Yaz geldi.
Önümüzde bir de Kurban Bayramı tatili var.
Eskişehirli, her yaz olduğu gibi çoluk çocuk yine yollara düşecek.
Yazlığı olan yazlığına, akrabası olan akrabasına, otele gidecek otele, doğaya, kampa, sahillere gidecek olan da buralara yol almaya başlayacak.
Kısacası;
Eskişehirli için tatil yolu çilesi artık başladı.
Herkese şimdiden hayırlı yolculuklar dileyelim.
+++
Gelelim asıl mevzuya.
Mutlaka dikkatinizi çekmiştir, tatil yörelerinde gördüğünüz otomobiller içerisinde sıklıkla 26 plakalı araçlar görürsünüz.
Hatta gittiğiniz yerde uzun zaman kaldıysanız, aracın sahibi ile tanışır Eskişehir özlemini giderirsiniz.
Bu neden hep böyle olur biliyor musunuz?
Çünkü tek bir Eskişehirli bile tatile uçakla gitmez de ondan!
Şu an da Eskişehir’de 300 binden fazla araç var.
Bu araçların yarıya yakınının bile turistik alanlarda dolaştığını düşünürseniz, o bölgelerde neden sıklıkla 26 plakalı araca rastladığınızı anlarsınız.
Kısacası;
Diğer kentler tatile uçakla gitmenin konforunu çıkarırken, Eskişehirli tatile gitmek için akaryakıt fiyatlarında indirim yolu gözler!
Şehri yönetenler de yıllardır süren Eskişehirlinin çilesini izler de izler…
Milyonluk şehir adına çok üzücü.
**********
ÜRETİM BİTİYOR ÇİFTÇİ KÖYÜNÜ TERK EDİYOR
Çiftçi uzun zamandır ürettiği arpaya, buğdaya verilecek parayı bekliyordu.
Bu yıl fiyatların açıklanması epeyce uzayınca heyecan da arttı.
Çiftçi hükümetten güzel bir fiyat beklemeye koyuldu.
Zira yapılan hesaplamalarda 1 kilo buğdayın maliyeti 10 lira 87 kuruş olarak hesaplandı.
Böyle olunca ortaya ortak bir fiyat algısı çıktı.
Çiftçi; “1 Kilo buğday için 15 lira” fiyat beklemeye başladı!
+++
Nihayet beklenen gün geldi.
Geldi ama tüm üreticileri şok eden bir açıklama ile geldi.
TMO, üreticiden alacağı buğday için 10 lira fiyat belirledi.
Rakamı duyan üretici şaşkına döndü.
Açıklanan fiyat, bırakın 15 Lira ve üstünü, maliyetin bile altındaydı.
+++
Rakamlar duyulur duyulmaz çiftçi temsilcileri de ayağa kalktı.
Eskişehir’de de merkezdeki iki ziraat odasının başkanı açıklama yaptı.
Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Kurtuluş Uzun, “Çiftçi zarar edecek, ailesini geçindiremeyecek. Böyle olunca da üretimden elini ayağını çekecek” dedi.
+++
Ülke genelinde de durum farksız.
Ziraat Odaları, meslek örgütleri ardı ardına açıklamalar yapıp fiyatlara tepki gösteriyor.
Ancak bizim en çok dikkatimi çeken yukarıda açıklamasını verdiğim Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Kurtuluş Uzun’un söyledikleri oldu…
Zira çiftçinin para kazanamaması büyük sorun ama daha büyük sorun üreticinin tarlasını terk etmesidir!
Bir zamanlar sebzesinden meyvesine arpasından buğdayına kadar ihracat yapan ülkeye döviz sokan çiftçi, şimdi alın terini akıttığı tarlasından kaçıyor.
Sanırım bundan daha kötüsü olamaz!
Çünkü bu işin sonunda, üretmeyen ve her geçen yıl tüm gıda ürünlerini daha da fazla ithal eden bir ülke ortaya çıkar.
Bu da daha çok fakirlik, daha çok yoksulluk demektir.
*************
BU ÜLKEDE YAPILMAYACAK ŞEY YOK!
Maalesef ki, aramızda dolaşan kötü niyetli pek çok kişi var.
Her biri bizleri bir şekilde dolandırmaya, kandırmaya çalışıyor.
Bu şekilde bizlerden usulsüzce para kazanmanın peşindeler.
Bunu yapabilmek adına öylesine numaralar geliştirdiler ki, insanın aklı bile almıyor.
Özellikle telefon üzerinden kandırılan binlerce kişinin hesaplarını boşalttılar.
+++
Dün bir başka yönteme rast geldik.
Haberde özetle şu bilgiler veriliyor;
“Maraş’taki 6 Şubat depremi sonrası perte çıkmış, artık trafikte olmayacak araçların şase numaraları, çalınan araçlara monte edilmiş!”
Yani böylece çalıntı araçlar yasal hale getirilmiş.
Elbette yasal olan bir aracı satmak da çok kolay!
+++
Anlayacağınız;
İçimizdeki o kişiler, toplumun en kötü zamanından bile kendilerine çıkar sağlayacak kadar aşağılık kişiler…
Millet depremde en yakınlarını ararken, onlar o enkazların altında otomobil aramışlar…
Başlıkta da dediğim gibi…
Dolandırıcılık deyince bu ülkede olmayacak hiçbir yok!
Deprem acılarından dahi sahtekârlık çıkaracak kadar!
**********