Eskişehir

Vatandaşın dayanacak gücü kalmadı: “Geçim yoksa, seçim var!”

Eskişehir'de CHP vekiller Türkiye ekonomisinde gelinen son noktayı değerlendirdi. Vatandaşın artık dayanacak gücü kalmadığını dile getiren CHP'li vekiller “Geçim yoksa, seçim var” dediler.

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü ve İbrahim Arslan TÜİK’in temmuz ayı enflasyon verilerini ve Türkiye’nin ekonomi politikasını değerlendirdi. Vatandaşların sürekli açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiğini belirten vekiller “Geçim yoksa, seçim var” dediler.

Tartışmaların odağında olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  temmuz ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre TÜFE, temmuzda yüzde 3,23 arttı. Yıllık bazda enflasyon ise yüzde 61,78. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG ise aylık enflasyonu yüzde 5,91; 12 yıllık enflasyonu ise yüzde 100,88 olarak belirledi. Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü ve İbrahim Arslan, vatandaşın artık dayanacak gücü kalmadığını belirterek erken seçimin şart olduğunu vurguladı.  

HEPİMİZİN CEBİNDEN ÇALIYORLAR

Milletvekili Utku Çakırözer, vatandaşın derdinin geçim olduğunu belirterek, “Erdoğan’ı Üzmeme İstatistik Kurumu TÜİK çarşıda, pazarda, markette olan fiyatların yakınından bile geçmeyen rakamlar açıklıyor. Açıkladığı rakamlarla da emekçinin, emeklinin, esnafın, çiftçinin alın terinden, cebinden, milyonların rızkından çalıyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücretliye zam yapalım, en düşük emekli maaşına zam yapalım diyoruz, ‘olmaz, enflasyon artar’ diyorlar.  İşte zam yapmadıkları halde ortaya çıkan rakamlar! Akaryakıta, elektriğe, doğal gaza art arda zamlar geliyor! Ama TÜİK enflasyonu yüzde 61! Çarşıda, pazarda, markette her yerde yüzde 100’ün üzerinde hissedilen bir enflasyon var. Emekçiyi, emekliyi, esnafı, çiftçiyi açlığa, yokluğa, yoksulluğa mahkum eden bir anlayışla karşı karşıyayız. AKP’nin yanlış politikalarının, enflasyonun suçlusu, sorumlusu emekçi, emekli, 86 milyon değildir! Vatandaşın derdi geçim derdi. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in de ifade ettiği gibi ‘geçim yoksa, seçim var!’” ifadelerini kullandı.

ACI REÇETEYİ VATANDAŞ ÖDÜYOR

Kendisini “dünyanın en şeffaf kurumlarından biri” olarak ilan eden TÜİK’in açıkladığı verilere kimsenin inanmadığını söyleyen Jale Nur Süllü, “Temmuz ayı enflasyonunun aylık bazda yüzde 3,3 ve yıllık bazda yüzde 61,78 olduğu açıklandı. Uzman doktor muayenesi 34 TL, ekmek arası döner 79 TL, ev kirası 6.255 TL, zeytinin kilosu 136 TL ve zeytinyağının kilosu 116 TL olarak hesaplanan TÜİK verilerine kimse ne bizi ne de vatandaşı inandıramaz. Gerçek enflasyon oranında maaş artışı yapılmaması için yıllardır sahte enflasyon verileri açıklanıyor. TÜİK'in bu gerçek dışı verilerine bakarak, siyasi iktidar vatandaşa enflasyonun düştüğünü ve düşmeye devam edeceğini söyleme cüretini gösteriyor. Oysa çarşıda, pazarda, markette fiyat artışlarının hiç de öyle olmadığını herkes görüyor. Temmuz ayında elektriğe yapılan yüzde 38 zam bile, acı reçetenin vatandaşa ödetildiğinin en açık göstergesidir. Siyasi iktidarın yanlış politikaları nedeniyle, acı reçete vatandaşa ödetilirken bile enflasyon düşmüyor. Yeter artık! Vatandaşın cebine el atan bu keyfi yönetim son bulmalıdır. Geçim yoksa seçim olmalıdır” dedi.

SORUMLUSU TEK ADAM ANLAYIŞIDIR

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 3Y ile “yasaklar, yolsuzluk ve yoksullukla” mücadele söylemiyle iktidara geldiğini ifade eden İbrahim Arslan, “22 yıllık AKP iktidarının mücadele edeceğim diye iktidara geldiği politikalar, bugün yasakların, yolsuzlukların ve yoksulluğun en şiddetli, en derinleştiği alana doğru evrilmiştir. Bundan sıyrılmanın yegane koşulu derhal seçimlerin yenilenmesidir. Çünkü iktidar temel bir tercih yaparak bu politikalarla yol yürümeye devam etmektedir. Ülkemizde yaşanan ekonomik bunalım, enflasyon, hayat pahalılığı vb. tüm unsurların tekçi anlayışla orta yerde vücut bulmaktadır. Anımasayın, 2021 yılında ‘Nas varken size, bana ne oluyor. Ben ekonomistim. Ekonominin kitabını ben yazdım diyerek’ aslında bir anlamda itirafı da içeren, ülkemizde yaşanan ekonomik bunalımın sorumlusu da yine tek adam anlayışıdır” ifadelerini kullandı.

ENFLASYONDA AVRUPA BİRİNCİSİYİZ

Türkiye’deki enflasyonun Avrupa’nın zirvesinde olduğunu belirten Arslan, “Merkez Bankası enflasyon oranlarını açıkladı, TÜİK verilerini ortaya koydu. Bu ülkenin bir yurttaşı olarak üzülüyorum. Bugün ülkemizde enflasyon düşüşe geçmiştir diyerek naralar attıkları TÜİK’in güvenilmez rakamlarına rağmen, açıklanan aylık enflasyon oranımız Avrupa Birliği üyesi ülkelerin yıllık ortalama enflasyon oranının dahi üstündedir. Bugün AB üyesi ülkelerin ortalama yıllık enflasyonu yüzde 2,6 seviyesindedir. Oysa bizim sadece temmuz ayı için açıklanan oran ise - ki onların güvenilmez rakamlarına rağmen - yüzde 3’ün üzerindedir. Ne yazık ki ülkemiz dünya ülkeleri içerisinde enflasyon sıralamasında ilk 5’in içindedir. Avrupa’da da 1’inci ülke konumundadır. Peki, çözüm görünmekte midir? Kendi ifadeleriyle, orta vadeli programda en iyimser yaklaşımla 2026 yılından önce bu yolla devam etseler dahi – ki bu yol çok kıymetli- milyonlarca insanımız hayat pahalılığına, işsizliğe, yoksulluğa mahkum edilmiştir. Böyle sürdürülemez. Sürdürülmüş olduğu kabul edilse bile kendi ramaklarıyla 2026 yılında önce yıllık enflasyonun tek haneli rakamlara inme şansı kalmamıştır. Türkiye faiz ve kur sarmalı içerisinde milyonlarca insanımızın açlığa, yoksulluğa, işsizliğe evrildiği bir sürece evrilmiştir” dedi.

MİLLİ İRADEYE BAŞVURMALIYIZ

2017 referandumunun ardından Meclisin yetkilerinin kısıtlandığının altını çizen Arslan, “2017 yılında referandumla anayasa değiştirilerek tek adam sistemine dönülürken TBMM’nin yani yasama organının bir sürü yetkisi de kısıtlanmıştır. Güven oylamasından gensoru işlemlerine kadar birçok uygulama ortadan kaldırılmıştır. İktidar yetkilileri bunu savunurken de şu cümleyi kullanmıştır: ‘Meclis’e güvenoylamasına gerek kalmamıştır. Biz güvenoyunu halktan aldık.’ 31 Mart seçimleri genel seçimlerden 10 ay sonra yapılmıştır ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan yurttaşlarımız onların bahsettiği güvenoyunu onlara vermemiştir.  Fransa’da yapılan seçimlerde Avrupa Konseyi Parlamentosu ile ilgili aşırı sağın yükselmesiyle birlikte beğenmediğimiz Fransa’da seçimlerin yenilenmesine kadar alınmış, demokrasiye başvurularak seçimler yenilenmiştir. İktidardan beklentimiz odur ki, yapmayacaklarını görüyoruz, seçimin yenilenmesinin mutlaka sağlanması lazım. İktidar bunu sağlamıyorsa Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, milyonlarca insanımızın temsilcisi olarak milli iradeye başvurmaktan başka çaremiz yoktur. O nedenle de seçimler hiç zaman kaybetmeksizin yenilenmelidir ki halkımız bir anlamda huzura, refaha kavuşsun. Geçim sıkıntısının, hayat pahalılığın bu girdabından bir an önce arınsın. Bu, siyasal kaygılarımızdan kaynaklı bir durum değil. Ülkemizin ve milyonlarca insanımızın hiç bitmeyecekmiş gibi görünen ya da kader olarak ifade edilmeye çalışılan bu yaşamı hak etmediğimizi düşünüyorum. Uğruna siyaset yaptığımız toplumsal kesimler adına bun sesi ilerleyen günlerde daha yüksek bir biçimde ortaya koyacağız” şeklinde konuştu.