Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi kronik rahatsızlığı olan vatandaşların yanı sıra sağlıklı bireylerin de yaşam kalitesini etkiliyor. Uzmanlar, sıcak havalarda dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çekerken, su tüketiminin vücut sağlığı için önemine de vurgu yapıyor. Tüm yurdu etkileyen hava sıcaklıkları Eskişehir’de de mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Kronik rahatsızlığı olan hastalardan sağlıklı bireylere kadar pek çok kişinin yaşam kalitesini etkileyen sıcaklar, kalp sağlığını da tehdit ediyor. Uzmanlar, beslenme ve su tüketimine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerken, vücutta yaşanan sıvı kaybının kalp krizine uzanan sonuçları olduğunu belirtiyor. Güneş ışınların dik olarak geldiği öğle saatlerinde dışarı çıkılmaması gerektiğini dile getiren Uzman Kardiyolog Kerem Temel, kafein ve alkol tüketimi noktasında da uyarılarda bulundu.
SIVI KAYBI KALP KRİZİ RİSKİNİ ARTIRIYOR
Yaz aylarında beslenme alışkanlıklarında değişiklikler yapılması gerektiğini belirten Temel, tüketilmesi gereken su miktarıyla ilgili önemli uyarılarda bulundu. Temel, “Hava sıcaklığının yükselmesi kalp hastalarının neredeyse hepsini olumsuz etkiliyor. Özellikle hava sıcaklığının artışıyla beraber vücudumuzda sıvı dengesinde çok ciddi değişiklikler oluyor. Terle beraber su kaybediyoruz, tuz kaybediyoruz. Dolayısıyla da kandaki elektrolitler ve sıvı miktarında büyük değişiklikler oluyor. Bunlar kanın koyulaşmasına ve pıhtılaşma ihtimalinin artmasına sebep oluyor. Bu da kalp krizi gibi durumların daha sık gözlenmesine sebep olabiliyor. O sebeple kalp damar hastalığı olanların yaz aylarında mutlaka yeterince sıvı tüketmesini, kış aylarına tükettikleri miktarı arttırmalarını, aşırı tuz tüketiminden kaçınmalarını öneriyoruz. Sağlıklı bireylerde de yine aşırı sıcaklar dehidrasyona (sıvı kaybı) ve bununla ilgili tansiyon problemlerine sebep olabiliyor. Yine bu bireylerin de sıvı tüketmeleri çok önemli. Onun dışında beslenmeye de dikkat edilmeli kalbi yormayacak yiyecekler tüketilmeli. Yaz mevsiminde alkol tüketimi ve kafein tüketimi biraz daha artıyor. Bunlar da yine vücuttan sıvıyı uzaklaştıran etkenler. O yüzden bu alkol tüketimini, kafein tüketimini de sınırlı tutmak gerekiyor. Su tüketiminde ise genel geçer kabul gören 2 litre oranı herkes için geçerli değil. Çünkü herkesin kilosu ve vücut yapısı aynı değil. Normalde kiloya 30 ml denk gelecek şekilde hesap yapılabilir yani 70 kilogram bir bireyin 2 litre civarında su tüketmesi gerekirken, 100 kilogram bir birey için bu ölçü 3 litreye kadar artacaktır. Bu oranlar sağlıklı bireylerin tüketmesi gereken su miktarı olarak belirlenen rakamlar. Ancak bazı durumlarda eksikliği gibi fazla su tüketimi de sorun oluşturabiliyor. Özellikle kalp yetmezliği olan, böbrek yetmezliği olan hastalarda kadar yoğun sıvı tüketilmesi bazı problemler yaratıyor. Bu hastalar doktorlarının önerdiği şekilde daha az oranda su tüketebilirler” diye konuştu.
DOKTOR KONTROLLERİNİZİ AKSATMAYIN
Kronik rahatsızlığı olan bireylerin kontrollerine önem vermesi gerektiğini belirten Temel, açık havaya çıkarken dikkat edilmesi gereken hususlara da değindi. Temel, “Özellikle güneşin etkisinin yoğun görüldüğü işte 10.00-16.00 saatleri arasında mümkün olduğunca açık havada bulunmamaları ya da bulunmaları gerekiyorsa da kendilerini şapka ve güneş koruyucu kremlerle korumaları, açık renk kıyafetler giymeleri önerilir. İlaç kullanan hastaların ilaçlarını düzenli kullanması gerekiyor. Tansiyon gibi kronik hastalığı olan hastalarda sıcaklarla beraber vücutta oluşan sıvı dengesi değişikliği ilaçların dozlarında düzenleme yapılması ihtiyacı doğurabiliyor. İlaçlar fazla gelebiliyor. Tansiyon ilaçlarının dozunun azaltılması gerekebiliyor bazı hastalarda. Bu noktada düzenli kontroller aksatmadan yapılmalı, vücut ağırlığı daha sık ölçülmeli, orada rahatsızlık son noktaya gelmeden kontrole başvurmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.