İktidarlar iki türlü yozlaşır ve yıpranır. Biri ekonomik, biri siyasi. AKP şu anda iki tarafta da sıkıntıda… Ekonomik olarak çok yıpranmış durumda… 22 yıllık bir süregelen iktidarda olduğundan doğal olarak siyasi olarak da çürümeye başladı…
Rejimi çökerten bir tek adam yönetim sistemi var. Sözde demokrasi denilen, sandıkla sınırlanan bir anlayış çürüme nedenlerinin başında geliyor. Biz henüz ne çağdaş bir Cumhuriyet, ne de demokratik hukuk devleti olabildik…
Demokrasi kültüründen çok uzak olduğumuzdan, sistem kendini yenileyemedi ve otokrotik bir yönetime sürüklendik.
Çürüme belirtileri 90'lı yıllardan başlıyor.
Biraz hatırlatma yaparsam anlayacaksınız. Uğur Mumcu, Çetin Emeç cinayetleri. Ondan sonra, Ömer Lütfi Topal kumarhaneler Kralı cinayeti.
Ersever cinayeti…
Susurluk kazası ve patlayan büyük skandal. O dönemin iktidarı arka
arkaya olaylar geldikten sonra, daha fazla tutunamadı ve ekonomi de kötü gidiyordu iktidarı kaybetti.
Mehmet Ağar ve Korkut Eken hakkındaki iddiaları içeren davalar açıldı… Dosyalarını okuyun. Susurluk araştırma komisyon başkan ve üyelerinin haklarında hazırlanan raporlarını okuyun. Kutlu SAVAŞ’ın Susurluk raporunu bir okuyun… Bütün bu yapıyı çözmüş olursunuz… O günde devlet içinde devlet vardı... Çeteler vardı. Çetelerle işbirliği yapan kamu görevlileri vardı. Biraz araştırın bakın. Karşınıza neler çıkacak.
Çetelerin en büyükleri devlet tarafından korunmasa, yaptıkları görmezden gelinmese, barınmaları mümkün değildir. Gelmiş geçmiş en büyük örgütsel çete FETÖ’dür.
Bu gerçekleri Erdoğan hepimizden daha iyi biliyor, görüyor.
Ekonominin gidişatından zaten büyük yara almış durumda. Bir de MHP ile olan iç gerilimleri var… Aynı o dönem gibi bir durum söz konusu. Devlet içinde devlet olmuş paralel suç yapıları ortaya çıkmış.
Bora Kaplan olsun arkasında acaba ne illegal aktiviteler var? Evet, çok büyük para trafikleri var işin içinde. Belki de uyuşturucu var, silah kaçakçılığı var. Kara para aklama metotlarının içinde var olan sanal bahisleri de duyuyoruz…
Bunların içinde kimler ne kadar ortak nasıl alışverişler olmuş? Pudra şekerleri konusunda uzman kimler? Bunların AKP veya MHP içindeki işbirliği yapanlar kimler?
Devlet adına yapılan yolsuzluklar…
Bunları devlet biliyor…
AKP iktidarın çürümesine çare aranıyor… Bu çürüme işin fıtratında var... Bunun üstüne bir de AKP'nin kendi içinde birkaç tane guruplar oluşmuş durumda…
Yani AKP’de bütüncül bir şekilde tek birlikte hareket etmiyor…
Penguencileri var. Pelikancıları var. Damatçılar gurubu var. Birde tarikatçılar var…
Kendilerini Erdoğan sonrasına hazırlayanlar var. Kendisini genel başkan olarak uygun gören var…
Aralarında büyük bir rekabet var. Kadroları ayrı ayrı çalışıyor. Ben bunu nereye bağlayacağım. Tayyip Erdoğan bu seçimde ikinci parti olduğu için çağırmadı Özgür Özel'i…
Bu olaylar sıkıştırıyor AKP’yi… MHP ile olan gerginliği yeni ortak arayışına itiyor. Çünkü MHP’ye güvenmiyor… MHP’ye güvenmemekle de haklı.
Çünkü MHP'nin sicilinde de Sayın Bahçeli’nin Ecevit hükümeti zayıflar zayıflamaz. Erken seçim dedi… Hükümetin, ülkenin kaderini değiştirdi… Namık Kemal Zeybek, Bahçeli’nin gurupta seçimi konuşmasına bir anlam verememiş. Diyor ki, Bahçeli’ye bir telefon geldi ve aniden karar verdi…
Erken seçim…
AKP anketlerde 20'lere aşağıya doğru hızla gelirken Bahçeli'nin her an ne yapabileceği tamamen soru işareti?
Her an sürpriz bir karar alabilir…
Bahçeli, erken seçim der mi?
Ülke olarak ekonomik ve sosyal anlamda çöküyor.
Bana göre çökertildi.
Eğer cumhur ittifakında bir uzlaşma olmaz ise, araları kötü giderse erken seçim bence doğru karar diye çıkıp konuşsa ben hiç şaşırmam..
Onun için burada kritik nokta Cumhuriyet Halk Partisi’nin izleyeceği politikadan geçiyor. Ne yazık ki ve eğer Erdoğan'ın planladığı gibi uyumlu bir geçiş olur ve o MHP'ye karşı CHP kartını kullanarak MHP'yi ehlileştirilir ve durumunu kurtarırsa 4 yılı götürür.
Ama Cumhuriyet Halk Partisi, AKP’nin MHP ile olan sıkıntısının büyüdüğünü görüp ekonominin de kötüye gittiğini görerek, bu ikisinin birden çürümesi, AKP’yi zaten 4 yıl nefes alıp götüremeyecek hissedip sert muhalefete girerse, karşımıza çok farklı tablolar çıkabilir.
Bu ikisi çok tehlikeli bir kombinasyon. Şunu söyleyebilirsiniz, MHP'nin yerine “İYİ” Parti'yi yanına alır. Diğer partiler de var. Onlarında milletvekilleri var. Onları yanına alır yeni denklem kurar.
+++++
MHP'nin bu duruşunu yabana atmamak lazım. Bu öyle basit bir mesele değil. Çok derin kolları var.
Son zamanlarda gelişen olaylar AKP'ye büyük yara verecek. Ben size söyleyeyim. Hele son çeyrekte ekonomik program hedeflerindeki sapmalar anketlerde yer alacak.
Kirlenmişliğin, çürümüşlüğün aynadaki yansımalarını görüyoruz…
Oyun yeniden başladı.
Bir Osman Kavala meselesi. Cumhurbaşkanı Abdülkadir Selvi ile yumuşamanın işaretleri ve Kavala'nın gezi tutuklarının salıverilmesi
işareti verirken, ne oldu da mahkeme heyeti birden değişti?
Hem de Kavala'nın avukatının başvurusu, oy birliğiyle ret edildi…
Ankara’daki siyasal manzara şu. AKP ile MHP arasında polis ve yargıda bilek güreşi var. Yani bir bilek güreşi varsa, Bahçeli'yi yenmek öyle çok kolay gibi de görünmüyor…
Ecevit hükümetinde de oldu. Ecevit hükümetinde de Bahçeli küçük ortak olduğu halde, orada erken seçim kararını zorladı ve Mesut Yılmaz, Tansu Çiller siyasetin dışında kaldılar.
Neden kaldılar?
İKTİDAR ÇÜRÜDÜ MİLLETE UMUT VERMİYOR
Çünkü bu iktidarın çürümesi gözle görülür hale geldi… Yani halkın gözünde sadece ekonomiden dolayı insanlar partiden soğumuyor. Böyle haksızlıkların ayyuka çıktığı, hukukun çiğnendiği, siyasal cinayetlerin işlendiği, mafya çatışmalarının olduğu bir ülkede halk ne anlıyor?
Bizim hiçbir güvenliğimiz yok.
Böyle adamlar güpe gündüz yol ortasında bile öldürülüp ondan sonra üstü kapatılıyor. Bizi biri bir öldürse yok oluruz. Vatandaşın iktidara olan güveni sarsılıyor. Senelerce haksız yere, suçsuz yatan düşünce insanları gibi… Şimdi toplum buna odaklanıyor ve siz bu haksızlıkların üstünü örttükçe oy oranınız aşağı doğru gidiyor. Çünkü güven endeksinde AKP’nin durumu iyi değil. Parti olarak güvenilmez hale geliyorsunuz zaten… Nas diyerek ekonomiyi perişan etmişsiniz.
Dar gelirliler derin yoksulluk içerisinde kıvranıyor.
Emekliler tarihinde ilk defa ciddi satın alma gücünde kayıplar yaşıyor.
Peki, siyasette çareler tükenir mi? Tükenmez elbette… Yeni bir denklem kurulur… O da olmazsa yeni bir seçim olur.
Milli irade 31 Mart’ta olduğu gibi sandığa yansır.
Burası Türkiye.