31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak yerel seçim takvimi işliyor.
Demokrasimizin asıl unsurlarından olan siyasi partilerin aday belirleme işlemleri büyük oranda bitti/bitiyor.
İlginç adaylar ve bir o kadar da şaşırtan gelişmeler yaşanıyor.
Neticede bir yerel seçime gidiyoruz.
Vatandaşın birebir hizmet aldığı ya da muhatap olduğu kentini, ilçesini, beldesini ve mahallesini dört yıl yönetecek yerel yöneticiler seçilecek.
Bu seçimde muhtar olmak için büyük çekişme var.
Gördüğümüz kadarıyla bazı mahallelerde 5-10 arası muhtar adayı çıkmış durumda.
Önceden muhtar bulmada zorlanan vatandaşlar şimdilerde “acaba hangisini seçelim?” diye düşünmekteler.
İşlevi azaltılan bunu aksine ekonomik standartları yükseltilen muhtarlıklara ilgi duyulması normal.
Evet, yerel seçim dedik…
Siyaset yorumcularına göre adaylar yerelden ziyade genel merkez koridorlarında belirleniyor.
“Kimin genel merkez ile arası iyiyse listede kendine yer buluyor” yorumları kulaklarımıza kadar gelmiyor değil.
Dolayısıyla kararların Ankara’dan verildiği, adayların merkez yoklamalarla tespit edildiği, yerel örgütlerin bir anlamda baypas edildiği, sonucu hiçbir zaman net olarak bilinmeyen göstermelik temayül yoklamaları gölgesinde belirlenen adaylarla yerel seçimlere gidiyoruz.
Temel soru bu seçim ne kadar yerel? Siyaset ne kadar yerelleşecek?
Bekleyip göreceğiz!
Tabi bu tüm partiler için geçerli değil. Delege ve üyelerin eğilimlerine önem verenler istisna.
İstisnada kaideyi bozmuyor!
Düşünüyorum da yıllardır yerel yönetimlerde, partisine hizmet eden hatta belediye başkanlığı ya da meclis üyeliği yapmış bir kişinin/kişilerin başka partiden aday olmaları, bunu doğal bir gelişme olarak algılamaları doğrusu bizi şaşırtan siyasi gelişmeler.
Siyasi kariyeri için dün eleştirdiği X Partisine gidip aday olması siyasi etik açısından da doğru değil.
Siyasetin doğasında var böyle geçişler.
Tüm bu geçişlere sandıkta seçmen ne diyecek zaman gösterecek.
Yerel seçim adı üzerinde yerel olmak zorunda. Adaylar yerel olmalıdır. Programlar yerel olmalıdır
Karar verme mekanizması yerel olmalıdır. Seçimde öne çıkan sorunlar genellikle yerel olmalıdır. Yoksa bunun adı yerel seçim ol(a)maz.
Yerel yönetimlerin temel problemlerini tartışmadan, bu bağlamdaki eşitsizliği, yatırımları, sosyal politikaları, belediyelerin ekonomik sorunlarını, borçları, gelirleri, giderleri konusunda ciddi önerileri tartışmaya açmadan, yerel yönetimler arasında olanakların paylaşılmasını, merkezi yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesini, deprem önceliğini, kentsel dönüşümü, eğitim problemlerini, trafik ve çevre sorunlarını, imar ve kalkınma ihtiyaçlarını güncelleştirmeyen irade ne kadar yerel olabilir ki?
Gündemde yerel seçimlerin olması nedeniyle medyaya, meydanlardaki konuşmalara göz attığımızda siyasetin, iktidar ve muhalefet için bir çekişme alanı olduğunu yine görebiliyoruz.
Neticede bir seçime daha gidiyoruz. Kendi bildiğimizce dile getirelim. Öncelikle siyasetin öznesi insandır. Siyaset insan için vardır. Vatandaş için vardır. İşsizine iş imkanı aşsızına aş verme asıl gaye olmalıdır. Kısır çekişmeler karın doyurmuyor. Projelerin yarıştığı bir seçim kampanyası görmeyi arzu ediyoruz.
Siyasetin odağında vatandaş durduğuna göre; siyasete giriş noktası, ülkede yaşayan insanların her şeyin en iyisine layık olduklarına inanmak olmalıdır. Siyaset alanında yer alan bir kişi, kendi insanının değerinin farkında ve bilincinde değilse o kişinin yapacağı siyasetin bir anlamı ol(a)maz!
Tam burada siyasi nezaket ve birkaç etik ilkeden bahsederek bu haftaki yazımızı tamamlayalım.
İlk akla gelenler böyle zamanlarda: sevgi, saygı, hoşgörü ve empati!
“İnsanlar birbirlerini sevmek zorunda değiller.” diyebilirsiniz. Buna fazlaca itirazım da olmaz. Ama siyasetin gerektirdiği bazı ilkeler, etik değerler var ki doğruluk, dürüstlük, liyakat, kamu kaynaklarının herkese eşit kullanımı, her adayın kırmızı çizgisi olmalı.
Bu değerleri taşıyan kendini değil, kentini düşünen dürüst kamu malını yemeyen/yedirmeyen, emanete sahip çıkacak adayı bulduğunuzda hiç çekinmeyin yetkiyi o’na verin.
Seçimler şimdiden şehrimize, ülkemize milletimize hayırlı olsun.