Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler ESTV ekranlarında yayınlanan ‘Soruyoruz’ programında gazeteciler Tarkan Demir ve Murat Taşkın’ın gündeme dair sorularını yanıtladı. Piyasadaki gelişmelerden, ekmek zammına, belediye başkanlığı seçimlerinden, esnafın sorunlarına kadar birçok noktaya değinen Güler, “Benim için hizmet edecekseniz illa siyaset yapmanıza gerek yok. Ben Ticaret Odası Başkanı olarak da şu anda kente hizmet ediyorum, elimden gelen çabayı harcıyorum bu da bir alan bence öyle değerlendirmek lazım. Hep siyasete kendimi uzak gördüm” diyerek Belediye Başkanlığı seçimlerinde aday olmayı düşünmediğini belirtti.
MALİYETLER ENFLASYONU KÖRÜKLEYECEK
Tarkan Demir’in piyasaya yönelik “Uzunca bir süredir bunu da konuşmuştunuz, daha önceki açıklamalarınızda da var. Enflasyonun da etkisiyle merkez bankası politika faizini %40 olarak belirledi dolayısıyla biraz sıkışık bir dönemden geçiyor gibiyiz. Tüccarın krediye ulaşma maliyetleri de artmış durumda. Siz piyasayı nasıl görüyorsunuz şu anda?” sorusunu yanıtlayan Güler, “Aslında yüzleştiğimiz önemli konu bu. Şu anda politika faizi yüzde 40 olduğu dönemlerde. Onun dışında reel faiz oranları arasındaki makas kapanmaya dönük gidiyor. O yüzden benim 12'inci ayda da tekrardan politika faizinde bir değerlendirme yapıp merkez bankası bu makası biraz daha daraltma noktasına çabası ulaşacak ama tabi burada kredi ulaşma noktasında ihracatçı tarafında destekleri sağlıyor. Kamu bankaları özel sektördeki bankalar da şu anda kredi noktasında ulaşmak isteyene yakınlık gösteriyor. Vade şartları da uygun gözüküyor ama oranlarda büyük sıkıntı var. Şu an 36 vadeye kadar pozisyon almaya çalışıyor. 2024 yılında ilk 6 aya kadar hepimiz bir yorum yapabiliyoruz. Türkiye biraz yaz sezonunu seviyor mesela, 2023 verilerine bakarsanız hizmet sektörünün aşağı yukarı 100 Milyar Dolar civarında bir ihracatı gözüküyor. Hazineye baktığın zaman da şu an döviz rezervlerimiz en iyi noktaya gelmiş durumda. Tüccarımız esnafımız, sanayicimiz krediye ulaşabiliyor fakat yüksek maliyetler var şu anda önümüzde. Tüccar 4-5 Bine yakın aylık maalesef kredi kullanmalı. Türkiye'de ticaretin büyük bölümü maalesef vadeli dönüyor. Yani nakit satış ve alışlara baktığın zaman Türkiye ortalaması çok aşağılarda üreticiler bu ham maddeye ulaşma noktasında yaşadıkları finans sıkıntısında mecburen finans kurumlarına giderek ulaşmaya çalışıyorlar. Ama şimdi 4 buçuk 5'e şu anda mal etmiş olduğunuz bir kredi de bunu birim başı maliyetine yansıtırken satış noktasında en az 6'ya falan çıkar hale geldi. 2024 yılının bence ilk 6 ayında en büyük bela şu anda hiçbir şey yapmasak bile bu finans maliyetinin birim maliyetlere getirmiş olduğu maliyetler enflasyonu körükleyecek” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRET ÖNGÖRÜM: NET 17 BİN TL
Önceki dönemlerde yaşanan krizlerle pandemi sonrası kriz arasında ki farkı değerlendiren Güler, “Ben aylık %10 rakamlarını yaşamış bir tüccar olarak söylüyorum, yaşadık bugünleri. Pandemi gerçekten hem dünyada hem ülkemizde hem kentimizde çok olağanüstü bir durumdu. Hiç beklenmedik, şoktu. Hizmet sektörü çok etkilendi. Sonuç itibariyle insanların tüketmediği, dışarı çıkmadığı insanların seyahat etmediği, kısıtlamaların çok olduğu zorunlu kapanışların olduğu bir dönem yaşadık. Bu şoku atlattıktan sonra tabii bir anda da ekonomik olarak bir durum yaşamaya başladık. Burada yüksek maliyetler, yüksek kiralar, elektrik masrafları, eleman masrafları gelir giderlerini dağıttılar. İşletmelerin birçoğunu zora soktu. Kapanma aşamasına gelenler oldu kapatanlar da oldu. Süreçte ekonomik olarak beklentiler kamuoyu nezdinde hep olumsuz olarak algılanıyor. Biz hep diyoruz ki çalışanlarımız var. Benim de yüzlerce çalışanım var. Şu an itibariyle tabii onların ekonomik olarak refah seviyesi yükselmesi de öncelikle beni mutlu eder. Bu olağanüstü durumlarda işveren kendine göre yapmış olduğu matematik hesaplarında uluslararası piyasalara mal satmaya çalışıyorsunuz. Rakipleriniz var, maliyet hesabı yapıyorsunuz. Tabii burada o gider de önemli bir kalem haline geliyor. Şimdi herkesin beklentisi asgari ücrete ne olacak? Benim asgari ücret öngörüm ben 17 bin net olarak değerlendiriyorum. Bir defa yapacağız diyorlar çünkü ama tabi bunun biraz altında olabilir üstünde olabilir ama şu anda geçim noktasında çalışanlarımızın da belli bir refah seviyesine ulaşması için de böyle beklenti var. Gelen bilgiler aşağı yukarı bize bu aşamada geliyor” ifadelerini kullandı.
İNSANLAR SOSYAL DONATISINI ARTIRIYOR
Tarkan Demir’in “Ekonomiden dolayı yakınmalar çok. Hayat pahalılığı, fiyat artışları ama bunu söylediğiniz zaman ‘tamam da mekanlar ağzına kadar dolu, AVM’ler dolu, dükkanlar dolu deniliyor. Öyle olunca da sanki sizin üyeleriniz başta olmak üzere o insanların işlerinin tıkırında olduğu ortaya çıkıyor. Hakikaten var mı böyle bir şey?” sorusuna yanıt veren Güler,” Eskiden tasarruf kavramı vardı. İnsanlar için hayatta bir ev, bir araç önemlidir. İnsanlar buna ulaşmak için kendi sosyal yaşantılarından feragat yaparlar, kural budur. Şu an itibariyle matematiğe baktığınız zaman bilhassa bu kredi faizleriyle konut alma şansınız bir hanede iki kişi de çalışsa şu an itibariyle. Bu birikimlerle maalesef bunlara sahip olamayacağınız gibi insanlarda psikoloji oluştu. O yüzden de insanlar madem ben eve ulaşamıyorum diye düşünüp sosyal donatısını arttırmaya çalışıyor. Böyle bir maalesef son dönemde gelişen bir kavram var. Yani tasarruftan uzak bir yaşam planlaması haline gelmiş durumda şu anda” dedi.
KRİZİN ETKİSİ 2 YIL SONRA GÖRÜLÜR
Eskişehir’de kapanan ve açılan firmalar konusunda bilgi veren Güler,” 2022 yılında kapanan açılan arasındaki farkımız açılış ve sayımız yüzde 10-15 civarında fazlaydı. 2023 yılında bu oran daha iyi. Açılan daha fazla kapananlara kıyasladığımız zaman. İşletmelerin yasal mevzuatları var. Yani ben kapatıyorum deyince kapatamıyorsunuz. Açarken çabuk açıyorsunuz da kapatırken zaman istiyor. Mesela krizlerde kapanma hemen olmaz. 2 sene sonraya falan yansır. Yani doğru analiz etmek lazım. Mesela 2020 yılındaki pandemi sürecinde ki krizin etkileri 2022 yılında daha yeni ortaya çıktı. Yaşadığımız süreci biz 2024 yılında daha iyi analiz ederiz diye düşünüyorum” diye belirtti.
KÜÇÜK ESNAF SIKINTILI
Ticaret Odası Üyelerinin yaşadığı sıkıntılara değinen Güler, “Eskişehir'de şu anda hizmet sektörü tarafında Eskişehir de diğer kentlere göre de tüketimden daha fazla kazanan bir kent. Bakıldığı zaman üretim sektörümüz iyi gidiyor. Yani şu anda reel bir çark dönüyor. Küçük esnafta sıkıntı var. Onlar gerçekten çok zor durumdalar şu anda masrafları karşılayamaz hale geldiler. Bir de olağanüstü durum olduğu zaman bir karmaşa ortaya çıkıyor. Dükkan kirası 10 Bin Liradan 50 Bin Liraya çıkmış. Bunu hangi döngüyle yönetebilirsiniz? Asgari ücrete yüzde 50 zam gelecek, yanında eleman çalıştırıyor. Gelir gider dengesi işleri daha karmaşık hale getirdi. Tabii mesela gıda sektöründe yaşanan işte bu 3 harfli marketler zincirinin yüksek piyasayı zorlamaları iş yapan firmaların zora girmesi etken yani şimdi bir taraf hareketliyken diğer taraf maalesef zarar görür hale geldi. Yani çok anlaşılır bir dönem değil” diye konuştu.
EKMEK ZAMMINI YAŞAYACAĞIZ
Simit fiyatlarının 9 Liraya yükselmesinden dolayı ekmek fiyatlarında bir artış olup olmayacağını ifade eden Güler, “Ekmeğe daha vakit var. Ekmek gerçekten temel ihtiyaç maddesi. Burada inanın çok hassas davranıyoruz biz de. Mesela simit fiyatı aşağı yukarı 5 aydan beri her yerde 10 TL olmasına rağmen simidi neden 9 Lira yaptık? Kurtarmadı. 10 TL istediler dedim ki, hayır, şu asgari ücret zammını görelim, sonra bir daha planlayalım dedim. Arkadaşlara geçiş döneminde 9 TL verdik, şu an itibariyle. Bir maliyet söz konusu ortada. Ekmek talebi şu an itibariyle geliyor. Devamlı komiteler toplantı yapılıyor analizlerini çıkartmaya çalışıyorlar. Biz diğer kentleri analiz ediyoruz. Bizim maliyetleri çıkarttıktan sonra bir kural var Tarım İl Müdürlüğü’nü, Esnaf Sanatkarlar Odası’nı, Ticaret İl Müdürlüğünü böyle bir kurguyla komitemizde bir araya getiriyoruz. Birlikte analiz yapıyoruz un fiyatı nereden nereye gelmiş, işçilik fiyatı nereden nereye gelmiş, elektrik fiyatı nereden nereye gelmiş, yakıt parası nereden nereye gelmiş bu kriterler ve analizler yapılıyor, genel maliyetler ortaya çıkıyor. Gelen maliyet noktasında bir öncekiyle bir sonraki arasında fiyat analizi yapılıyor. Ondan sonra zam noktasında plan yapıyoruz. Yoksa yani ben Metin Bey olarak işte sizden bir talep geldi. Bunu değerlendireyim diyecek durumda değilim. Benim öngörüm yani 1’inci ay veya 2’inci ayda ekmek zammı yaşayacağız. 12'inci ayda zam yok. Yani her haneye giren bir ürün bu. Burada bizim de daha hassas ve daha dikkatli davranmamız gerekiyor” dedi.
HİZMET İÇİN SİYASETE GEREK YOK
Yerel seçimlerde aday olup olmayacağıyla ilgili açıklama yapan Güler, “Öncelikle tüm aday adaylara başarılar diliyorum. Zaten yılmaz Büyükerşen Hocamız olsun hem Ahmet Başkan’ımız hem Kazım Başkan olsun uzun yıllardan beri siyaset arenasının içerisinde olan arkadaşlar. AK Parti tarafında da tabi birçok aday adayı arkadaşımız var. Tabi insanın yani bir Belediye Başkanlığı makamında önerilmesi isminin orada konuşulması inanın insanın gönlünü okşuyor. Yani oraya layık görülmek, çok kıymetli, çok değerli. Sonuçta ben bu kentte doğdum. Yani bütün hayatım bu kentte geçti. Zaman zaman öne çıkmak istememişimdir. Geride kalmayı severim kendimi öne çıkartmakla işim yok benim. Bu dönem sayın Milletvekilimizden(Nebi Hatipoğlu) kaynaklanan bir süreç yaşıyoruz. Fakat benim için hizmet edecekseniz illa siyaset yapmanıza gerek yok. Ben Ticaret Odası Başkanı olarak da şu anda kente hizmet ediyorum, elimden gelen çabayı harcıyorum bu da bir alan bence öyle değerlendirmek lazım. Hep siyasete kendimi uzak gördüm. Yani teşekkür de ettim kendisine ama aday adayları belli olunca kadar bitmeyecek herhalde. Ama dediğim gibi gönlümü okşuyor mu? Okşuyor. O yüzden de ben seçilecek arkadaşlara şimdiden başarılar diliyorum. Biz orada siyaset yapmıyoruz biz orada işimizi yapmaya çalışıyoruz. O yüzden şehri yönetecek olan herkesle iş birliği yapmaya her zaman açığız” açıklamasında bulundu.
NEBİ HATİPOĞLU ADAY
Nebi Hatipoğlu’nun AK Parti’den aday olup olmayacağı konusunda aday olduğunu düşündüğünü belirten Güler, “Aday zaten şu anda, bence aday. AK Parti'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı ama siyasette son saatte değişir işler ama bence aday. Bundan sonraki süreci de izlemek lazım. Kendisi artık karar verme noktasında planlamalara geçmiş durumda. Siz de en son açılışta vardınız(aşevi açılışı) orada bence profili görmüşsünüzdür diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
ENERJİ VE EKİP MESELESİ
Ticaret odası Başkanlığı’na tekrar aday olup olmayacağı sorusuna cevap veren Güler, “Bilemiyorum ya seçime daha 3 senemiz var bizim. O konjonktür ne getirir? Hayatın sonuna kadar bu işi yapacak durumda değiliz. Ama son seçimde baktığın zaman yani rakibimizde oluşmadığı için de çok da genç bir jenerasyonla aslında şu an itibariyle devam ediyoruz. Yani meclisin %55i değişmiş durumda. Onların da görev süreleri bitti yerine genç arkadaşlara bıraktılar, biz de bırakacağız. Sonuçta bizim babamızın şirket değil burası. Yani enerjiniz olduğu sürece heyecanınız olduğu sürece bu görevi yaparsınız. Enerji ve ekip meselesi” dedi.
BU HEPİMİZİN MESELESİ
Antalya-Eskişehir Yüksek Hızlı Tren çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Güler, “Biz hem Organize Sanayi bölgesinde Nadir Bey’le, hem Celalettin Bey’le hem de Ömer Bey’le gerçekten bir uyum içinde çalışıyoruz. Her an bir araya geliyoruz. Bir telefon kadar yakınız, her konuyu rahat rahat konuşabiliyoruz. Antalya’ya bu kentin demiryolu ile bağlanması hepimizin meselesi sadece bizim meselemiz değil. Belediye Başkanının da görevi, Vali'nin de görevi Milletvekillerinin de görevi parti ayırmadan söylüyorum. Şu anda Konya’dan, İstanbul'dan buraya dünya kadar insan geliyor. Yüksek hızlı trenle beraber turizm noktalarını destekleyecek çok unsur var. Ulaşım sağlayamazsan olmaz. O yüzden bu hem Antalya’ya avantaj sağlar hem de bize avantaj sağlar. Bir girişim var tabii şu anda bu yerel seçimlerle alakalı ama açıkçası şu anda konsantrasyon ve hedefler başka noktada olduğu için buna biraz zaman var” diye belirtti.