Eskişehir

Kadınların emeğini destekleyen bütçe talebi!

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı sendikalar, Adalar’dan Yediler Parkı’na yürüyüş düzenleyerek taleplerini dile getirdi. Yürüyüşün ardından sendikalar adına açıklama yapan Eğitim İş Şube Başkanı Fadime Arslan, "Geçinemiyoruz. Halkın yararına bir bütçe talep ediyoruz"dedi.

Abone Ol

Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, Tüm Bel-Sen, KESK Şubeler Platformu, Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası, Tüm Emeklilerin Sendikası, Sağlık Emekçileri Sendikası bir araya gelerek artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret artışları karşısında her geçen gün daha da yoksullaştıklarını vurgulayarak, adil bir gelir dağılımı talebiyle seslerini yükseltti. Yürüyüşte “AKP elini cebimizden çek, direne direne kazacanağız, yönetim istifa” sloganları atıldı. Yürüyüşe Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekilleri İbrahim Arslan, Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü CHP İl Başkanı Talat Yalaz’da katıldı.

"BEDELİNİ YILLARDIR NEDEN SADECE BİZ EMEKÇİLER ÖDÜYORUZ?"

2025 yılının başlangıcında açıklanan zam oranlarının sefalet seviyesinde olduğunu belirten Eğitim İş Şube Başkanı Fadime Arslan, “1 Ocak’tan itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. 2025 bütçesine göre attığımız her adımda ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur. İş yerlerinde alın teri döken bizler, enflasyon karşısında ezilirken sermaye her geçen gün daha fazla kâr ediyor. Vergi yükünün büyük bölümü emekçilerin omuzlarına yıkılırken, zenginlerin vergi borçları birer birer siliniyor. Kamu kaynakları, halkın ihtiyaçları yerine sermayeye ve yandaş projelere aktarılıyor. Bu adaletsiz düzenin bedelini yıllardır neden sadece biz emekçiler ödüyoruz? Maaş artışları Erdoğan-Şimşek programına göre değil gerçek enflasyon oranına göre yapılmalıdır” diye konuştu.

“SİYASİ İKTİDARI UYARIYORUZ”

Bütçenin sosyal hizmetlere, eğitim, sağlık ve kamu altyapısına ayrılması gerektiğini dile getiren Arslan, “Bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe mahkum eden bu kapitalist düzene karşı durmanın tek yolu ortak talepler etrafında, emekçilerin daha dirençli bir mücadele hattına doğru yol almasını sağlamaktır. Kamu emekçileri olarak vergide adalet, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması ve insanca yaşayacak ücret gibi temel ve ortak talepler etrafında birleştiğimizde, bu düzeni değiştirme gücüne sahibiz. Emeğimizin değerini bulması, insanca yaşanacak bir ücret ve güvenli çalışma koşulları için mücadele etmekten başka çaremiz yok. Kamu emekçileri, bu ülkenin eğitimini, sağlığını, yerel yönetimlerini, altyapısını ve sosyal hizmetlerini omuzlarında taşıyanlardır. Ancak, yıllardır emeğimizin karşılığını alamıyor, her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük zam politikalarına karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleyen politikalara karşı güçlerimizi birleştiriyor, sesimizi yükseltiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için bugün tüm işyerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi iktidarı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

TALEPLERİNİ SIRALADI

Arslan, haklarını korumak ve yaşam standartlarını yükseltmek için taleplerini şu şekilde sıraladı: “Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Eşit işe eşit ücret talep ediyoruz. Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79 bin TL’ye çıkartılmasını talep ediyoruz. Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira fiyatlarına karşı, güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz. Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz. İşyerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz. Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz. Seyyanen zamların, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz. Kamu kaynaklarının müşteri garantili projeler için değil, halk için kullanılmışını talep ediyoruz. Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi ve 1. vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve sabitlenmesini istiyoruz. Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz.”