KURT, ELEŞTİRİLERİ CEVAPLIYOR…

Abone Ol

Odunpazarı Eskişehir Odunpazarı Hicri Sezen Meydanı'na kurulan yeni yıl pazarına saldırı girişimi düzenleyen Burak Özger isimli şahıs vardı. Kendini ''Biz şeriat ülkesiyiz' diyerek kendini savunmaya çalışmış, olay yerine gelen zabıta ekiplerine zorluk çıkarmıştı. Kurulan stantları dağıtmış, ışıklandırmalara zarar vermişti... Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü heykellerine de zarar vermeye kalkışmış, sonra polisler gelip gözaltına alınmıştı?

Bu durum konuşuldu. Mehmet Kepez saldırıyı kınadı.

Kazım KURT daha net açıkladı. 

GERİCİLİĞİN OLMASINI HİÇ KİMSE KABUL ETMEZ

“Eskişehir'de böyle bir gericiliğin olmasını hiç kimse kabul etmez. Siz de kabul etmediniz, başkaları da kabul etmez. Peki, ben işte bu yobazların, bu gericilerin böyle bir şey yapmasının doğru olmadığını söyleyerek kimi ötekileştirmişim!  Ötekileştirilen, fazla alkol alan, şeriat istiyor. Şimdi bu tür bir çelişkiyi bu bize yaşatmak yanlış bir iş. Doğru bir yaklaşım değil. Ve bunun da bence düzgün bir soruşturmayla, ne tür bir organizasyonun İçinden geldiği anlaşılır görülüyor. Ben yargıya güveniyorum yargıya güvenmek istiyorum”. 

BEN YARGIYA GÜVENMEK İSTİYORUM.

Dolayısıyla o yurttaşın, saat 4'e kadar kimlerle iş tuttuğu kimlerle birlikte olduğu düzgünce soruşturulur, bu işin organize bir şey olup olmadığı o zaman anlaşılır. Biz şu anda basitçe, elimizin tersiyle ya bu sarhoştur diye ittirerek kurtulursa, ileride farklı sonuçlar çıkabilir? Dolayısıyla soruşturmanın derinleştirilmesi genişletilmesi gerekir. Bu tek başına yapılacak bir iş değildir.

İkinci en çok eleştiri Adalet ve Kalkınma partililer şöyle bir şey var. Ben bunu çözemiyorum. Şehir Hastanesini biz yaptık, sizin ne işiniz var. Sıra evleri biz yaptık, sen niye orada oturuyorsun ya? Ben orada oturuyorum öyle diyorsunuz, siz dediniz.

TOKİYE GÜVENMİYORUM

Şimdi bakın bedava parayla mı ben orayı almışım. TOKİ'ye güvenmiyorum. O davaları anlattım ben size. TOKİ beni de dolandırmaya kalktı ama dolandıramadı. 

Üç dönem Belediye Başkanlığı, bir dönem milletvekilliği ve 30 yıl avukatlık yapmış bir adamım. Ancak orada oturabiliyorum. Kusura bakmayın yani. Ben bu işten ev alacak para kazanamadım… Sizin çevrenizde tabii böyle milletvekili yapıp,  3 dönem belediye başkanlığı yapan adam öyle ıvır zıvır yerde oturmaz. Siz bunu anlayamıyorsunuz, ama Eskişehirli beni çok iyi anlıyor.

Ben hep doğrular söylemeye devam ediyorum. İşte güvenme meselesi… Biz TOKİ’ ye güvendik ev aldık, kazık yedik, dava açtık çözdük.  

FARKLI BİR KENT MODELİ OLUŞTURABİLİRDİK

Eskişehir'de TOKİ vadişehir ve ıhlamur Kent’te ciddi yatırımlar yaptı. Efendim, Aşağı söğüt önünde ciddi yatırımlar yaptı. Bunları yaparken planlamayı doğru yapsaydık hep beraber çok farklı bir kent yaratabilirdik.

TOKİ İYİ  NİYETLİ DEĞİL..

Çağlan Kaya pınar bölgesinde kocakır dediğimiz bölgede başladı. Bir çalışma başladı. İşte Kazım KURT bu işi durdurdu ve dava açtı filan diye bir sürü eleştiriyorsunuz hala. Ama işin aslını bilmeden eleştiriyorsunuz Ben ısrarla şunu anlattım. TOKİ orada yoksullara ev sahibi olma konusunda iyi niyetli değil. Ama o kampanyadan arsa ve ev almaya çalışanlar da beni eleştirdi. Bizim ev sahibi olmamızı engelliyorsunuz filan diye.

İLK EVİM, İLK ARSAM MAĞDURLARI DERTLERİNİ ANLATIYORLAR

Şimdi bugün, o arkadaşların yayınladığı bir bildiri elime geçti. Size okuyorum şimdi. Bizler, ilk evim arsa projesi kapsamında Eskişehir hak sahipleri olarak Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal projesine başvurduk. Projenin lansmanında müşterek arsalar için 112. 500' TL’den müstakil arsalar için 192. 500'den başlayan fiyatlarla arsa tahsis edileceği vaat edildi. Ancak bugün gelinen noktada milyonlarca liralık bedellere imza atmamız isteniyor. Daha önümüzde İnşaat ve ev yapım sürecimiz var bugün itibariyle yaklaşık % 10'u olduğu belirtilen tahsis ve peşinata esas ön katılım bedeli adı altında müşterek arsalar için 107.000 müstakil arsalar için 175.000 TL yatırmamız talep edilmektedir. Üstelik bu tutar arsanın büyüklüğüne ve konumuna göre yeniden değerlendirilecek ve artırılabilir. Ayrıca bu fiyatların % 40 sübvansiyonlu olduğu söylenilen fiyatlar olduğu iddia edilmektedir. Bizler, o dönemde geliri 16.000 TL'yi geçmeyen dar gelirli aileler olarak, bu projeye umut bağladık. Ancak istenen bu tutarlar, birçok aile için ev hayallerini yıkmış ve ödeme gücümüzün ötesine geçmiştir. Bu şartlarda proje artık orta ve dar gelir vatandaşlara hitap etmemektedir. Odunpazarı belediye başkanı Kazım KURT’ un bu konudaki itirazları bugün haklı çıkmıştır. Maalesef açıklanan fiyatlar, bizlerin beklediği uygun şartlardan çok uzaktır. TOKİ' den talebimiz bu fiyatların yeniden değerlendirilmesi ve bizlere daha makul erişilebilir bir fiyatlandırma yapılmasıdır. Aksi takdirde çoğu hak sahibi durumdan vazgeçecek devam edebilenler ise, için ise gecekondu önleme bölgesindeki gecekondu tarzı yapılar ortaya çıkacaktır 

Bizler iki yılı aşkın süredir bu arsaların hayaliyle bekleyen,  hak sahipleriyle burada İlla kötü niyet, İlla efendim politik karşıtlık lazım bir gerçeklik var vatandaşın ödeme gücü belli TOKİ yoksul ailelere ev yapmak için kurulmuş bir kurumdur. TOKİ böyle arsasına 1. 750.000 isteyip, üstüne ne yapılacağı belli olmayan bir işin içinde olamaz. Çünkü TOKİ Zaten kocakır zaten Hazine arazisi oraya para vermedin arsayı niye satıyorsun sorun budur. O nedenle TOKİ konusunda lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve TOKİ’yi bu tür yanlışlardan kurtarın.

DOĞRU ELEŞTİRİLER BAŞIM ÜSTÜNE

Doğru eleştiriler can baş üstüne. Bakın ben burada herkesi dinliyorum. Herkesi dinlemek, Demokrasinin temel görevidir. Bir yönetici olarak biz bunu yapmak durumundayız. Aksi takdirde bu iş olmaz.

KARAMANIN KOYUNU SONRA ÇIKAR OYUNU

Ama Türkiye'nin biraz önce söylediğiniz dış politikadaki parlayan bir yıldız olduğu işine katılmadığımı bir daha söyleyeyim. Çünkü Türkiye ait olduğumuz bölgeden dışlanmış bir Türkiye var. Ne bizi İslam coğrafyasında bir yere koyuyorlar, ne de batı coğrafyasında bir yere koyuyorlar. Biz çelişkiler içerisinde yaşayan bir ülkeyiz. O nedenle Suriye ile ilgili konuda da çok acele etmeyin.

Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu diye bir şey var. Bu işi bu noktaya getirelim. Ama şu noktadaki eleştirileriniz de katılmadığım bir kez daha vurgulamak isterim. 

22 YILDIR ÜLKEYİ SİZ YÖNETİYORSUNUZ?

Ciddi anlamda ekonomik sıkıntılar varken, Türkiye'de baskılar varken, ezilenler varken, sömürü varken, bunu dillendirmeye kalktığımız anda, hemen başörtülü bacılarım ordu evine giremedi. Efendim bilmem kim, başörtülü bacıları ordu evine sokmayan şimdi fetö'den tutuklu. Tezgâhların içinde de hep beraber olmuşlar. Dolayısıyla bu arkadaşların bizimle hiçbir alakası olmadığı tescillendi. Şimdi, sizle birlik biz de yaşadık. Bizim Anamızda, bacımız da başörtülü. Yani bir şey yok. Dolayısıyla bu işi bu işi fazla kaşımayın. Biraz daha kaşıyınca, zaten İsmet Paşa'ya gidiyorsunuz. İsmet Paşa kabahatli oluyor. Şimdi İsmet Paşa'ya kadar gidiyorsun güncel eleştiri oluyor, 22 yıldır bu ülkeyi siz tek başına yönetiyorsunuz. 22 yıldır çözülemeyen sorunlar varsa, sorumlusu sizsiniz.  22 yılda çözemediğiniz işi, bundan sonraki 5 yılda ben çözerim demek, kadar bir komik iş yok. O nedenle bu işi unutun.

GÖZ BOYAMADAN VAZGEÇİN

Anketlerde Türkiye'nin ihalar, sihalar motoru nereden? Siz daha iyi bilirsiniz o işi. Motoru yok. Motorun başka yerde İtalya'dan fabrika dan alındı. Dolayısıyla bu işleri bu işleri geçelim. Göz boyamadan vazgeçin. Bizim artık gözümüz açıldı. 

ESAMEMİZ OKUNMUYOR...

Türkiye şu anda Avrupa Birliği'nde esamisi okunmayan bir ülke oldu. Genişleme kapsamında bile sayılmayan bir ülke olduk. Ama siz işte 2023'te a gidecektik. Avrupa Birliği vizesiz bütün kapılar açılacaktı. Bunların hiçbiri olmadı. 

             

PAZAR  ARTIKLARINDAN RIZIK İÇİN TOPLAYANLAR VAR

Türkiye'de şu anda şu anda çözümsüz bir iktidar var. Başka hesaplar yapmak suretiyle göz boyamaya çalışıyor. Bu işi kimse unutmaz.

Pazarda hala akşamüstü atık toplayan insanlarımız var.

Türkiye'nin sosyal devlet ilkesini çiğnedin. Türkiye'de işte biraz önce

Sayın Âlem söylüyor, sosyal belediyecilik yapmıyorsunuz diye.

Türkiye'de 16 -17 milyon civarında insan sosyal yardımlarla geçinir noktaya geldi. Bu şu anlama gelir. Bütçenin yaklaşık beşte biri anlamına yani bütçenin beşte birini aç bıraktınız. Sosyal yardımlarla kendinize bağlayıp oy almaya çalışıyorsunuz. Bu bile, bu bile bütçe gelirinin % 1’i.

Ortalamaları % 2,5.  Dolayısıyla o çok verdik dediğiniz sosyal yardımda sınıfta kaldınız. Belediyeler bile hükümeti yakalamak üzere. O nedenle bu konularda vatandaş yapılanları görüyor. Vatandaş ona göre değerlendirmesini yapacak. Çok güveniyorsanız kendinize getirirsiniz sandığı yaparız erken seçimi. Herkes boyunun ölçüsünü alır.

BU İŞİN SONU GELDİ...

Artık kendinize güvenmeyin. Bu işin sonu geldi inşallah.

Türkiye'de 2025'te bu işi gerçekleştiririz. Demokratik laik sosyal hukuk devletini hayata geçiririz, anayasa bunu emrediyor bu anayasaya herkes uymak zorunda. Siz de uyun diye düşünüyorum…

Günün sözü;

Bir hükümetin en temel amacı hükmetmek ya da korkuyla baskı altında tutmak, zorla itaat sağlamak değil, insanların korku duymadan özgürce yaşamasını sağlamaktır.

Baruch Spinoza