Bursa’da İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi tarafından düzenlenen “Deprem Master Planı Paneli”, bölgenin deprem risklerinin azaltılması ve olası hasarların önlenmesi amacıyla önemli konukların katılımıyla BAOB Yerleşkesi’ndeki Şube Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panelde, Bursa’nın deprem risklerinin İstanbul ve İzmir’den sonra üçüncü sırada geldiğine dikkat çekildi.
Panelde Değerlendirilen Konular ve Öneriler
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, açılış konuşmasında ülkemizin en önemli sorunlarından birinin deprem risklerinin azaltılması olduğunu vurguladı. Erdem, “Geçmiş acılardan aldığımız derslerle, deprem risklerini azaltmak için bilimsel, mühendislik temelli ve sürdürülebilir politikalar geliştirmek zorundayız. Artık kaçak yapıların yapılmaması ve ruhsatlı olmayan yapılar konusunda sıkı önlemler alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
Erdem ayrıca, yapı denetim sisteminin daha etkin hale getirilmesi gerekliliğini belirterek, “Mühendislik hizmeti almayan her bina, vatandaşlarımız için birer tabuttur. Mevcut yapı stoğunun iyi analiz edilerek güçlendirme veya yenileme çalışmalarının yapılması büyük önem taşımaktadır” dedi.
Yerel Yönetim ve İş Birliği Önerileri
Panelde, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin deprem risklerini azaltmaya yönelik çalışmaları da değerlendirildi. Geçtiğimiz hafta Konya’da deprem gerçekleşmeden yıkılan bir binanın yapı stoğunun durumunu örnek gösteren İMO Bursa Şubesi Başkanı Erdem, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile yapılan protokol kapsamında şehir genelinde bina yapı stoğu envanterinin çıkarılması gerektiğini belirtti.
“Bina yapı stoğu envanteri, kentsel dönüşümde riskli bölge sınıflaması yapılarak stratejiler oluşturulmalıdır. Hiç vakit kaybetmeden, tahmini risk değerlendirmelerinden uzaklaşıp yapıların depreme karşı nasıl davranacağını net bir şekilde belirleyelim” dedi.
Deprem Riskinin Azaltılmasında Bilimsel Yaklaşım
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Profesörü Dr. Mustafa Erdik, panel öncesinde yaptığı değerlendirmede, Bursa’nın depremde hasar riski bakımından İstanbul ve İzmir’den sonra üçüncü sırada yer aldığını kaydetti. Prof. Dr. Erdik, “Deprem riskinin azaltılmasının öncelikli hedefi, deprem sonrasında yerlerine konulamayacak varlıkların korunmasıdır. Bu doğrultuda kentsel planlamanın, arazi kullanım düzenlemelerinin ve inşaat yönetmeliklerinin bilimsel temellere dayalı olarak uygulanması şarttır” dedi.
Erdik, deprem riskinin belirlenmesi, mevcut riskin arttırılmaması, azaltılması ve risk transferi konularında dört temel başlık belirledi. Bu kapsamda; deprem tehlike haritalarının hazırlanması, riskli yapıların güçlendirilmesi veya yenilenmesi, deprem sigortası ve afet bonoları uygulamalarının zorunlu hale getirilmesi gibi önerilerde bulundu. Ayrıca, Amerika’nın Kaliforniya Eyaleti San Francisco’sunda uygulanan “Deprem Uyarısı” gibi yaptırımların ülkemizde de devreye alınması gerektiğini belirtti.
Toplumun Bilinçlendirilmesi ve Eğitimi
Panelde, deprem bilincinin toplumda yaygınlaştırılması ve eğitimin önemine de vurgu yapıldı. İMO Bursa Şubesi Başkanı Erdem, “Deprem risklerinin azaltılması için tüm toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu sayede olası kayıpların en aza indirgenmesi sağlanacaktır” dedi.
Konuşmalar, yerel yönetimler, devlet kurumları ve özel sektörün iş birliğiyle daha güvenli yapılar inşa etme ve kentsel dönüşüm stratejilerinin oluşturulması gerektiğini ortaya koydu.