‘KARDEŞİM AHMET’ DER Mİ?

Abone Ol

Yılmaz Büyükerşen ile Ahmet Ataç’ın Eskişehir’deki siyasi yaşamları birlikte başladı.

1999 Yılında girdikleri seçimleri büyük bir başarı ile kazandılar.

2004 yılındaki seçimde Ahmet Ataç seçimi çok az ve tartışmalı bir sonuçla kaybedince bir dönem beklemek zorunda kaldı.

Ancak;

Yılmaz Hoca ve Ataç bir sonraki seçimde yine birbirlerinden kopmadılar.

Büyükerşen, “Kardeşim Ahmet” diyerek 2009 seçimlerine de Ataç ile birlikte girdi.

Sonuç her zamankinden çok daha iyi oldu.

Ataç Tepebaşı’nda Büyükerşen de Büyükşehir’de oylarını artırarak kazandı.

Sonraki süreci zaten herkes biliyor.

Üç seçim daha birlikte girdikleri seçimleri, “Oylarını giderek artırarak kazandılar”

Kazanırken de şehrin efsaneleri olmayı başardılar.

Sadece şehrin mi?

Yaptıklarıyla, projeleriyle, çalışmalarıyla ülkenin dört bir köşesine örnek oldular.

Eskişehir, diğer kentlere belediyecilik projesi ihraç eden bir noktaya geldi, getirildi.

99’da başlayan bu serüven bugün halen devam ediyor.

Aday olmaları durumunda Büyükerşen ve Ataç ikilisinin seçimleri yeniden kazanacağına kesin gözüyle bakan çok büyük bir kitle var.

Böylesi bir tercihte hem CHP huzur içerisinde yeniden seçim süreci yaşayacak hem de büyük olasılıkla seçimleri bir kez daha kazanacak.

Önceki gün Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı ziyaret etti.

Ziyaretin partinin aday belirleme sürecinde yapılmış olması bazı kesimlerce manidar bulundu.

Bazı kesimlere göre, yıllardır birlikte omuz omuza çalışan ikilinin yeniden bir seçime hazır olduğu mesajı verildi.

Bazı yorumlar ise farklıydı.

Büyükerşen, “Kardeşim Ahmet” diyerek yerini Ataç’a bırakabilir tahminleri de çokça yapıldı.

Bu kişilere göre, Büyükerşen’in aday olmama kararı vermesi durumunda Ataç’ın büyükşehir adayı olması kesin…

Önceki gün birlikte objektiflere samimi pozlar veren Büyükerşen ve Ataç ikilisinin nasıl karar vereceği elbette bilinmiyor.

Bildiğimiz ise, Büyükerşen ve Ataç’ın halen şehrin en çok ilgi gösterilen ve girecekleri bir seçimin yine en favori isimleri olacağıdır…

Bakalım ilerleyen günler neler gösterecek?

Bekleyip göreceğiz…

****************

YANILMAMIŞIZ!

Geçtiğimiz haftalarda buradan bir yazı kaleme almış ve şunu demiştik;

“Önümüzdeki mahalli seçimlerde en iyi çalışan değil en az hata yapan kazanacak!”

Son günlerde seçimin iddialı partilerinde yaşanan gelişmelere bakıyoruz…

Başta CHP olmak üzere enteresan gelişmelere tanıklık ediyoruz.

Hatta öyle bir sürece girdik ki;

“Her en çok büyük hatalar yapılacakmış” hissini veriyor partiler.

CHP dedik…

Bugüne kadar yapılmamış olanlar yapılıyor Eskişehir için…

Mevcut başkanların ankete tabi tutulmak istenmesinden tutun, adaylık başvurularının talep edilmesine kadar enteresan işler yapılıyor.

Eskişehirli seçmen, tüm bu olup bitene anlam veremediği gibi, kızgınlığı da giderek artıyor.

Hülasa, “AK Parti’nin 20 yıldır yıpratamadığı CHP’li başkanları kendi partisi yıpratıyor!” yorumları çok yüksek sesle yapılmaya başlandı.

İşin tuhafı, CHP’nin bunca hengâme içerisinde sahiden de mevcut hataları daha büyük bir biçimde sahaya yansıtacağı beklentisi de artmaya başladı.

Yani en az hata yapan kazanır derken, CHP’nin en büyük hatayı yaparak kazanacağı seçimi kaybetme riski ortaya çıkabilir…

AK Parti’de sessiz bekleyiş sürüyor.

Bu bekleyiş artık yerini gerginliğe bırakmaya doğru yol alıyor.

Gerilim elbette seçim kazanmak isteyen bir parti için hiç de iyi bir psikoloji yaratmıyor.

Özellikle son genel seçimde yapılan aday belirleme yanlışlarının sandığa nasıl yansıdığını gören parti tabanı, aynı hataların yeniden yapılıp yapılmayacağı endişesini içten içe yaşıyor.

Hatta zaman zaman kulislere öylesine aday isimleri geliyor ki, sözünü ettiğim gerginlik kızgınlığa bile dönüşüyor!

İşte olası aday senaryoları içerisinde AK Parti yeniden yanlış tercihler yapabilir olasılığı halen yaşanıyor.

Benzer tercihlerin mahalli seçimlere de yansıtılması durumunda bırakın yeni belediye kazanılmasını, mevcutların bile gideceği korkusu bir tarafta duruyor.

İYİ Parti, öylesine güzel başladı ki seçim sürecine sonunu aynı derecede getiremedi.

Açıkladığı adaylar ile kentte ilk günlerde rüzgâr estiren İYİ Parti, seçim süreci yerine istifalarla uğraştı.

“En az hata yapan” formülü içerisinde İYİ Parti yola en büyük hataları yaparak girdi.

İYİ Parti adına sevindiren gelişme ise, bu dağınıklığı toparlayacak zamanlarının olması…

En azından diğer partiler adaylarını açıklayıp, belirlenen adaylar kamuoyunca sindirilinceye kadar işleri derleyip toparlama şansları var.

Elbette bunu yapmayı başarırlarsa…

Kısacası;

Daha önceden sözünü ettiğim hata yapma konusunda partiler son zamanlarda birbirlerini sollama yarışına girmiş görünüyor.

Bakalım bunca sıkıntılı süreç içerisinde kim ve kimler çok fazla hasar almadan çıkacak?

Çıkmayı başaran ise sandığa bir adım önde girecek…

Bunu da söylemeden geçmeyelim…