Sosyal Medyanın Kitsch Paradoksu!

Abone Ol

Günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya, milyonlarca insanın öz ifade alanı olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Burası, fikirlerin, sanatın, ticaretin ve sosyalleşmenin kesintisiz bir döngüde buluştuğu devasa bir dijital pazar yeri haline geldi. Ancak bu rengarenk ve hareketli dünya, bir kavramı tekrar tekrar gün yüzüne çıkarıyor: Kitsch.

Peki, nedir bu kitsch? Kitsch, yalın bir ifadeyle, estetikten yoksun, yüzeysel ve tüketime odaklı bir sanat ya da tasarım anlayışını tanımlar. Görünürde cazip, ancak derinlikten yoksun bu anlayış, sosyal medyada üretilen pek çok içeriği de tanımlar hale geldi. 

Sosyal medya, herkesin bir artist, bir fotoğrafçı veya bir video yapımcısı haline gelebileceği, bir nevi estetiğin demokratikleştiği bir alan olarak tanımlanabilir. Bu platformlarda, kitsch estetiği neredeyse kaçınılmazdır.

Sosyal medya platformlarında abartılı duygusal müzikle desteklenen kısa videolar ya da sıkça karşımıza çıkan fazla kusursuz yemek sunumları, kitsch estetiğinin klasik örneklerinden sayılabilir. Bu tür paylaşımlar, göz alıcı bir izlenim sunar; ancak ne izleyenleri derin bir düşünceye sevk eder ne de kalıcı bir etki bırakır.

Sosyal medyada kitsch, sıkça duygusal manipülasyon yoluyla ortaya çıkar. Örneğin, hayvan kurtarma hikayeleri, gözyaşı dolu sürprizler, sosyal deneyler, kahramanlıklar, fakirlik ve yardım videoları. Bu tarz içerikler, izleyenlerin anında duygulanmasını ve paylaşım yapmasını sağlar. Ancak çoğu zaman bu içeriklerin arkasında yapay bir mizansen ya da dikkat çekme amacıyla planlanmış bir senaryo bulunur. Sonuç ne mi? Yüzeysel bir iyilik hissi ve tüketilip unutulan bir deneyim.

Kitsch'in en belirgin özelliklerinden biri de yenilikten yoksun, taklide dayalı bir estetik anlayışıdır. Sosyal medyada bir trend başladığında, milyonlarca kullanıcı aynı tarzda videolar çekmeye ya da benzer fotoğraf kompozisyonları oluşturmaya başlar. Örneğin. popüler bir dans akımı başladığında, bu dansı neredeyse yapmayan kalmaz. Bu da yaratıcılığın, yenilikçiliğin, bireyselliğin ve her şeyin aynılaşmasına yol açar.

Sosyal medya, kültürün bir tüketim nesnesi haline geldiği bir alanı temsil eder. Markalar, fenomenler ve hatta bireyler, dikkat çekmek için estetik yoksunu, ancak gösterişli içeriklere yönelir. Satış yapma, daha fazla beğeni ya da takipçi kazanma hedefi, üretilen içeriğin yüzeyselleşmesine neden olur. Kitsch, bu tüketim odaklı estetiğin tam merkezinde yer alır.

Bu tür platformların doğası hızlı tüketim ve anı yakalama üzerine kuruludur. Sonuç olarak sosyal medya, hayatımızı renklendiren bir alan olmasına rağmen, kitsch’in estetik yoksunluğu ve derinliksizliği ile yoğun bir şekilde doludur. Peki sosyal medyada kitsch'ten kaçınmak mümkün mü? Pek sanmıyorum :)