haklı bulduk.

O halde AK Parti için yorumda ya da tahminde bulunmanın bugünden çok zor hatta imkânsız olduğuna bir kez daha kanaat getirdik.

*****************

AK PARTİ Mİ CHP’Yİ YOKSA CHP Mİ AK PARTİ’Yİ BEKLİYOR?

Bugün yarın açıklanır denilen adaylardan hala ses seda yok.

Yeni yıl kapıya dayandı, seçim günü göründü ama partiler halen aday belirleme işlemlerini sonuçlandıramadı.

Tüm ülkede olduğu gibi durum Eskişehir’de de böyle.

Kuşkusuz bu bilinmezlik ve bekleyişin uzaması gerginliği de had safhaya çıkarıyor.

İşi daha da gergin kılan, tahminlerin de hayata bir türlü geçmemesi!

Örneğin;

AK Parti’nin Eskişehir’de adaylarını daha önce açıklaması beklenirken, bu konuda atılmış tek bir somut adım yok.

CHP’de ise, bugüne kadar hiç alışık olmadığımız olaylar yaşanıyor.

Yılmaz Hoca, resmi olarak açıklanmasa bile adaylığı bir şekilde belli olur, birlikte yarışacağı isimleri de hareketlendirirdi.

Bırakın böylesine bir gelişmeyi, Hoca kendi partisine yakın yayın organlarından “Sistematik” düzeyde eleştiri görüyor.

Yine de Hoca’nın istediği zaman aday olacağı ve ekibiyle yarışa katılacağından kimse şüphe duymuyor.

Sadece söylenen şu ;

“CHP ve Yılmaz Hoca, AK Parti’nin çıkaracağı adayı bekliyor”

Beri yandan Eskişehir için ne yapacağına dair tek bir belirti bile vermeyen AK Parti’de de aynı psikolojinin var olduğuna dair söylemlerle karşılaşıyoruz.

Şöyle ki;

“AK Parti, CHP’nin adayını bekliyor. Yılmaz Hoca yeniden aday olursa farklı, aday olmak istemezse farklı bir aday çıkarabilirler!” deniliyor.

Ortaya ise enteresan bir tablo çıkıyor.

Sanki iki parti de birbirinin adayını görmeden kendi adayını açıklamak istemiyor mantığı devreye giriyor.

Belki de aday açıklama süreci sırf bu yüzden bu kadar uzadı da uzuyor…

******************

ÖNCE KENDİNİZİ SORGULAYIN!

Eski hakem spor yorumcusu Erman Toroğlu’nun geçmiş yıllardaki spor olaylarına ilişkin hatıraları çok fazladır.

Zaman zaman da ekranlardan bunu anlatır.

Şu sözünü çok iyi hatırlıyoruz;

“70’li yıllarda Eskişehirspor’un şampiyonluğunu dağ başında önünü keserek aldılar”

Toroğlu, elbette böylesine bir olayın yaşandığından söz etmiyor…

O günkü futbol güçlerinin şampiyonu kendilerinin belirlediğini ima ediyor.

Bir başka programda ise şunu söylemişti yine kendisi;

“Video hakem uygulaması geçmişte olsaydı, Eskişehirspor en az 5 kez şampiyon olmuştu”

Kuşkusuz bunlar durduk yere söylenmiş veyahut uydurulmuş ya da tahminlerden ibaret sözler değil.

Yaşanmışlıkların getirdiği tespitler.

Yani Türk Futbolundaki bazı güçlerin şampiyonluklara kadar etki ettiğini artık çok iyi biliyoruz.

Bunu sadece futbol kültürü üst seviyede olan Eskişehir halkı değil;

Artık tüm Anadolu Takımları da biliyor.

Bildiği için de geriliyor.

Önceki akşam Ankara’da hakeme yapılan saldırı, bu psikolojinin bir sonucudur.

O yüzden;

Türk Futbolundaki sistem düzelmeden, ne futboldaki adalet sağlanır, ne şiddet önlenir ne de artık tribünden uzaklaşan milyonlarca kişi yeniden tribüne döner.

O yüzden hakeme şiddeti kınamadan önce mevcut düzeni sorgulamak daha doğru olacak.

*****************