Hava sıcaklıklarının düşmesi ve güneş ışınlarının azalmasıyla birlikte, birçok kişi kış depresyonu ya da mevsimsel duygulanım bozukluğu adı verilen bir durumla karşılaşabiliyor. Bu durum, ruh halindeki değişikliklerle kendini gösteriyor ve genellikle sosyalleşmede azalma, halsizlik, uykuya eğilim, konsantrasyon eksikliği gibi belirtilerle birlikte iş veriminde kayıplara yol açabiliyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Uzman Psikolog Kübra Sultan Berber, kış depresyonunun kadınlarda daha fazla görüldüğünü vurguladı. Berber, "Kış depresyonu, genellikle kış mevsiminde güneş ışığının azalmasıyla ilişkili bir durumdur. Bu dönemde vücutta melatonin üretimi artar, bu da kişilerin daha fazla uyuma isteği duymasına ve genel anlamda yorgunluk hissetmelerine yol açar. Ayrıca, kışın daha karanlık ve soğuk hava koşulları sosyal izolasyonu da artırabilir" diyerek, bu durumun psikolojik ve fiziksel sağlığı nasıl etkileyebileceği hakkında bilgi verdi.
UYKUSUZLUK HİSSİNE NEDEN OLABİLİR
Kış depresyonunun serotonin seviyesinde yaşanan düşüşle ilgili olduğunu ifade eden Berber, şunları söyledi: “Kış depresyonu güneş ışığının azalmasıyla ilişkilidir. Gün ışığından daha az faydalandığımız bu dönemde, vücutta serotonin seviyeleri düşer ve uyku-uyanıklık döngüsünü düzenleyen melatonin hormonunun üretimi artar. Bu durum, kendimizi daha yorgun hissetmemize, sabahları uyanmakta zorlanmamıza ve hatta gün boyunca uykusuzluk hissine neden olabilir. Sosyal olarak içe çekilme, işte ya da günlük aktivitelerde dikkat ve verim kaybı da sıkça gözlemlenir. Ancak diğer depresyon türlerinde kişinin dışarı çıkma motivasyonu daha düşükken kış depresyonunda kişilerin harekete geçme enerjisi daha fazladır. Bu yüzden dışarı çıkmak, arkadaşlarla vakit geçirmek, davetlere katılmak ya da kendinizi dışarı davet etmek gibi aktiviteler faydalı olacaktır. Yatakta kalmaya devam ederseniz, süreç uzayabilir. Bu nedenle kendinizi biraz zorlamanız gerekiyor.”
KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Ruh halinde yaşana değişiklerle baş etme yöntemlerine değinen Berber, sosyalleşme ve gün ışığından faydalanmanın önemine vurgu yaptı. Berber, “Güneş ışığı, hem D vitamini üretimini hem de serotonini tetikler. Bu durumun önüne geçmek için ilk yapılacak şey tabii ki gün ışığından yararlanmak olacaktır. Gün ışığının en yoğun olduğu saatlerde açık havada yarım saatlik yürüyüşler yapmak etkili olabilir. İş yerlerinde ya da evde cama daha yakın noktalarda bulunmak da faydalıdır. Eğer imkan yoksa da güneş ışığı ampulleri kullanılabilir. Bu tür ampullerle ortamı aydınlatmak serotonin üretimini destekleyebilir. Araştırmalara göre, kış depresyonu kadınlarda daha sık görülüyor. Bu nedenle, özellikle evde çok vakit geçirmek yerine, dışarıda ve sosyal ortamlarda daha fazla bulunmaya özen göstermek gerekiyor” diye konuştu.
FİZİKSEL AKTVİTELER RUH HALİMİZİ DEĞİŞTİRİR
Kış depresyonunun beslenme düzeninde de değişikliklere yol açtığını ifade eden Berber, fiziksel aktivitenin ruh hali değişikliğinde önemli bir rol oynadığını dile getirdi. Berber, “Bu ruh hali değişiklikleri beslenme düzeninde de değişikliklere neden olabilir. Şeker ve karbonhidratlara olan eğilim artabilir. Bu nedenle dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak önemlidir. Beslenmenin yanı sıra egzersiz yapmak da hem dopamin hem de serotonin seviyelerini artırarak ruh halini iyileştirir. Aynı zamanda, sosyal bir aktivite olarak da değerlendirilebilir. Bir spor salonuna gitmek, bir yürüyüşe katılmak ya da arkadaşlarla birlikte egzersiz yapmak hem sosyalleşmeyi sağlar hem de enerji seviyenizi yükseltir” dedi.