CHP Genel Merkezi’nin Eskişehir’e bakış açısı epeyce ‘değişmiş’ görünüyor.
Eskişehir ile ilgili bir dertleri olduğu ortada.
Daha doğrusu Yılmaz Hoca’ya karşı bir tavır içinde bulunduklarını çok net biçimde gösteriyorlar.
Şehirdeki değişime ve Hoca’nın şahsına onca iltifatta bulunup, ardından ‘adaylığına dair konuşacağız’ demek hangi siyasi üslubun içerisinde bulunur ki?
Bir partiyi yöneten ismin gözünde bunca övgüye mazhar olan bir kent ve başkanı varsa ortada;
Dahası seçim yapılacak kentte de geçmişteki ilgi sürüyorsa bunca kıvranmanın nedeni ne olabilir?
Elbette ki farklı siyasi planlar!
Geleceğe dair hazırlıklar.
2028’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kendilerine biat edecek kadrolarla yol almak!
Yılmaz Hoca’nın yeniden adaylığına ilişkin bunca sancının başka ne olabilir?
Öyle ya, Hoca’yla yeniden huzurla girilip kazanılacak seçimler dururken;
Bunca maceraya girişmeye kalkmanın başka ne gerekçesi olabilir?
Neyse…
Diyelim ki;
Sözünü ettiğimiz planlar hayata geçirildi ve Hoca bir şekilde aday yapılmadı veyahut yaptırılmadı!
Yeniden aday olmuş, adaylık başvurusu yapmış ve yeniden yarışmak istediğini bu şekilde beyan etmiş bir Yılmaz Büyükerşen’in yarış dışı bırakılmasını nasıl izah edeceksiniz?
Bakın burası çok önemli detay!
Böylesine bir tasarrufu sadece Eskişehir’e, Eskişehirliye anlatmak zorunda kalmayacaksınız!
Aynı izahatı tüm ülke seçmenine de vermek zorundasınız.
Yakın geçmişte partinin Cumhurbaşkanı Adayı olarak lanse edilen, ülkenin büyük sevgisini kazanmış, ünü yurt dışına kadar taşmış bir ismi neden aday yapmadığınızın hesabını nasıl vereceksiniz?
Hoca’nın yaşı mı diyeceksiniz?
Bakın o topa AK Parti bile girmiyor.
5 dönemdir belediye başkanı mı diyeceksiniz?
Ki bunu diyenlerin 5 dönemdir vekil olduğu gerçeğini nasıl gizlersiniz?
Kısacası;
Yılmaz Hoca’ya bir şekilde “Evladı” dediğiniz Eskişehir’den el çektirirseniz bunu ülke siyasetine hangi bahaneyle anlatacak, hangi mazerete sığınarak yeniden seçim kazanmaya yelteneceksiniz?
***************
TEK BİR YERDE BİLE ÇANTADA KEKLİK SEÇİM YOK!
Son günlerde takılıp kaldık, kimlerin aday olacağına dair gündeme…
Herkesin merakla beklediği o sorular da neyse ki yanıt bulmak üzere…
CHP’nin ve AK Parti’nin büyükşehir adayları kim olacak?
Büyükşehir adaylarının ardından merkez ilçelerde adaylar kimlerden oluşacak?
İşte bu sorular etrafında uzun zamandır konuşageldiğimiz seçim dengelerini adeta unuttuk.
Cumhur İttifakının güçlü yapısını koruduğunu mesela…
İYİ Parti’nin bu kez yalnız başına bir yerel seçime gireceğini örneğin.
CHP’nin yeni genel merkez yönetiminin hala yerel seçime hazır olmadığını veyahut.
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde merkezde çok sıkı bir yarış olacağı belli!
Ancak;
Asıl yarış öyle görünüyor ki kırsal ilçelerde yaşanacak.
Dediğim gibi çok yelpazeli bir seçim aritmetiği kırsalda çok farklı sonuçlar ortaya çıkaracak.
En başka İYİ Parti faktörü net biçimde seçimlerin en belirleyicisi olacak.
Nüfusu küçük olan tüm ilçelerde İYİ Parti’nin milliyetçi oyları konsolide edeceği adayları bulması karşısında neler olacağını siz hesaplayın!
Yarısı CHP’de yarısı AK Parti’de gibi görünen ilçelerde bir MHP bir de DSP belediyesi var.
Ancak görünen o ki, ilçelerin renkli dağılımı daha da renkli hale gelecek.
Özellikle tüm ilçelere gözünü diken AK Parti ve CHP’nin şimdiden yaptığı hesapların sandığa hiç de uymayacağını kolayca söyleyelim.
Ee durum böyle olunca, kırsaldan gelecek oylar büyükşehir yarışına da direk etki edecek.
Yani hangi parti olursa olsun, hangi aday olursa olsun 31 Mart 2024’de tek bir seçim dahi artık çantada keklik olmayacak!
******************
YILBAŞI HEYECANI YAŞAYAN VAR MI?
Geçmiş yılları hatırlıyoruz…
Yeni yıl heyecanı çok önceden başlardı.
Yılbaşı gecesine dair planlar yapılır, buluşmaların randevuları ayarlanırdı.
Sonrasında kalabalık ev buluşmaları ile hazırlanan masalarda eğlenceli yılbaşı geceleri kutlanırdı.
O gecelerin en önemli heyecanı da Milli Piyango çekilişi olur, sırf bu yüzden gecenin geç saatlerine kadar çekiliş sonuçları beklenirdi.
Çekilişin ertesinde televizyonlar büyük ikramiyeyi paylaşan isimlerin evini bulur, kapısını çalar, röportajlar yapardı.
+++
Aslında sözünü ettiğimiz günlerden bu yana çok zaman geçmedi ama;
Dünya düzeni önemli ölçüde değişti.
Bu değişim hayatımızın her alanına olduğu gibi yeni yıl heyecanımızı da etkiledi.
Milli Piyango’nun biletlerinin satışa çıktığından bile toplumun büyük kısmının haberi yok!
Yılbaşına kaç gün kaldığına bakan kalmadı.
Kısacası o geçmişteki büyük heyecanın zerresi yok kimsede…
Çünkü yılbaşı demek artık eğlence, birlikte geçirilen güzel vakitler ve yeni yılın güzel dileklerle karşılanması olarak görülmüyor…
Yeni yıl, toplumun genelinde sadece ve sadece asgari ücret zammı olarak görülüyor!