Sanayi demek kalkınmak demek…

Abone Ol

Celalettin Kesikbaş, Bloomberg HT kanalında canlı olarak yayınlanan İş Dünyası programına katıldı. Didem Arslanoğlu'nun hazırlayıp sunduğu programda sanayicinin ekonomik durumunu anlatıyor.

- Bugün bir sanayi kuruluşu kurmak, bugün hemen 3 senede 5 senede olacak bir iş değil.  Ya da, işte selektif kredilerle üst düzey teknoloji yeni teknolojileri yapmak bugün hemen yarın sabah realize edilecek veya hemen dönüş konulacak konular değil. Yani bizim daha henüz, ölçek ekonomisine geçmemiş birçok KOBİ’miz var bunları koruyup kollamam gerekiyor.

- Önemli bir kısmını son 45 yıldır devlet politikası olarak da, ihracat her zaman ön plana konduğu için de sürekli destekliyoruz, yol gösteriyoruz, yön gösteriyoruz. Oda olarak da birçok çalışma yapıyoruz ve Eskişehir için gerçekten iyi rakamlara geldi.  Ama bugün işte bir ihracatçı arkadaşla konuştuk. Abi zararına mal satıyorum diyor. Tabii ki insanlar arayış içerisine geçiyor. 

- İşte low cost ürünleriniz böyle düşük maliyetli olan ürünlerinizle ilgili alternatif üretim kaynakları ülkeleri arıyorsunuz. Bu muhtemelen uzak doğu' ya olan ithalatımız bugüne kadar Eskişehir, ya da Türkiye'ye olan ithalatı bir miktar daha arttıracaktır diye şu an için düşünüyorum. 

Çünkü çok önemli bir paradoks hani Dolar kuru rekabetçiliği gerçekten şu an için gerçekten de öldürmüş durumda… Ya da kar realizasyonu açısından şirketlerin gerçekten önünü 2023' te de bu böyleydi ki İSO 500 ve 1000 listelerinde de bunu görmüştük. 

2024 de aynı gerçeklerle mutlaka karşılaşacağız.  Özellikle karlılık ve yatırım süreçleri ile ilgili ciddi sıkıntılar var ama, dediğimiz gibi ihracat her ne kadar Eskişehir'de artıyormuş gibi gözükse de, karlılıkları ilgili ciddi sıkıntılar var, rekabetçilikte ilgili ciddi sıkıntılar var, giriş maliyetlerimiz de ilgili ciddi sıkıntılar var, bizim esas odaklanmamız gerekiyor ki  hep söylüyoruz yani enflasyonla mücadele önemli..

Evet, ülke olarak hep birlikte enflasyonla mücadeleyi milli politika haline getirdik ama, işte daha geçen elektriğe gelen zam, doğalgaza gelen zam, şuna gelen zam, buna gelen zam doğal olarak da sizin maliyetlerinizi bir şekilde yukarı çekiyor. Gelirleriniz de o seviyede yukarıya çıkmıyor. Aradaki farkta maalesef negatif olarak bir şekilde devam ediyor gidiyor. Yani böyle enteresan durum var şimdi…

 Bunun bir adım sonrası yani, hani karlar azalıyor,  azalabilir

-. Belli dönemlerde belki ama bir adım sonrası hani zarara geçip de iflas veya konkordato noktasına gelinmesi bu bunlara dair herhangi bir şey görüyor musunuz?

-Eskişehir'de duyumlarımız var. Tabii ki böyle şeyleri çok açıklamak şirket bazında falan ama, geçen gün birkaç hikâye dinliyoruz, duyuyoruz bu konularla ilgili. Tabii konkordato kötü bir şey değil aslında. 

-Sanayi dediğiniz zaman büyük bir aileyiz. Eskişehir'de 100 bin çalışanımız var. Aslında büyük bir aileyiz doğal olarak özellikle işte girdi maliyetlerindeki artışlar,  enflasyon yaşam standardı vesaire verdiğiniz Maaşlar, ya da ödediğiniz ücretler bir süre sonra buradaki arkadaşlarımıza da aslında yeterli gelmiyor. Şimdi burada aslında bir vicdan da muhasebesi yapmak gerekiyor. Yani gerçekten çalıştırdığınız insanlar bir yandan da o arkadaşlarımızın hayat standartları her geçen gün ciddi şekilde artıyor. Hani bugün bir alışverişe de gitseniz gerçekten kolay değil. Herkes birbiriyle empati yapabilecek güçte.

PROLETER SANAYİCİYİZ.

-Eskişehir sanayisi üzerinde de söyleyeyim. Biz, Eskişehir sanayicilerinin önemli bir kısmı proleter sanayici… Yani çalışandır biz daha önceden hepimiz neredeyse %99'u çalışandır, hepimiz empati yapabilme yeteneklerine sahibiz. Ama doğal olarak ücretlerdeki bu artışların bu sefer maliyet yapısına etkisi çok negatif oluyor. Mal satamaz hale geliyorsunuz rekabet edemiyor hale gelebiliyorsunuz. İşte, bugün uzak doğuyla ciddi şekilde aramızdaki Çıpa açılmış durumda. Şöyle söyleyeyim ben size biz, Polonyalı ve Çek Cumhuriyeti şirketlerle bile bazen rekabet edemez hale geliyoruz. Yani bunların hepsi aslında dramatik bu bizim verimsiz olduğumuz şu olduğumuz bu olduğumuz da alakalı değil. 

-Bizim Sanayi şirketlerimizin hepsi pırıl pırıl gerçekten son 15 yıldır ciddi bir şekilde bu işin verimlilik tutun da yalın üretim tekniklerine kadar birçok teknik uygulanıyor fabrikalarımızda. Yeter ki bu maliyetleri düşürebilecek pozitif şeyler yapılsın Hani bu işlere çok yün bakmak gerekiyor o anlamda kesinlikle şunu da söylemeliyim.

Bir eleman bulamama problemimiz birincisi kalifiye olmamaları sebebiyle, o insanlar o fiyatlara bir süre sonra motive olmuyorlar. Bu da işin dramatik başka bir boyutu.

Biz hiç bir zaman umudumuzu kaybetmiyoruz. Tüm sanayici arkadaşlarımızla yine tam gaz çalışmaya devam ediyoruz, burada bir sıkıntı yok. Önemli olan rakamları düzgün hale getirebilmek yönetilebilir hale getirmek, her kriz ortamında yönetilebilir bir kriz ortamını sağlamak gerekiyor. Yani krizi tek başına bırakmamak gerekiyor.

 Bizim devletimizden beklediğimiz en büyük konu yönetilebilir krizleri önceden hesaplayabilmek.

Enflasyona odaklanmamız lazım.