ENFLASYON BAŞA BELA OLDU
+ Sayın Başkan, ilk sorum ekonomiden olacak. Malumunuz ki, durumlar çok da iç açıcı değil! Toplumun her kesiminden şikayetler artmış durumda.
Pandemiyle başlayan bir süreç var. En büyük sorun bugün enflasyon oldu. Enflasyon gerçekten başa bela olmuş durumda. Bununla büyük bir mücadele edilmesi gerekir ama önüne geçilemez fiyat artışları da var. Yani malın fiyatını değerlendirme imkânınız kalmadı. Mesela karpuz alıyorsun, ödüyorsun, sonra çıkınca ‘Karpuz bu kadar ediyor muydu?’ diye soruyorsunuz. Her üründe şu an bu durum var. Gıdayla alakalı artışlar oldu mesela. İşte önümüzde asgari ücretle ilgili büyük mesele var. Hem işvereni hem çalışanı ilgilendiriyor.
KENTE KARŞI BORCUMUZ VAR
+Sayın Başkan oraya gelmeden en başa dönelim isterseniz. Oda yönetiminin başkanlığına seçilirken o süreçte güzel bir iş başardınız. Herkesi birlik beraberlik çatısı altında topladınız, tek listeyle de seçime girdiniz. Eskişehir ticareti, güç birliği altında toplandı. Bu nasıl oldu, nasıl başardınız?
Tabii öncelikle ben bu kentteyim. Yani bütün yaşam hikayem, iş hayatım, aile hayatım, hep bu kentte geçti. Bu şehirde olmayı çok seviyorum. Yaşamımızı bundan sonra da bu şehirde geçireceğiz? Yani gözlerimizi bu kentte kapatacağız inşallah. O yüzden kente karşı bu anlamda hep borcumuz var. Bizim bu kente karşı sorumluluklarımız her zaman devam edecek. Birlik beraberlik vasfıyla orantılı işler bunlar. Herkes aynı noktaya bakmak zorunda değil ama kent menfaati ortaya çıktığı zaman da ortak bir temele gelebilmek ve bunu becerebilmek lazım. Sağ olsun bizim üyelerimiz de bunu bizde gördüler, bunu hissettiler. 18 Bin civarında üyemiz var. Zaten bunların birçoğuyla hem ticari ilişkimiz var hem sosyal ilişkimiz var. Komşuluk var, akrabalık var yani kent bizi tanıyor. Bu anlamda kentle alakalı kentin sorunu olduğu zaman bizim nasıl tepki koyduğumuzu biliyor herkes. O yüzden kent menfaatini ortaya koymak kaydıyla herkesin böyle gelmesi lazım. Mesela Uraysim projesi var.”
ESKİŞEHİR 10 YIL DAHA KAYBETMEMELİ
+ Ben de sözü oraya getirmek istiyordum, siz başladınız lafa. O halde hemen sormak istiyorum. Şehri ilgilendiren bir konu yeniden gündemde. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mahkeme süreçleri, kamulaştırmalar falan derken tüm işler iptal oldu.
Şimdi bu proje olmalı mı olmamalı ayrı bir konu. Ama mesele şu, en başından bir birliktelik olsaydı keşke. Bu proje için çok para harcandı. Yapılanlar dışında dünya kadar öğretim görevlisi bununla alakalı eğitim almak için yurtdışına gönderildi. Bu insanlara yatırım yapıldı, çok ciddi paralar harcandı. Gerçekten milli servet. Öncesinde planlamayı yaparken başta taraflar bir araya gelip bu konuyu her yönüyle konuşmalıydı. İşte tarım arazisi midir? Bu iş rantabl mıdır, değil midir? Yer doğru mudur değil midir? Yoksa ‘istemiyoruz’ demek en kolay iş! Şimdi burada ortak müşterekte bir araya gelip bunları tartışma ortamı sağlayabilseydik bugün bunları yaşamazdık. Şimdi bakın ne oldu? Proje iptal edildi. Şimdi ne olacak? Başka bir isim altında başka bir planlama altında tekrar gündeme alınacak ama ne zaman? Bir 10 yıl daha kaybedeceğiz. Ben burada o taraf haklı, o taraf değil diye yargılamıyorum kimseyi. Ama kentin ortak menfaat noktasında bir araya gelinmeliydi. Bunu yapabilseydik, bugün yaşananların hiç birisi olmayacaktı. Şimdi kim kaybetti, şehir kaybetti.
YENİ ÇEVREYOLU LAZIM DEĞİL DİYEMEZ KİMSE!
+ Şehrin diğer konularına getireceğim sözü. Zaman zaman sizin de gündeme taşıdığınız konulardan birisi çevre yolu, diğeri de havalimanıyla ilgili. Kentin bu konulardaki beklentileri karşısında neler diyeceksiniz?
Şehrin nüfusu 1 Milyon civarında. Buna karşılık şehirde var olan 370 Bin araç araçtan bahsediyoruz. Bununla birlikte çevre yolundan geçen araç sayısında da farklı farklı veriler var. Karayollarının açıkladığı veriler var, belediyenin yapmış olduğu çalışmalar var. Bir kere şu var, yani ‘kuzey çevre yolu lazım değil’ diye kimse dememeli bana göre. Yani sonuçta hepimiz bu şehirde yaşıyoruz. Yeni bir çevreyolu yapıldığında mevcut yolda yüzde14, yüzde15 civarında rahatlama yaşanacağını söyleyenler var. Rakamlar çok da önemli değil, çünkü artık bütün gelişmiş kentlerde bu yeni yolları görüyorsunuz. Artık şehirlerden transit geçecek araçların kentle temasları kalmadı. Gidin bakın Denizli’ye bu iş bitmiştir. Bursa’ya gidin aynıdır, Ankara'ya gidin aynıdır, Konya'ya gidin aynı, Antep'te de aynı. Artık en değerli şey zaman. Mesela benim organize sanayide iş yerim var. Muttalip organizede iş yerim var. 3 tane farklı yerim var. Her sabah işime giderken sıkıntı yaşıyorum, her akşam dönüşte o sıkıntıyı yeniden yaşıyorum. Bunun yüzde 5, yüzde 10 rahatlaması bile bana göre bir kazançtır. O yüzden kuzey çevre yolu bu şehir için en büyük gereksinimdir.
ESKİŞEHİR HER YERE UÇABİLEN BİR KENT OLMALI
+ Uçuşlar konusunda da aynı düşüncede misiniz?
Biz Hasan Polatkan Havalimanının kapanmasının gündemde yer aldığı zaman çok mücadele verdik. Bu dönemde Nabi Bey sağ olsun, Emine Hanım sağ olsun gerçekten. Herkes birlik olmuş sözünü ettiğim konsorsiyum sağlamıştı o zaman. Herkes elinden gelen bir şey varsa yapmaya çalışıyordu. Biz Belçika'ya kadar gittik. Belçika'da sivil toplum örgütü derneklerle bir araya geldik. O dönem Zafer Havalimanı meselesi var, o konuya çok girmek istemiyorum ama biz Eskişehir olarak bunu kaybetmek istemiyoruz. Sebebi açık. Mesela biz Avrupa’ya, Belçika’ya uçuyoruz örneğin ama bu bize yetmiyor. Bu uçuşlar Eskişehir turizmine de ekonomisine büyük katkı sağlayacak unsurlar. Daha önce Hollanda'dan buraya geliyorduk. Biliyorsunuz Fransa'dan uçuşlarımız vardı. Uçak sayısı ne kadar artarsa bundan tüccarımız, sanayicimiz, şehrimiz faydalanıyor. Sıcak para bu şekilde kente giriyor. Şu anda üyelerimiz en mutlu günlerini yaşıyor. Eskişehir’e bu yaz epeyce gelen oldu çünkü. O yüzden uçuş sayılarını daha da artırmalıyız. Hatta bana kalırsa bu uçuşların yurt içinde de yapılması gerekiyor. Örneğin uçak Trabzon’dan Bursa’ya geliyor. Aynı uçak Bursa'dan da Antalya'ya geçiyor. Bursa'dan İzmir'e gidiyor. Ya bizim için de bu olamaz mı? İstanbul’dan kalkan uçak buraya dokunarak geçemez mi? Eskişehir’e ayağını basıp Antalya’ya gidemez mi? Biz bunu 12 ayın her günü demiyoruz ki! Ama anlaşılır bir takvimle de bunu yapmamız lazım. Bu tabii öncelikle çalışılması gereken bir süreç. Ama biz elimizdekileri kaybetmek istemiyoruz. Bizim mücadelemiz birkaç uçuşun buraya gelmesini sağlamaya yetti. Bunu da kaybedersek de kent çok şey kaybeder. Bu işe şehrin tüm aktörlerinin sahip çıkması şart. Ben siyaseten konuşmuyorum. Her siyasi partinin uçuşlara sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum.