Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Talat Yalaz, ES TV’de yayınlanan Soruyoruz programında Gazeteciler Tarkan Demir ve Murat Taşkın’ın sorularını yanıtladı. İl Başkanı seçildikten sonra kongrede verdiği sözlerin arkasında olduğunu belirten Yalaz, “Öncelikle kongrede verdiğim bir mesajlar bütünü vardı, vaatler bütünü vardı. Öncelikli olarak o konularda samimi olduğumu o konuların Sadece bir vaatten ibaret olmadığını, örgüte ve bütün Cumhuriyet Halk Partililere hissettirmek istedim. Nitekim samimi düşüncelerim de o yöndeydi. Öncelikle ne dedik? Tarafsız, dengeleri gözeten bu şehirdeki ayrışmaları artık son bulduracak ve göreceli olarak en aza indirecek şekilde bir politika izleyeceğimizi söylemiştik. İlk andan itibaren bugüne kadar bundan hiç taviz vermedik. Ayrıca örgütün bütün parti faaliyetlerinde aktif olması adına örgüte dokunmak gerektiğini söylemiştim. Pazar toplantıları yapacağımı ifade etmiştim. Pazar toplantılarını kendim şehir dışında olduğum zamanlar dışında ya da mesele bu pazar yapamadık. Çünkü biliyorsunuz bir heyet şehrimizdeydi. Onun dışında istisnasız olarak yaptık. Orada basına gerekli gündemi takip ettiğimize yönelik olarak mesajları verdikten sonra basına kapalı olarak üyelerle birlikte toplantı yaptık. Üyelerimiz orada istediği şekilde çıkıp konuşmaya, görüşlerini, düşüncelerini açık bir şekilde açık kürsü olarak ifade etmeye başladılar. Bu tabii örgüte bir hareket getirdi. İlk olarak parti binasında başlattığımız pazar toplantıları bir süre sonra partinin altındaki toplantı salonu almayacak bir hale geldi. Ve bu nedenle artık salonlarda yapmaya başladık ve yaptığımız bütün pazar toplantılarında salonlar hınca hınç doldu. Pazar toplantısından sonra sürekli mesaj almaya başladım. ‘Tekrar pazar toplantısı yapacak mısınız’ diye. Bu anlamda örgütün artık kendi görüşlerine değer veren, kendisinin fikir ve düşüncelerinden feyz alan bir il yönetimi olmak gayretinde olduğumuzu da gösterdik” dedi.
KIRSALDA AKTİF ÇALIŞIYORUZ
CHP’nin kurultayla birlikte parti içi demokrasiyi en etkin şekilde işlettiğini tüm Türkiye’ye gösterdiğini belirten Yalaz, “Kurultaydan sonra bu sefer sahaya artık inmemiz gerektiğini söyledik. İlk olarak kırsala çalışmalara başladık. Bizim orada vaatlerimiz çok açıktı. Yani dedik ki ‘biz üyelerimizle her zaman iç içe olacağız, tarafsız olacağız.’ Tarafsız olmaktan kastımız, belediye içindeki dinamikler ve geçmişten gelen bazı ayrışmaların partiye zarar verdiğini örgüte söyledim. Kazanmamda ve seçilmemde de bunun etkili olduğunu düşünüyorum. Bundan da hiçbir şekilde taviz vermedik. Belediye başkanlarının etkinliklerine gitmek anlamında olsun ya da oraya gittiğimiz zamanki yaklaşımımız anlamında olsun, bu konuda olumsuz bir eleştiri dahi almadık. Bunlara dikkat ettik. Şu an itibariyle de bu hususlarda en ufak bir zafiyete düşmeden devam ettiğimizi de belirtmek isterim” şeklinde konuştu.
YÖNETİMDE AYRIM YAPMADIM
İl Başkanı seçildikten sonra oluşturduğu yönetimden memnun olduğunu ifade eden Yalaz, “20 kişilik bir yönetimimiz var. Samimiyetle söylüyorum, yönetimime de bunu her zaman söylüyorum; ‘Şu da şu yönetimde olmasaydı ne güzel olurdu’ dediğim bir tek kişi yok. Ben hiçbirisine işte benim listemden giren yönetici ya da Figen Hanımın listesinden giren yönetici şeklinde yaklaşmadım işte. Bir süre sonra insanlar sizi samimiyetinizi görüp hissettiğinde, onlar da artık aidiyet duygusu hissetmeye başlıyorlar. Ve görevlendirmeyi de elimden geldiğince son derece şeffaf ve dengeli bir şekilde yaptım. Hatta bu da kamuoyuna da yansıdı. Yani ilk etaptaki görevlendirmelerimde 4 benim listemden, 4 diğer listeden görevlendirmeler yaptım. Yine aldığımız önemli kararları bütün yönetime sorarak alırız. Gerekli planlamaları yönetimle birlikte yaparız. Sonuçta bir il başkanlığı yapıyoruz. Biz idarecilik boyutundayız. Hele ki siyasi partiler gibi gönüllülük esasına dayanan yerlerde böyle bir ayrımı gözetmek demek, bu kişileri kendiliğinden dışlamak demektir yöneticileri. En kötüsü de şudur, çalışmalara iştirak anlamında moral ve motivasyonlarını düşürmek demektir. Ben bırakın kendi yönetimimi, tek bir partilinin dahi en ufak bir çalışmaya böyle bir sebeple katılmasını kendim açısından ihanet sayarım. Sonuçta 2 ayrı liste söz konusu. 2 ayrı listeden girmiş yöneticiler söz konusu ama şu an itibariyle hepsi birbiriyle arkadaş. Hepsi birlikte. Bu yerel seçimlerde partimizi Eskişehir nezdinde en başarılı parti, bütün ilçelerde yapmak adına gerekli gayreti azami şekilde gösteriyorlar” dedi.
TARAFSIZ OLACAĞIMA SÖZ VERDİM
Seçildikten sonra tarafsız bir il başkanı olacağına söz verdiğini ve parti içindeki küskünlerin de akın akın partiye dönüş yaptığını söyleyen Yalaz, “Kongreye girerken somut destekçilerimiz vardı. Bunlardan birisi de Ahmet Başkan. Ahmet Başkan benim daha kampanya sürecimde bile her zaman şunu söylemiştir; ‘İl başkanı tarafsız olmalıdır. Ahmet Başkanın geçmişten gelen bütün söylemlerine baktığımız zaman da hep bir eleştirisi de bunun üzerine kuruludur. Hep yorumları da bunun üzerine kuruludur. Kazandıktan sonra da şu cümleyi kurmuştur; ‘Oğlum tarafsız ol. İl başkanı olacaksan tarafsız olmalısın. Benim bir etkinliğime bir kere geliyorsan Kazım Başkanın etkinliğine 2 kere git. Bunu insanlara hissettirirsen İl Başkanlığı yaparsın.’ Benim de düşüncelerim bu boyuttaydı. Tarafsız olmayan bir il başkanı, il başkanı değildir şeklinde de söyledim. Bu anlamda bu biraz benim için bir şanstır. Ayrıca bütün deklare edişlerimiz de bu yönde olduğu zaman insanlar da bizden herhangi bir şekilde başka bir tavır beklemedi zaten. Biz de o tavra uygun şekilde hareket ediyoruz. Ben kazandım diye bir tek kişi partiye küsmemiştir. Ama bütün o önceden küsmüş olanlar, çeşitli sebeplerle kendini dışlamış hissedenler bugün partimize akın akın gelmektedir. O yüzden tarafsızlık çok önemli diye başlamıştım. İlk verdiğim mesaj da buydu. Buna uygun şekilde de devam ediyoruz. Belediye başkanları anlamında da bu durum son derece kabul görmüş durumda. Onların da beklentisi, kendisi adına konuşmamın ne kadar doğru bilmiyorum ama Kazım Başkanım da benden bu aşamada farklı bir davranış beklemiyordur” ifadelerini kullandı.
AYRIŞMA KONGREYLE BİRLİKTE BİTTİ
CHP’nin bir önceki kongresinden dolayı Eskişehir özelinde bir ayrışma yaşadığını ancak artık bunun kalmadığının altını çizen Yalaz, “Ayrışma örgüt anlamında bitmiştir. Zaten şehrimizde maalesef var olan bu rekabet ve ayrışma durumu, bir önceki kongreyle perçinlenmiş ve artık telafisi son derece imkansız ve zor bir hale getirmiş bir durum oluşturdu. Biliyorsunuz Ahmet başkan kurultay delegesi seçilmedi. O konulara da tekrar girmeyelim ama onun üzerine benim böyle bir mesajla çıkıp bir de seçimleri kazanmam tabii ki örgüt nezdinde bu ayrışmanın son bulduğunu gösterdi. Buradaki önemli olumlu husus da zaten örgüt nezdinde bu ayrışmanın olmamasıdır” dedi. Belediye başkanlarını örgütten ayrı düşünmenin partiye zarar vereceğinin altını çizen Yalaz, “81 il başkanıyla kapalı toplantılar yapıyoruz. Bakın belediyelerin bizde olmadığı yerlerde İl Başkanlığı yapmak, Cumhuriyet Halk Partili olmak o kadar zor ki… Bizim belediye başkanlarımızla gurur duymamız, onların varlığının örgüt için ne kadar önemli ve örgütte ne kadar güç kattıklarını kanıksamamız lazım. Bir de bürokrasi kökenli bir genel başkanımız vardı. Bunu kabul etmek durumundayız. Kemal Kılıçdaroğlu, bürokrasi ve bürokratik anlamda çok iyi bir genel başkanlık yaptı ama mevcut genel başkanımız sayın Özgür Özel örgütten gelen birisi daha bir dakika uyumadan kurultaydan sonra 81 yıl başkanını topladı. Biz kahvaltı yaptık, orada bize mesajlar verdi ve mesajları devam ettirdi. Sonra yine bizi bir kere daha Ankara'da topladı. Bir kere bakın göreve geldiği süre daha ne kadar oldu? İstanbul'da bir çalıştay gerçekleştirdi. Artık örgüte önem veren, örgütü kanıksamış alacağı önemli kararları yerel bazda örgüte de danışarak alan bir genel başkanımız var. O nedenle bu bahsettiğiniz durumlar artık geçmişte kaldı ve yanlış bir bakış açısından kaynaklı olarak ön plandaydı şeklinde belirtmek zorundayım” şeklinde konuştu.
DEĞİŞİM TOPLUMA OLUMLU YANSIDI
CHP’nin Eskişehir’de ve Türkiye’de yaşadığı değişimi tüm Türkiye’nin hissettiğini vurgulayan Yalaz, “Sayın Genel Başkanı az önce de dediğim gibi örgütü çok önemseyecek. Bu anlamda hiçbir tereddüdümüz yok. Belki tüzüğün mevcut haliyle bir seçime gitme durumu söz konusu ama tüzük değil kurultayını yapacağını ve tüzüğün demokratik anlamda partimizi daha ileriye götürebilecek şekilde değiştireceği konusundaki samimiyetine son derece şahsen güveniyorum. 6,7 ve 8 Eylül tarihlerinde Tüzük Kurultayı yapılacak. Bir Genel Seçim kaybettik. Bu yıpranma ve motivasyon kaybı yarattı. Genel Başkanın seçilmesiyle birlikte, tavır ve söylemlerini de örgüte yönelik olarak olumlu mesajlar vermesinin topluma olumlu yansıdığını açıkça ifade edebilirim” dedi.
ÖRGÜTLENME SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Pazar toplantılarına gelen üyelerin ön seçim talep ettiğini ve CHP üyesi olmanın CHP sempatizanından farklı olduğunu söyleyen Yalaz, “Ön seçimin gelmesi lazım. Kırmızı çizgim bu. Ön seçim gelirse ne olur? Ön seçim gelirse iddia ediyorum ve tüzükte ki önerim şu olacak: Üye sayısı bin 500 olur, 2 bin olur, belli bir sayının üstünde üye sayısı varsa orada tek istisnasız bu yöntem olarak uygulanacak. Siz bunu yaparsanız bugünden adaylık isteyen birisi ne yapar? Partiye üye yapar, mecburen örgütün bütün çalışmalarına aktif olarak iştirak eder. Örgüte güç verebilecek ve örgüte kendisini sevdirecek projeler getirir, çalışmalar planlar. Çünkü örgütten geçeceğini bilir. Bu anlamda bizim ciddi şekilde bunu değiştirmemiz ve ön seçimi getirmemiz lazım. Örgüt gibi üyelerimiz gibi benim de talebim bu yöndedir. Bunun da en önemli katkısı üyelerin kendisini değerli hissetmesi, alınan kararlarda kendisinin etkisini açıkça görmesi şeklinde çeşitli faydalar olacaktır. Yine bizim partimizin en büyük sorunu, kim ne derse desin, örgütlenme sorunudur. En köklü örgüte sahibiz. Cumhuriyetin en eski partisiyiz, ilk partisiyiz. Kuvay-i Milliye ruhu milli ruhu taşıyan bir partiyiz. Cumhuriyeti kurtaran ve kuran partiyiz ama örgütlenme sorununu uzun yıllardır çözemedik. Yani gerçekten çok umutluyum. Bu tüzük kurultayında bu örgütlenme sorununu çözmemiz lazım. Biz örgütlenme sorununu çözmüş olsaydık bir önceki genel seçimi çok rahat kazanırdık” şeklinde konuştu.
BAŞKANLARIN ÖN SEÇİMDEN KORKUSU YOK
Belediye başkanlarının belediye başkanı olmanın gerektirdiği görevleri iyi yapıyorsa örgütün de aksi bir düşüncesinin olmayacağını belirten Yalaz, “Belediye Başkanı örgüte çok müdahale etmeli mi? Örgütün o kadar çok fazla içinde olmalı mı? Bunun da tüzükte bir böyle çizilmesi lazım. Ben 3 belediye başkanında gördüğüm kadarıyla ön seçimden en ufak bir korkusu olduğunu gözlemlemedim” dedi.
BERBEROĞLU’NUN YORUMLARI OBJEKTİFTİR
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun Eskişehir ziyaretini değerlendiren Yalaz, Berberoğlu’nun Eskişehir gündemini yakından takip ettiğini ve yorumlarının objektif olduğunu söyledi. Yalaz, “Yılmaz Büyükerşen Hocamızdan bahsederken bu sübjektif olarak yorumlanmamalı çünkü Nebi Hatipoğlu bir yayına çıktı, Hoca’yı eleştirecek aklı sıra, ne dedi? Eskişehir'i bir marka haline getirmiştir dedi. 2 kere bu cümleyi kurdu. Bu objektif bir yorum. Enis Bey şehre geldi, gördü gezdi ve her yerde ‘Ya ne kadar güzel bir şehir. Böyle mükemmel bir şehirde yaşıyorsunuz. Genç arkadaşım ne kadar şanslısın, böyle bir şehirdesin’ dedi. Bu şehre gelip de bu şehre beğenmemek elde değil. 1 milyon turist geldiğine vurgu yaptı. Bizim denizimiz yok. Tarihi bir şeyimiz yok. Yani şehir merkezi itibariyle böyle turist çekecek hiçbir şeyimiz yok. Yılmaz Büyükerşen Hocamız ve başarılı belediye başkanlarımız var. Bunu yerli yerine oturtmak lazım. Onun dışında tabii az önce dediğim gibi, yöntem olarak genel merkez şu konjonktürde böyle bir tasarrufta bulundu. Bize de net olarak ifade edildi. Mevcut belediyelerin bizde olduğu yerlerde memnuniyet anketi yapıp o anketin sonucuna göre sizlere soracağız şeklinde. O anlamdaki genel merkezin tasarrufu net olduğu için çok söylenecek bir söz olmuyor ama mevcut belediyelerin bizde olmadığı yerlerde, kendi kırsal ilçelerimiz dahil, yöntemi örgüte sorarak belirleme konusunda genel merkez son derece samimi” diye konuştu.
BU RÜZGARIN ÖNÜ KESİLEMEZ
3 belediye başkanının olası yeniden adaylıklarını değerlendiren Yalaz, “Bizim partimizde alınan her türlü kararın bir muhalif çevresi oluşabilir. Bunu da normal karşılamak lazım. Ama bu anlamda şöyle bakarım, ben 3 belediye başkanının yine varsayım üzerinde konuşmak olabilir bu ama bir de yaptıkları bir hizmet söz konusu. Bu şehri getirdikleri bir. Bu yorumları biz yapmak zorundayız. Mevcut bir belediye başkanının yaptığı şeyler aslında kendisi aday olmasa bile onun yerine gelecek kişinin devam ettireceği bir ölçüttür. Mevcut belediye başkanlarının olduğu bir yerde aday olan bir kişi varsa o da zaten bir önceki Belediye Başkan’ını kötülememelidir. Burada yapılan icraatlar aslında belediye başkanlarından da bağımsız olarak ki etkileri çok büyüktür, kendi şahsi vizyonları, şahsi misyonlarının bu şehri bu hale getirmesine yetkileri çok büyüktür ama temsil ettikleri bir şey vardır. Sosyal demokrat belediyecilik, sosyal belediyecilik… Biz sosyal belediyeciliğin layığıyla uygulandığı her şehirde, her kentte, o şehrin çehresinin değiştiğini, kendi şehrimizi özelinde de diğer şehirlerde de görüyoruz ve bizim belediye başkanlarımız sosyal belediyeciliği iyi uygulamış belediye başkanlarıdır. Aday olsunlar olmasınlar. Ben haklarını asla yedirmem. O anlamda da üzerlerinde en ufak bir leke kalmasını istemem. Bunlar belediye başkanlığı yapmamışlar. Yani tabiri caizse şehir inşa etmişler. Şehri muhteşem bir noktaya getirmişler. Dünya markası yapmışlar. Bugün Eskişehir’in dışına gidip de gurur duymayanımız yok. Sağcısı, solcusu… Büyükerşen dediğiniz zaman bizim belediye başkanlarımızdan bahsettiğiniz zaman inanılmaz bir övgüyle karşılaşıyorsunuz. Enis Bey'in yorumudur; inanılmaz bir rüzgar var. Bu rüzgarın önü kesilemez” ifadelerini kullandı.
TEHLİKE SÖZ KONUSU DEĞİL
Memnuniyet anketinden başkanlar için olumlu karar çıkmaması durumunda herhangi bir tehlikenin olup olmayacağı sorulan Yalaz, “Genel merkez aday yapmaması değil de memnuniyet anketinden çıkmama durumu söz konusu olabilir. Memnuniyet anketinden çıkmayan bir Belediye Başkanı da bunu sadece 3 büyük belediyemiz için söylemiyorum. Diğer 4 biz dolar memnuniyet anketinden çıkmadıysa bu zaten Genel Merkez’e önemli bir mesaj vermiş olacak. Ben ihtimal vermiyorum k, sosyal belediyeciliğin layıkıyla uygulandığı bir yerde halk teveccühü göstermesin. Ben o anlamda bir sonuçta yaratmaz, onu da. Tabii tehlike söz konusu olmaz” dedi.
TOPLUMSAL İTTİFAK OLUŞTU
Eskişehir’de toplumsal ittifakın oluştuğunu dile getiren Yalaz, “Kazım Başkan bir önceki seçim İYİ Parti'nin adayına rağmen aldı ve İYİ Parti'nin adayı açıkça ifade etmek gerekir, İYİ Parti'nin oyunu almadı. Bu ne demektir? Yerel seçimlerde genel seçim gibi değildir. Genel seçimde seçmen tavrı partisinin Türkiye genelindeki o yüzdesine bir katkı sunmaktır. Yani belki bir köy bin kişilik bir kasabada 5 tane partinin oyu vardır ama o 5 kişi gider oyunu verir. Çünkü barajı geçmesini ister. Partisinin daha böyle motive olarak gerekirse bir sonraki seçime girmesini ister, seçmen tavrını iyi okumak lazım. Yerel seçimlerde seçimin kimler arasında geçeceği ekseriyette bellidir Eskişehir'de. Şehirde yerel seçimler kim ne derse desin CHP’nin favori olduğu bir şekilde AK Parti ile geçer. Şimdi seçmen oyunun boşa gitmesini istersin ve kime vereceğini bazen iyi bilir, bazen de kime kazandırmayacağını iyi bilir. Nitekim Eskişehir gibi bir yerden bahsettiğimiz zaman Eskişehir'in seçmeli AK Partili seçmeni bile iyi partili seçmeni bile hepsi bütün seçmenleri son derece bilinçlidir. Demokratik refleksleri gelişmiştir. Oyunu çöpe atmaz. Kazanacak adaylar arasında bir tercih yapar ya da tepki koyacağı adaya kazandırmamayı yönünde bir tercih ortaya koyar. Türkiye'de en eski ittifak Büyükerşen Hoca tarafından kurulmuştur. Yıllardır da sizin de belirttiğiniz gibi hem demokratik sol partide olduğu dönemde hem Cumhuriyet Halk Partisi'nde olduğu dönemde her zaman partisinden fazla oy alarak seçilmiştir. Aynı şekilde Ahmet Ataç çok uzun süredir bu şekilde toplumsal ittifakı çok iyi bir şekilde kurarak halen de daha devam ettirmiştir. Nitekim Kazım Başkan İYİ Parti'nin adayına karşı bir önceki seçimde bir seçim kazanmıştır. Bu anlamda Eskişehir'in ben seçmen tavrında bu yönde bir sıkıntı olacağını kesinlikle düşünmüyorum. Toplumsal ittifak vardır. Bunu söylerken de yukarıda oturarak söylemiyoruz. Hem mesleğimden dolayı hem ya şu an yaptığım görevden dolayı hem yıllardır Eskişehir'de bulunmamız ve sosyal bir çevremizin olmasından dolayı toplumun içindeyiz. Bu ittifak zaten belki de son yılların en güçlü haliyle Eskişehir özelinde uygulanmakta. O anlamda matematik diye bir gerçek yok. Matematik diye bir gerçek olmadığı gibi seçmen tavrını Eskişehir üzerinde geçmiş seçimlerdeki tecrübeleri de ortaya koyarak ve analizleri yaparak iyi okumak lazım. En ufak bir tereddüdümüz bu anlamda Eskişehir'de söz konusu değil” diye konuştu.
SEÇMENDE KARŞILIĞI YOK
İYİ Parti’den istifa ederek AK Parti’ye geçen Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun CHP’ye katkı sağlayıp sağlamayacağı sorulan Yalaz, “Açıkçası bunun hesabını yapmayız ama artı yapar mı bundan ziyade şuna bakarım. Zaten bir toplumsal ittifak var ama bir de İYİ Parti seçmenin uğradığı bir ihanet var. Şimdi iyi parti seçmeni o partiye verdi, işte kendi partisine verdi, bir vekil çıktı, o partiye geç bu öyle bir şey değildir. Bakın bloklar içerisinde bir geçiş olsa böyle bir tepki söz konusu olmaz. İYİ Parti'nin genel seçimlerdeki tavrın da iyi okumak lazım. Ne yaptı Cumhur ittifakı içerisinden bir partinin mensubu olan bir partinin içinden bölünmüş olan İYİ Parti’ye riayet etti. Bir kere odak noktası iyi parti seçmenin cumhur ittifakına karşı oluşudur. Ülkenin geldiği bu kaotik ortam, bu yoksullaşma, bu kötü yönetim, bu savrulan yönetim, seçmeni buna dur demek için bir parti kurulmasına müsaade etti ve yoğun bir destek verdi. Sonra ne yaptı gitti yine o blokun karşısında olan kendi partisine oyunu verdi ve bir vekil seçti. O vekil de tam da seçmeninin karşısında olduğu bloğa gitti, ki ilk gün gitti. O partiye rozet takıldığı gün gitmedi, ilk gün gitti. İYİ Parti seçmeninde bu durum son derece ciddi bir farkındalık oluşturmuştur. İYİ Parti’nin son dönemde yaptığı politikada İYİ Parti seçmeninde karşılık bulmamaktadır. Aldığımız dönüşlere dayanarak ciddi bir kopuş sürecine girmiştir ve iş birliği teklifi Genel Başkan tarafından son derece yerinde olarak. Çünkü toplumun bize yakın olan kamuoyunun iktidara karşı ve iktidarın yaptığı yanlışlara göz yumma eğiliminde olmayan kamuoyunun talebi doğrultusunda iş birliği talebinde bulunmuştur. Sayın Genel Başkanımız üzerine düşeni yapmıştır ama İYİ Parti yönetimi genel yönetime kendi seçmeninin iradesini dahi yok sayarak buna olumlu cevap vermemiştir. Bu son derece üzüntü vericidir. Bizim için olduğu kadar iyi parti seçmeni içinde üzüntü vericidir ve İYİ Parti seçmeni bu anlamdaki farkındalığını şu ana kadar da sürdürmektedir” ifadelerini kullandı.
HOCA’YA HAKSIZLIK EDİLİYOR
Yapılan eleştirilerle Büyükerşen’e haksızlık edildiğini söyleyen Yalaz, “Bu süreçte çok fazla görüşüyorum Yılmaz Büyükerşen’le. Son derece dinç, dinamik ve. Eskişehir'e yapacakları konusunda da son derece istekli. Enerji ise dinamizmse Yılmaz Hocamdan gencini tanımadım. Bakın en yorgun anlamında gidin belediyeyle ilgili bir şey sorun birden canlandığını, böyle heyecanlandığını görürsünüz. Eskişehir sevdası o kadar fazla ki. O anlamda orada yapılan eleştiriler haksızlıktı. Zaten bu tür söylemler oluyor. Biz ciddiye almıyorduk. Çünkü Yılmaz Hocam eğer ki bir aday olma durumu söz konusu olur ve sahaya çıktığı zaman zaten bu kendiliğinden son bulacaktır. Mesela bir kapalı toplantı yaptık. Ben pazar toplantısından bahsettim. Genel Başkan ‘nasıl’ dedi, her pazar danışma kurulu yapıyorum dedim, ‘ciddi misin’ dedi. Ciddiyim efendim ve örgüt ön seçim istiyorum dedim. Mesela orada net olarak ifade ediyorlar. Sonra bir tüzük kurultayı ile ilgili Mayıs sonu tarihi vardı. Orada söz alarak söyledim dedim ki, efendim bu metinde bir takım hatalar var. Biz ivedilikle komisyon kuralım ve insanlara o ciddiyetimizi gösterelim. Çok hoşuna gitti, hatta git metni düzelt gel dedi, gittim metni getirdim 80 il başkanına okudum. Bordo şeylerden yani 2 tane görevim var. Bir genel baş Genel Merkezi ve Genel Başkanımızı Eskişehir üzerinde temsil etmek. Bu temsil görevini de laikiyle yaparım. Şahsi fikrim genel başkanla çatışıyorsa benim ben bunu aykırı olarak burada bir görev icra etmem, örgüt disiplini çok önemlidir” diye belirtti.
İLETİŞİMİMİZ ÇOK İYİ
Milletvekillerinin hepsiyle iletişiminin iyi olduğunu vurgulayan Yalaz, “Ben bazı şeylere takılmam, yani işimi yaparım. Bana şey diyenler olur, ‘belediyede şunu yapıyor, sen niye müdahale etmiyorsun?’ Bir kulağımdan girer, bir kulağımdan çıkar. Eğer örgütün ağırlığını hissettirmekse o konuda da taviz vermem. Ama bunlar basit şeyler, eski alışkanlıklar, eski dedikodular. Bunlar çok önemli şeyler değil. Milletvekilleriyle iletişimim çok iyi. Hangisinin arasam iletişime geçiyorum benim onlardan biri isteğim ricam olduğu zaman kırmıyorlar, onlar beni arayıp ya şu hususa da dikkat çeker misin pazar toplantısında derler. O hususta bu ilişki yeterlidir. Yoksa diğer il başkanlarında oluyor, şaşırıyorum şehre girince bize haber versin, yaptıklarından bize haberdar etsin. Tutup da bunları böyle güç gösterisi haline getirip onlarla senkronize çalışmamı ben işimi yaparım. Yani ben bu partiye nasıl katkı sunabilirim? Milletvekiliyle istişareli ve böyle birlikte çalışmam bu partiye daha çok yarar getirir. Toplantılara geliyorlar, notlar alıyorlar. Sorulara cevap veriyorlar. Pazar toplantılarımız son derece iyi ve daha verimli hale getireceğiz. Eğitimlerimiz olacak. Duayen partili iyi hizmet verecek, eğitim verebilecek parti büyüklerini getirtmeyi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
HASSASİYET GÖSTERMELİLER
Örgütün ve seçmenin yerel seçimlerde oldukça hassas davranması gerektiğini söyleyen Yalaz, “Örgüte özellikle seslenmek istiyorum. Gittiğim her kırsaldaki yerde de bunu ifade ediyorum. Şu anda bir aday adaylığı durumu söz konusu. Bu demokratik bir haktır. Herkes belediyeye yönetmeye talip olabilir, son derece normaldir. Örgütün bir aday çıkabiliyor, sadece malum, partimiz bir aday gösteriyor. Bu aday belli olduktan sonra bütün aday adayları ve örgüt bileşenleri onun yanında dursunlar. Bunun sadece bir yerel seçim olduğunu düşünmesinler. Bu sadece bireysel seçimin ötesinde olmaktan ötesinde. Çünkü genel seçimden sonraki iktidarın şımarıklığı ve cüretkarlığı ortada. Ekonomi daha kötüye gitmiş, anayasa yargıyı yok sayıyor. Anayasa Mahkemesi kararını hiçbir şekilde umursamıyor. Ülke çok kötü bir yere gidiyor. Ülkenin temel değerleriyle temel yapı taşlarıyla oynanıyor. Lütfen bunu onun bunun Ali'nin Veli’nin seçimi gibi değerlendirmesinler. Ben oldum o oldu diye kızmasınlar. Herkes birlikte bu yerel seçimlerde partimizi iyi bir yere taşımak anlamında gerekli iradeyi ortaya koysun. Çünkü bir sonraki genel seçim umuda örgütleyeceksek bir sonraki genel seçime kadar biz bu umudu taşıyabileceksek ve sokakta her gün artan bu yoksulluğa karşı, bu umutsuzluğa karşı, bu bıkkınlığa karşı bu öfkeyi yeni bir umutlu harmanlayacaksak bunu yapmak zorundayız. Lütfen bunu sadece bir yerel seçim olarak görmesinler. Belki de ilk defa bir yerel seçim sadece bir yerel seçim değil, bu hassasiyeti her zaman gösterip bunun her zaman farkında olsunlar” dedi.