Kazım Kurt çok haklı
Hatta ihracat artışına, yeni yatırımlara, enflasyonun dizginlenmesine ve işsizliğe karşı herhangi bir politika hükümet yetkililerinin ağzından duyulmuyor. Tüm olumsuz göstergelere rağmen her şey yolunda gibi bir hava estirilmeye çalışılması bu alandaki karamsarlığı daha da arttırıyor.
Bunun yanında bir gerçeklik daha karşımıza çıkıyor ki merkezi iktidarın faaliyet alanına giren birçok konuda belediyelerin kapısı daha sık çalınmaya başlandı. Ne gibi diyorsanız; iş arayanlardan tutun da ekonomik yatırımlara kadar birçok alanda belediyeler vatandaşların umut kapısına dönmüş durumda.
Toplumun hemen her kesimi iş bulmak için belediyelerin kapısını aşındırıyor. Belediyeler meslek edindirme kursları düzenlemeye, uygulamalı girişimcilik dersleri vermeye başladı. Zaten şirket kurmalarının önü yıllar önce açılmıştı.
BELEDİYELERDEN BEKLENTİLER DEĞİŞTİ
Yani yasal olarak olmasa da pratik olarak günümüzde belediyelerden beklenen işsizlikle ve yoksullukla mücadele etmesi, enerji politikaları geliştirmesi, ekonomik yatırımlar yapması… Tüm bunların yanında da kültürel, sanatsal hizmet sunması ve olmazsa olmaz alt yapı yatırımlarını gerçekleştirmesi…
Yani içinde bulunduğumuz dönemde merkezi iktidarın yani hükümetin faaliyet alanına giren konuların eksik ya da hiç yapılamaması nedeniyle belediyelerin bu boşluğu doldurmaları gerekiyor.
BELEDİYELERE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR
İşte belediyelerimizin ve başkanlarının düşüncelerini, vizyonlarını biraz daha bu yöne kaydırmalarının zamanı geldi. Kalkınma, büyüme, işsizlik hatta yoksullukla ilgili mücadelede günümüzde belediyelere büyük sorumluluk düşecek. Bu alanda ciddi bir mücadele boşluğu var. Bu boşluğu doldurabilecek tek mekanizmaların da belediyeler olduğu görülüyor. Çünkü bizim endüstri ilişkileri içinde ele aldığımız sendikalar ve sivil toplum örgütleri eski gücünden oldukça uzak…
Merkezine işsizlik ve yoksullukla mücadeleyi koyan; kalkınmaya, büyümeye ve enerji politikalarına hem alternatif hem de katkı sunan bir vizyonla projelerin sunulması ve tanıtılması gerekiyor. Çünkü Eskişehir'deki belediyeler bugüne kadar Eskişehir'de bu işi çok iyi yaptı, yapılacağını gösterdi. Şehircilik anlayışının ötesine çıkıldı.
İş sadece adını koymaya kaldı.
***
Bu satırları 28 Aralık 2017 tarihinde 'Tepebaşı ve Odunpazarı'nın öğrettiği' başlıklı yazımda paylaşmıştım. Tekrar hatırlatmak nedenime gelince; Önceki gün Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Seyitgazi Sarıcailyas, Şükranlı ve Çukurca Köylüleri Derneği üyeleri ile bir araya geldi.
Kurt burada dedi ki;
'Ekonomiye katkı sunmak için Odunpazarı'nda meslek edinme kursları açtık. Öğretmenleri de kendimiz buluyoruz, bu işleri de kendimiz sürdürüyoruz. Bu kurslarda kadınların ürettiklerini de satacak bir ortam sunuyoruz. Şuanda bizim kurslarımızda ders alan ya da bizim OKEP'de çalışan kadınların ürettiklerini Arasta Çarşısında dükkan açtık satıyoruz. Pazarlara çıkarıp orada satma şansı veriyoruz dolayısı ile kadın el işini işledikten sonra Odunpazarı Belediyesi'ne getirirse ay sonunda 200 - 300 TL alacağını biliyor. Mutfağa küçük katkı olur diye düşünüyorduk, iş gelişti belirli bir noktaya geldi. Bu yıl Odunpazarı Kadın Kooperatifini kurduk. Orada pasta üretiyorlar, biz belediyemizin etkinliklerinde pastayı onlardan alıyoruz. Onlarda buradan para kazanmaya başlıyor. Odunpazarı Belediyesi olarak, ekonomik anlamda devletin yapması gereken birçok işi biz yapıyoruz'
BUNUN DIŞINDAKİLER ALGIDIR, GERÇEKLER BAŞKA
Başkan Kurt, vatandaşlara mütevazılık yapmış, söylemlerini eksik bırakmış. Ben tamamlayayım;
Odunpazarı Belediyesinin özellikle son bir yıl içinde ortaya koyduğu projelere bakarsak bu gerçekliği bir kez daha görüyoruz. Arıköy, Güvercinköy, Solucan Gübresi Fabrikası ve diğerleri… Aslında merkezi hükümetin yapması gereken ekonomik yatırımların yapıldığını görüyoruz.
Bu yeni belediyecilik anlayışının Türkiye genelinde ilklere imza attığını hatta yeni bir tanımlama getirdiğini de gözlemliyoruz.
Siz bakmayın işin algı siyaseti ile uğraşanlara. Gerçekler çok başka…